Hem de ne şenlik! Anaları babaları görse bayılırdı bu şenliğe. Bazıları bu dediğim, sakın tamamımı dediğim sanılmasın. Bir şeyler bu ülkenin insanının üzerinden mi?, desem, içinden mi? desem uçup gidiyor. Yüzlerce senelik insan hamuru, son birkaç sene de(aşağı yukarı 20, belki de 30 sene)eskisi gibi kıvamını bulmakta epeyce bir sıkıntı çekiyor. Herkes değil dedik, sadece bazıları… Onun için bazılarının haricindekilerinin alınmasına gerek yok.
Ol hikaye ise şu şekilde zuhur etti. Çarşamba günü işimiz için Giresun’a gitmek icap etti. Dolmuş durağına geldim, arabaya bindim ve yolcuların dolmasını bekliyordum. Birkaç genç kız yolcu olarak arka koltuklara oturdu. Birkaç dakika geçmeden heybetli bir genç erkekte geldi ve bu kızların yanına oturdu. Arkadaşlardı herhalde. Araba yola çıkana kadar kendi aralarında sohbet etmeye başladılar. Klasik ergen lafları ile hoş sohbetle onlar devam ederken arabada Burunucun’a kadar geldi. Benden bir sıra arkada olunca söyledikleri de kulağıma kadar rahatça geliyordu. Tabii öyle kısık sesle konuşmak artık ayıp sayıldığı içinde, sesleri biraz fazla çıktığından benim gibi arka taraflarda oturanlarda bunu duyuyordu. Yani laf söz dinlediğimiz yoktu o anda. Bir ara bu genç erkek öyle bir laf ettik ki; arkaya dönüp şunu bir ikaz edeyim, diye içimden geçti. Sonra maraza çıkmasın, diyerek yola baktım. Tamam, kendi aranızda her haltı, konuşup arkadaşlık edersiniz. Millet sizin bu zevzekliklerinizi dinlemek zorunda değil. Giresun’a kadar bu devam etti. Erkek olanı anlattıkça anlatı, inanın hatun bir kişi olsam, bir saniye bile bu şebekliği dinlemem ve bir daha da selam sabah olsun, diye de kapıma uğratmam. Eğer bunu bir hatun kişi yapsa, anında kapının önüne koyar herkes kendi yoluna der, doğruca uzaklaşırdım. Bu genç erkek bu lafları arasında bir ara öyle kelime etti ki, insan bu kadar olmaz der. Şimdi burada kaleme alsam, kıyamet kopar. Muhabbet nedir, sohbet nasıl edilir, hangi söz nerede nasıl ağızdan çıkar, hepsini büyükler insana anlatır bildiğimiz. Bunu birde marifet gibi üstüne basa basa söyledi ki, madalya taksam az gelir.
Bu mevzu çok derin, girdaplı, fırtınalı ve çok sarsıcı bir şekilde üstümüzden geçiyor. Onun için ana babalar evlere şenlik kızımız, oğlumuz var, diyerek çok sevinmesin; ne olduğunu bir sorgulasın yoksa şenlik ateşi her yeri saracak!