Güzel Türkçemizi korumak, milli birliğimizi pekiştirmek için dilimize sahip çıkmalıyız. Diline sahip çıkan ülkesine ve milletine de sahip çıkar. Dil bir ülkenin bel kemiğidir. Dil sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik yapısı ile iç içedir. Bir birinden ayrı düşünülemez. Bir ürünü sadece dışarıdan almıyorsunuz? Onunla ilgili terimleri de almak zorundasınız? Dilinize sahip çıkmak için dışa bağımlılıktan kurtulmak, üretimi kendimiz yapmalıyız. Ekonomi ve teknoloji başta olmak üzere her alanda tüketim çılgınlığına son vermeliyiz. Dil milletin genelinin bir parçasıdır. Dilimizi korumak için üretimden tüketime her alanda insanlarımızı çağın gelişimine göre yetiştirmeliyiz.
Türkçemiz de birçok ülkenin kelimeleri karışmıştır. Bunu da günlük hayatta kullanıyoruz.
Rusça; Kırk Dört kelime ( izbe, mazot, semaver, koçan, mamut, vatka, çat… v.bş.)
Yunanca; Kırk Sekiz kelime ( anekdot, cımbız, çiroz, diyalog, kilise, pide, efendi, kümes, ıhlamur… v.bş)
Latince; Yetmiş Sekiz kelime; ( Agustus, forum, ego, larva, ortanca, stadyum, penis, sedir, vajina… v.bş)
İtalyanca; Seksen Dokuz kelime ( alaturka, banyo, banka, bira, çapa, çikolata, düzine, falso, fiyasko, fulya, ızbandut, korsan, makine, vardiya… v.bş)
Almanca; Doksan Sekiz kelime ( balata, bitter, dekan, filinta, genetik, hamburger, kaput, şalter, şnitzel, otoban, röntgen revir, şablon, vokal, zeplin… v.bş)
Rumca; Dört Yüz kelime ( ahtapot, anahtar, biber, bezelye, domates, fener, fasulye, fırın, horon, ızgara, kutu, lahana, limon, masa, papatya, paçoz, salya, tuğla, vaftiz, yalı… v.bş)
İngilizce; Dört Yüz Seksen Beş kelime ( amatör, blöf, operasyon, derbi, dozer, empati, flört, objektif, partner, revize, versiyon… v.bş)
Farsça; Bin Üç Yüz Elli Dokuz kelime ( aferin, ahenk, ateş, cadı, cihan, çanta, çare, dadı, eczane, efsane, günah, hasta, horoz, karşı, karpuz, lacivert, meydan, perde, pirinç renk, rüzgâr, saray, satranç, sucuk, tahta, terzi, zehir, ziyan, namaz, oruç, ney, hoca, Mevla, Rabbena, keramet, kehribar, meşk, mevlit, güllaç, aşk, kalender, tekke, çarşaf, tespih, beddua, kâfir, niyaz, Müslüman, peygamber, kervan, postnişin, külah… v.bş)
Fransızca; Beş Bin Elli Üç kelime ( alfabe, afiş, balkon, bisiklet, ceket, dans, ekonomi, direksiyon, garaj, hijyen, jandarma, kaban, kolye, lastik, morg, misket, nostalji, okul, plaj, sivil, spor, taksi, travesti, üniversite, virgül… v.bş)
Arapça; Altı Bin Altı Yüz Yedi kelime ( akıl, asker, cadde, ceza, devlet, evlat, gıybet, hukuk, isim, kader, kadayıf, kelime, maaş, mektup, mücevher, nakit, ramazan, sıfat, şehit, telaffuz, ticaret, yemin, zamir, zanaat… v. bş) (Not; son zamanlarda dilimize başka kelimelerde girmiş olabilir.)
Kısaltmalarda ki İngilizce söylenişe son verilmelidir. Tv “ Ti Vi “ olarak değil Te Ve olarak, NTV “ En Ti Vi “ değil, Ne Te Ve olarak, CNN “ Si En En” olarak değil; Ce Ne Ne olarak, ŞHOW TV Şov Te Ve olarak, FLAŞ TV, Flaş Te Ve olarak, CD “Si Di “olarak değil Ce De olarak, Taxi yerine Taksi, Wap yerine Vap yazılmalıdır.
Bu ülkelerin dışında da dilimize giren kelimeler vardır. Türk dili üzerinde Türk aydınları duyarlı olmalıdırlar. Türkçemizi kullanmak ve sevdirmek her Türk bireyinin görevi olmalıdır. Türkçe Türk kültürünün anasıdır. Kültürel yozlaşma dilden başlar. Dilini kaybeden bayrağını, ülkesini, benliğini kaybeder. Dilin sahibi o ülkede yaşayan bireylerdir. Her birey gerekeni yapmalıdır.