Evet Cuma günü Ramazan bayramına merhaba derken,23 Nisan Pazar günü Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramını da kutlayacağız. İster istemez yaşımız gereği nerede o eski bayramlar demek geliyor aklıma. Çocukluğun günler öncesinden karar verilen, gecesinde ütülenip baş ucuna konulan kıyafetleri, uyku tutmayan gecenin sabahında başlayan tatlı telaşlar, öpülmeyi bekleyen eller ve gözler… Yapılan tüm betimlemeler ile mazinin buruk gülümsemesi. İnsanlık var olduğundan bu yana süregelen kültür, insanı bir kıldığı noktada anlamına kavuşur. Ayrılan tüm farklı fikirlerin, insanların, ayrılan tüm görüşlerin ve görüşmeyişlerin bir olduğu anın adı olur bayram. Eskilerin lezzetini arayan insan, her bayrama öncekinin huzurunu bulmanın umuduyla başlar. Bayram, sofrasıyla, ziyaretiyle, karşılama ve uğurlamasıyla umut bırakır insana. Bir olmanın huzurunu yeniden ve yeniden bulmanın umudunu. Dargın olanla tekrar göz göze gelmenin, sarılmaya hasret olanla kucaklaşmanın umudu bayramı bayram yapar. Günler öncesinden hazırlanan emekler, aynı sofranın aynı tabağında yan yana gelir. Zeytinyağlı arar gözler en çok, parmak ölçümü ile inceliği sohbetlere konu olur. Çantalara doldurulan şekerler, eve taşınmak istenen huzurun diğer adı olur. En en eskiler, lokum sıkıştırır mendil arasına, daha yenilere çikolata kafidir. Çok tatlı yenir, pek tatlı konuşulur o gün. Acıları düne saklamış, kahkahaları dolup taşan misafir odalarına ayırmış gibi, öyle tasasız, öyle endişelerden arınmış sohbetler bırakılır akşam çaylarının yanına. Bayram, öteki görüleni, aynı kalabalık sofrada kendinden kılmanın adıdır. İnsan, hem ayrılığı hem kavgayı öğrendiği gibi, farklı olanla aynı masada buluşmayı da çok küçük yaşta öğrenir. Bayram, aynı heyecanla farklı kapıları tıklatmanın, iki yabancının yalnızca birkaç şeker ile bağ kurabilmesinin adıdır. Şimdi zaman, unutulmaya yüz tutmuş her bir eylemin hatırlattığı hoş sada ile karşılaşıldığında, “Nerede o eski bayramlar’’ demeden önce, cümlenin başına, çocukluğun miras bıraktığı umutları serpmenin zamanıdır. Ümit ise kovulduğu vakitte bile, kapıyı çalan birkaç gıcır çocuk ayakkabısında saklıdır. Herkese mutlu bayramlar…
Anasayfa
Yazarlar
Erol KÜÇÜK
Yazı Detayı
Bu yazı 1324+ kez okundu.
BİR BAYRAM DAHA GELİYOR DOSTLAR
Evet Cuma günü Ramazan bayramına merhaba derken,23 Nisan Pazar günü Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramını da kutlayacağız. İster istemez yaşımız gereği nerede o eski bayramlar demek geliyor aklıma. Çocukluğun günler öncesinden karar verilen, gecesinde ütülenip baş ucuna konulan kıyafetleri, uyku tutmayan gecenin sabahında başlayan tatlı telaşlar, öpülmeyi bekleyen eller ve gözler… Yapılan tüm betimlemeler ile mazinin buruk gülümsemesi. İnsanlık var olduğundan bu yana süregelen kültür, insanı bir kıldığı noktada anlamına kavuşur. Ayrılan tüm farklı fikirlerin, insanların, ayrılan tüm görüşlerin ve görüşmeyişlerin bir olduğu anın adı olur bayram. Eskilerin lezzetini arayan insan, her bayrama öncekinin huzurunu bulmanın umuduyla başlar. Bayram, sofrasıyla, ziyaretiyle, karşılama ve uğurlamasıyla umut bırakır insana. Bir olmanın huzurunu yeniden ve yeniden bulmanın umudunu. Dargın olanla tekrar göz göze gelmenin, sarılmaya hasret olanla kucaklaşmanın umudu bayramı bayram yapar. Günler öncesinden hazırlanan emekler, aynı sofranın aynı tabağında yan yana gelir. Zeytinyağlı arar gözler en çok, parmak ölçümü ile inceliği sohbetlere konu olur. Çantalara doldurulan şekerler, eve taşınmak istenen huzurun diğer adı olur. En en eskiler, lokum sıkıştırır mendil arasına, daha yenilere çikolata kafidir. Çok tatlı yenir, pek tatlı konuşulur o gün. Acıları düne saklamış, kahkahaları dolup taşan misafir odalarına ayırmış gibi, öyle tasasız, öyle endişelerden arınmış sohbetler bırakılır akşam çaylarının yanına. Bayram, öteki görüleni, aynı kalabalık sofrada kendinden kılmanın adıdır. İnsan, hem ayrılığı hem kavgayı öğrendiği gibi, farklı olanla aynı masada buluşmayı da çok küçük yaşta öğrenir. Bayram, aynı heyecanla farklı kapıları tıklatmanın, iki yabancının yalnızca birkaç şeker ile bağ kurabilmesinin adıdır. Şimdi zaman, unutulmaya yüz tutmuş her bir eylemin hatırlattığı hoş sada ile karşılaşıldığında, “Nerede o eski bayramlar’’ demeden önce, cümlenin başına, çocukluğun miras bıraktığı umutları serpmenin zamanıdır. Ümit ise kovulduğu vakitte bile, kapıyı çalan birkaç gıcır çocuk ayakkabısında saklıdır. Herkese mutlu bayramlar…
Ekleme
Tarihi: 18 Nisan 2023 - Salı
BİR BAYRAM DAHA GELİYOR DOSTLAR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.