Sevgili okurlar…
Son zamanların en politik konularından birisi;
Toplumumuzda ki ötekileştirme hareketleridir.
Televizyonlarda, sokakta ya da herhangi bir mecliste ötekileştirme konusu gayet hakim bir şekilde kullanılıyor.
Televizyonları açıyoruz,
İzliyoruz,
Mikrofonu eline alan kim olursa olsun,
Ötekileştirmeden bahsediyor,
Toplumun kucaklanmasından bahsediyor.
Lakin bunu söyleyenler aslında ötekileştirenlerin en başında geliyor.
Şöyle ki,
Bu konu tamamen siyaset konusu yapılarak,
Aslında kendi yaptıklarını başkaları yapmış gibi lanse ederek,
Etrafına sempatizan ya da partizan toplamaya çalışıyor.
Ama bunu yaparken şunu unutuyorlar,
Ötekileştirme politikası ile toplumda ki dayanışma maalesef ama maalesef geriliyor.
Gündelik yaşantımızda birlik ve beraberlik sağladığımız birçok insanla siyasiler tarafından başlatılan bu ötekileştirme söylemleri nedeniyle karşı karşıya kalıyoruz.
Toplumumuzun en hassas olduğu,
Birlik ve beraberliğe her zamankinden en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde
Bu tarz söylemlerin siyasi faktörlerin ağzından dökülmesi toplumumuzu ikiye bölerek karşıt görüşler yaratılmasına neden oluyor.
Bu söylemin artması neye neden oluyor biliyor musunuz?
Artık insanlar karşısındakinin yüzünün haline bakarak hangi tarafta olduğunu bile anlayabiliyor.
Neden korkuyorum aslında biliyor musunuz?
Büyüklerimiz anlatırdı ya hani,
Eskiden 80 öncesi bir evde abi ve kardeş bile birbiri ile anlaşamaz derlerdi.
Biri sağcı biri solcu diye…
Şuanda ülkemizde gerçekleşen bu ötekileştirme cümlelerin bizi yeniden eskiye götürmesinden korkuyorum.
Herkes özgür düşüncesini paylaşsa keşke,
Kimse kimseye hesap sormasa…
Kimin hangi taraftan değil,
Herkesin adaletten, haktan ve hukuktan bahsettiği bir ülkede yaşayabilsek keşke.
Baksanıza şu halimize,
Çıkıyorlar televizyonlara,
Alıyorlar ellerine mikrofonu,
Biri diyor, ‘Halkımızı ötekileştirmeyelim’
Ama yaptığı ilk icraat ötekileştirmek oluyor.
Kendinden görmediğini hemen ezip geçiyor.
Öteki çıkıyor diyor, ‘Halkımızı ötekileştirenlere karşı birlik olalım’
O da göreve geldiğinde ilk icraatı kendinden olmayanı harcamak oluyor.
Söyleme bak icraata bak.
Söylemler ne yazık ki icraatlar ile uyuşmuyor.
Diyorum ya tek korkum,
Büyüklerimizin bahsettiği o günlere geri dönmek.
Sonumuz hayrola…
Kalın sağlıcakla…