Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

“Çukur’un” dibinde debelenenler!

Özel bir tv. kanalında çok izlendiği söylenen bir dizi var. Bende pek böyle diziydi şuydu buydu zaman ayırıp ta çok izlemem. İşim gücüm çok sizin anlayacağınız. Gazeteleri ve dergileri okurken zaten zaman geçiyor. Ancak arada sırada sesi benimde olduğum odaya kadar gelen bu dizilerin seslerinden anladığım ve birkaç dakikada olsa “neymiş bu dizilerde bu sesler diye” baktığımda, “ulan ülke de sabah akşam silahlı çatışma olduğu zannedilir” düşüncesi bende hasıl oluyor. 12 Eylül öncesi ülkenin tamamında mahalle ve sokaklar hangi görüş o yerde etkin ise ona göre ayrılmıştı. Kanun, yasa, hak hukuk, polis, asker bu yerlere giremez ayrıca, farklı görüşteki insanlar diğer görüşün hegemonyasındaki yerden geçme bile geçemezdi. Bu dizilerin en meşhuru veya öyle olduğu ifade edileni, “Çukur” adlı olanı. Yahu; diziyi birkaç dakika takip ettiğimde, elinde, arabasında, evinde, işyerinde, belinde, çantasında envai çeşit silah olmayan yok gibi. İstanbul’un içinde bir mahallede sanırsın ki, iç savaş varda bu kadar insan silahlanmış ve ortalık yangın yeri gibi. Kimin kimi vurduğunu geçtim, en ufak bir tartışmada canını kurtaran bir daha bu mahalleye uğramaz yahu. Ne muhtar, ne polis, ne bir güvenlik bu mahalleye uğramaz olmuş gibi. Birkaç aile(siz çete veya mafya anlayın artık) buraları zapt etmiş ve kendi kanunlarını uygular haldeler.   Bir bölümde bir gazeteci öldürüldü(bu aklımda kalan acayip bir durumdu)ve bu gazetecinin bir tek soranı bile olmadı. Ne ailesi, ne onu habere gönderen gazetesi, ne arkadaşları arayıp sormadığı gibi, cenazesi bile kaldırılmadı. Gazeteci “sırra kadem bastı yok oldu gitti.” Mahallede nerde bir olay var, bakıyorsun yüzlerce silahlı kişi anında olay yerinde, silahlar ateşleniyor, adamlar ölüyor, onlarca yaralı var ama kimse adli olarak işleme tabii olmuyor ve mahallenin elebaşları mutlu mesut hayatlarına devam ediyor. Ayrıca yine denk geldiğim bir dizide, 15 tır silahın kaçırıldığı ifade ediliyordu. Akıl alır gibi değil, değil mi? 15 tır silah nereye nasıl, kaç kişi tarafından kaçırılır yahu?  Oyuncak araba mı bunlar? “Nerden baksanız tutarsızlık, nerden baksanız ahmakça.” Ya bu dizileri yazanların bu dünya ile ilgileri yok, ya da biz dizi izleyenler cahiliz! Ondan sonra da; gençler rol model olarak, bu “Çukur’un” dibinde debelenenleri alıyormuş. Daha çok şey var yazılacak sıra ile gidelim bizde bundan sonra. Bulancak’ta bile elinde, kolunda “Çukur’un” dövmesini yaptıran var, anlayın artık nereye gelindiğini!..  
Ekleme Tarihi: 28 Eylül 2018 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

“Çukur’un” dibinde debelenenler!

Özel bir tv. kanalında çok izlendiği söylenen bir dizi var. Bende pek böyle diziydi şuydu buydu zaman ayırıp ta çok izlemem. İşim gücüm çok sizin anlayacağınız. Gazeteleri ve dergileri okurken zaten zaman geçiyor. Ancak arada sırada sesi benimde olduğum odaya kadar gelen bu dizilerin seslerinden anladığım ve birkaç dakikada olsa “neymiş bu dizilerde bu sesler diye” baktığımda, “ulan ülke de sabah akşam silahlı çatışma olduğu zannedilir” düşüncesi bende hasıl oluyor.

12 Eylül öncesi ülkenin tamamında mahalle ve sokaklar hangi görüş o yerde etkin ise ona göre ayrılmıştı. Kanun, yasa, hak hukuk, polis, asker bu yerlere giremez ayrıca, farklı görüşteki insanlar diğer görüşün hegemonyasındaki yerden geçme bile geçemezdi.

Bu dizilerin en meşhuru veya öyle olduğu ifade edileni, “Çukur” adlı olanı. Yahu; diziyi birkaç dakika takip ettiğimde, elinde, arabasında, evinde, işyerinde, belinde, çantasında envai çeşit silah olmayan yok gibi. İstanbul’un içinde bir mahallede sanırsın ki, iç savaş varda bu kadar insan silahlanmış ve ortalık yangın yeri gibi. Kimin kimi vurduğunu geçtim, en ufak bir tartışmada canını kurtaran bir daha bu mahalleye uğramaz yahu. Ne muhtar, ne polis, ne bir güvenlik bu mahalleye uğramaz olmuş gibi. Birkaç aile(siz çete veya mafya anlayın artık) buraları zapt etmiş ve kendi kanunlarını uygular haldeler.  

Bir bölümde bir gazeteci öldürüldü(bu aklımda kalan acayip bir durumdu)ve bu gazetecinin bir tek soranı bile olmadı. Ne ailesi, ne onu habere gönderen gazetesi, ne arkadaşları arayıp sormadığı gibi, cenazesi bile kaldırılmadı. Gazeteci “sırra kadem bastı yok oldu gitti.”

Mahallede nerde bir olay var, bakıyorsun yüzlerce silahlı kişi anında olay yerinde, silahlar ateşleniyor, adamlar ölüyor, onlarca yaralı var ama kimse adli olarak işleme tabii olmuyor ve mahallenin elebaşları mutlu mesut hayatlarına devam ediyor.

Ayrıca yine denk geldiğim bir dizide, 15 tır silahın kaçırıldığı ifade ediliyordu. Akıl alır gibi değil, değil mi? 15 tır silah nereye nasıl, kaç kişi tarafından kaçırılır yahu?  Oyuncak araba mı bunlar?

“Nerden baksanız tutarsızlık, nerden baksanız ahmakça.” Ya bu dizileri yazanların bu dünya ile ilgileri yok, ya da biz dizi izleyenler cahiliz! Ondan sonra da; gençler rol model olarak, bu “Çukur’un” dibinde debelenenleri alıyormuş.

Daha çok şey var yazılacak sıra ile gidelim bizde bundan sonra. Bulancak’ta bile elinde, kolunda “Çukur’un” dövmesini yaptıran var, anlayın artık nereye gelindiğini!..  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.