Sevgili okurlar… Ülkemizde milyonlarca çocuğumuz 12 Eylül itibarıyla ders başı yaptı. Kimisi daha ilk kez okul ile tanışırken, Kimisi ise yeni bir okulda yeni arkadaşlar ile tanıştılar. Yaklaşık 9 ay sürecek olan eğitim öğretim maratonu başlamış oldu. Eskileri hatırladığımızda biraz olsun çocuklarımız bana şanslı geliyor. Şöyle ki, Eskiden bizler okula başlamadan önce okul ders kitaplarımıza ailelerimiz ciddi paralar ödüyorlardı. Uzun bir süredir ise yani 2003-2004 eğitim öğretim yılından itibaren hükümetin eğitim politikası kapsamında çocuklarımızın kitapları devlet tarafından karşılanıyor. Geçtiğimiz yılda yardımcı kaynak kitapları ücretsiz bir şekilde çocuklarımızın hizmetine sunulmaya başladı. Bu yıl ders başı yapan öğrencilerimiz hem ders kitapları hemde yardımcı kitaplarını sıralarının üzerinden alarak eğitim öğretim hayatına başlamış oldular. Bu anlamda yetkililere teşekkür etmek istiyorum. Çünkü ekonomik olarak birçok insanımızın zorlandığı bugünlerde eğitim giderlerinin ciddi bir kısmını ailelerin üzerinden alarak, en azından ders kitabı ve yardımcı kitap masrafını üstlenmiş oldular. Bunlar eğitim sistemine yapılan güzel katkılar. Birde hem eğitim sistemine hem de ailelerin öğrencilerine yaptığı yanlışlar var tabi ki, Bunlar aslında belki sayfalara sığmayacak kadar çok… Biliyorsunuz; Teknolojik gelişimler öyle inanılmaz boyutlara ulaştı ki, Eğitimi teknolojiden bağımsız düşünmek çok zor. Eğitimin gelişmesi için nasıl teknolojiye ihtiyaç varsa, Teknolojinin de gelişmesi için eğitime ihtiyacı var. Dolayısıyla, teknolojiden uzak kalmak yerinde saymaya benzer. Bu yüzden eğitim için teknoloji olmazsa olmazdır. Ve teknoloji sayesinde çocuklarımız becerilerine göre eğitim hayatına devam etmelidirler. Yani ne kadar Fen Lisesi açarsanız açın, Önemli değil, Çocuğa ihtiyacı olan en doğru bilgiyi vermek zorundayız. Bunda hem ailelerin hemde eğitimcilerin büyük rolü vardır. Bugün bakıldığında çocuklarımız puan sistemine tabi oldukları için neredeyse bir yarış içindeler. Bu da hem eğitimde başarıyı hemde kaliteyi düşürmektedir. Eğitimin bu şekilde ilerlemesi de okullarda ki sınıfların kalabalıklaşmasına ve eğitimin kalitesinin düşmesine neden oluyor. Eğitim camiası sınavlarla ölçtüğü başarıyı yetenek sınavları ile ölçerek çocukların yeteneklerine göre şekillenmesini sağlamalı. Aileler de çocuklarına becerilerine göre imkan tanımalılar. Yani veliler çocuklarından sadece akademik başarı değil, Sportif, sanatsal ve kültürel gelişimlerine de yardımcı olmalılar. Öte yandan mevcut ekonomik koşullar öğrenciler arasında başarıyı olumsuz yönde etkiliyor. Bunun önüne geçilmeli, Ve eğitimde eşitlik sağlanarak geleceğimiz olan çocuklarımızın yarın ülkemizi yönetecek birer birey olduğu ortaya çıkarılmalıdır. Şimdiden herkese iyi bir eğitim öğretim yılı diliyorum… Kalın sağlıcakla…