Sevgili okurlar…
Toplum içerisinde parti diyalogları yaşandığı zaman hep bir şeyler söylemek istiyorum.
Malumunuz.
Ülkemiz sağ kesim ve sol kesim diye ikiye ayrılıyor.
Sağ kesimde iktidar olmak üzere değişik partiler,
Aynı şekilde sol kesimde ana muhalefet olmak üzere değişik partiler yer alıyor.
Aslında sağ sol ayrımı değil de,
Fikir ve görüş farkları desek daha doğru olur aslında.
Bu diyaloglar yaşanırken,
Ankara siyaseti aklıma geliyor ve kızıyorum.
Kime mi?
Tabi ki parti liderlerine,
Çünkü meclis kürsülerinde,
Mikrofonu ellerine alan siyasi parti liderleri,
Öyle sert üsluplarda bulunuyorlar ki,
Yemin olsun gören der ki,
Eğer bu adamlar karşı karşıya gelirse birbirlerini parçalar.
Ama ne yazık ki,
Onların orada yaptıkları konuşmalar tabanda yani halk da büyük uçurumlara neden oluyor.
İnsanlar en yakın arkadaşları,
Hatta akrabaları ile öyle polemiklere giriyor ki,
Birbirlerinin yüzlerine bakamayacak konuma geliyorlar.
Halbuki,
Biraz inceleseler,
Biraz dikkat etseler,
Bu söylemlerin sırf siyaset uğruna yapıldığını anlayacaklar.
Kulislerde birbirleri ile konuşmalarına şahit olsalar,
İnanın bana parti bile tutmazlar,
Daha doğrusu tutmazsınız.
Evet size diyorum,
Değerli okurlar.
Ne olur bazı şeyleri görün artık,
Eşinizle, dostunuzla,
Siyasi polemiğe girmeyin,
Eleştiri elbette yapın,
Ama insanları kırarak ya da ötekileştirerek değil…
Çünkü tavanda böyle bir üslup sadece ekran başında var.
Hatta merak edenlere önerimdir.
Daha yeni,
TBMM'nin yeni yasama yılının açılış resepsiyonunda,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasını izleyebilirsiniz.
Sayın Bahçeli, Özel ile tokalaşmasının ardından
‘Birbirimizi kırmıyoruz inşallah.
Üzülme!
Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor’ ifadelerini kullanıyor.
Özel ise,
‘Herkes doğru bildiğini söylüyor.
Önemli olan saygıda ve sevgide eksiklik göstermemek’ diye yanıt veriyor.
Yani demem o ki,
Boşuna kendi kendinizi paralamayın.
Hadi kalın sağlıcakla…