Bir kaç günlüğüne, bir yerlere mi gitsek ne yapsak!
Hani,
Ramazanın son günleri gelir de,
Bayram yaklaşırdı ya.
İşte o günlerde duyardık bu sözleri.
Öyle ya,
Bayram geliyor.
Bayram tatil demek.
Bir kaç gün dinlenmek, gezmek, dolaşmak demekti.
Şöyle,
Ege’ye, Akdeniz’e doğru araba ile uzanmak.
Gezip dolaşıp geri gelmek…
O günlerde, eskilerde,
Hemen herkes bunları yapabilir durumdaydık.
Akaryakıt böyle pahalı değil,
Gıda fiyatları ucuz.
Et, süt, yumurta herkesin alabileceği fiyatlar da,
Sahiller büyük otellerce kapatılmamış,
Konaklamak için
Küçük pansiyonlar, oteller vardı.
Aileler gidip,
Buralarda kalabiliyor, tatil yapabiliyordu.
Tabi eskidendi bunlar...
Ya şimdi,
Aklından bile geçirme.
Mal varlığını satsan buralara gitmek,
Tatil yapmak hayal…
Yer yine aynı.
Topraklar bizim.
Sahiller bize ait.
Ama devir, şekil değişti.
Oralarda başkaları yaşıyor.
Özellikle yabancılar...
Avrupalılar çoğunlukta tabi.
Hani şu,
Ömürleri kuyrukta geçenler.
Yani, bizler,
Kendi toprağımızda,
Kendi sahillerimize inemiyoruz.
Biz gidemiyoruz.
Bayram bizim,
Memleket bizim,
Tatil yapan,
Yiyip içip, gezip dolaşan, dinlenen
Elin yabancıları…
Olsun,
Ne yapalım, kader işte.
Oralar şimdi yabancılarla doludur.
Zaten yabancı dilimizde yok,
Dillerini de bilmiyoruz.
Kiminle konuşup dertleşeceğiz…
Ne işimiz oralarda,
En iyisi,
Otur aşşa evinde yaa..!
Bayramınızı kutluyorum.
Sevgiler saygılar...