Asbest minareleri lifsi yapıları sayesinde ısı, sürtünme, baskıya dayanıklı olup, mükemmel bir yalıtım yeteneğine sahiptirler. Bu özellikleriyle endüstride yaklaşık 3.000 iş kolunda yaygın kullanılmaktadır.
Ak toprağın ( asbestli toprak) lifsi yapısı ve esnekliği sayesinde kazandığı ısı, su yalıtımlı özellikleri kırsal alanlarda yaşayanlarca fark edilmiştir. Ak toprağın köylerin etrafında doğal olarak kullanılmaktadır. Bölgelere göre; “ ak toprak” “çorak toprak” “ geven toprağı”, “ çel pet”, “ höllük”, ceren toprağı” adıyla da adlandırılır. Diğer toprak çeşitlerinden ayırt edilmiştir.
1990 yılında ak toprak kullanımı azalmaya başlamakla beraber bugün için Türkiye’de kırsal alanda yaşama nedeniyle asbest ile temaslı 1.000.000 civarında kişinin yaşadığı yaklaşık 90.000 kişinin de temasa devam ettiği öngörülmektedir.
Asbest ( amyant ) beyaz toprak olarak da bilinen ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri acısından esnek, lifli yapıda bir maddedir. Asbest yeryüzünün toprak örtüsünde doğal olarak bulunan bir mineraldir. Yer kabuğunu oluşturan kayaların yapısında da değişen oranlarda asbest minareleri bulunur.
Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Evde asbestin gözle görünmesi mümkün değildir. Asbest laboratuarlar ortamında tespit edilebilinir. Asbestten şüphelendiğiniz takdirde belediyeye, ALO 170 üzerinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na asbest şüphesini bildiriline bilinir.
Binalarda asbest genellikle yer ve tavan kaplamalarında, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalarda, ara duvarlar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kazanlar, kaloriferler, yalıtım ceketleri, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, kâğıt ürünler, yangın battaniyeleri, pis su boruları...
Türkiye’de asbest rezervleri; Bursa, Tokat, Erzincan, Sivas, Hatay, Bitlis’te ( krizotil) beyaz asbest; Eskişehir’de ( amfibol) türü asbest yatakları yer almaktadır. Diyarbakır, Kütahya, Konya, Yozgat, Muğla, Malatya, Corum, Elazığ, Adıyaman’ın bazı köylerinde asbest saptanmıştır. Asbestte maruz kalan kişilerde ortaya çıkabilecek önemli hastalıklar mezotelyoma olarak bilinen akciğer zarının kanseridir. Asbest tozu en az 40 yıl süreyle saklanır. İçme suyunda milyonlarca asbest lifi vardır. Suda asbest liflerinin olması doğal bir olaydır. Su kaynaklarının jeolojik yapısından dolayı kaçınılmazdır. Gözle görülmeyen asbest lifleri havalandıklarında hava akımı az olsa bile günlerce havada asılı kalabiliyor.
Asbest hem süründürür, hem öldürür. Asbest iyi huylu hastalık yoluyla süründürerek öldürür. “ Kötü hastalık” yoluyla can çekiştirerek öldürür. Asbestin yol açtığı en önemli hastalık akciğer zarı ve karın zarı kanseri yapar. Akciğer kanserinin en genel belirtisi inatçı öksürüklerdir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, ateş, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, omuz ve kol ağrısı, sırt ağrısı, yutkunma güçlüğü, kanlı balgam gibi bulgular da akciğer kanseri belirtileridir.
Sağlıklı yaşamamızı bilgi ve becerilerimizi geliştirerek yaşamımızı güçlendirmemizden geçmektedir. Asbest 20. yy ’ın çeyreğinden itibaren Dünya Sağlık Örgütü Uluslar arası Kanser Araştırma Merkezi’nin “Kansorejen Maddeleri” listesinde insan için Kanserojen ( Grup IA) olarak tanımlanmıştır.