Sevgili okurlar… Seçimler yaklaşıyor. Kapınıza oy istemeye gelen siyasilere sorun, Deyin ki onlara yaşadığımız şehirler için neler yaptınız, neler yapacaksınız? Vaat değil hizmetleri sorun. Mesela ne sorun biliyor musunuz? Ordu’nun Çambaşı Yaylasında hayata geçirdiği Bungalov Evleri ve Kayak Merkezini sorun… Mesela ne sorun biliyor musunuz? Trabzon’un yaylalarında ki yaşam alanlarını turistik tesislerini sorun… Ve deyin ki, Bizim neyimiz var? 50 yıl önce de karda kaymak için poşet kullanan bölge halkı, Hala poşet kullanıyor deyin. Komşu illerin hizmetleri ile iç geçirip, Dertleniyoruz deyin. Bizim yaşam hakkımızı, Sosyal aktivitelerimizi neden kısıtlıyorsunuz deyin. Ailemizle kış günü doğanın keyfini neden çıkaramıyoruz deyin. Sadece kış günü değil, Yaz aylarını da sorun… Yaz aylarında nerede piknik yapabiliriz deyin mesela, Yaylalarımızda doğanın bizlere sunduğu doğal mesire alanlarında hangi hizmetleriniz var diye sorun. Bu bölgenin insanları neden hem imrenmek zorunda kalır diye sorun. Sorun ki, Utansınlar, Sorun ki, Dertlensinler, Belki dertlenirlerse, Belki utanırlarsa, Bir işin ucundan tutarlar. Ve masa başından kalkıp, Cenaze ve düğünlerde boy boy resim atmaktan, Masa başında toplantı yapıp, İş yapıyor edasından kurtularak, Hizmet etmek isterler. Sokakta bu soruları sormazsanız. Ancak birbirimize dert yanarız. Zaten sesimiz de güçlü çıkmadığı için, Hiçbir hizmeti alamayız. Sonra da birbirimize hal yanarız. Fırsat sizin elinizde, Buyurun… Bölgemize sahip çıkalım. Siyasileri harekete geçirelim. Hadi bakalım şimdi söz sizde! İsteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü demişler. İsteyin ve alın… Kalın sağlıcakla…