Süleyman ERKAN
Köşe Yazarı
Süleyman ERKAN
 

SÜMER BANK- ETİ BANK

Kurtuluş savaşından hemen sonra ülkemizi kurtaran kahraman, ekonomimizi de taçlandırmalıydı. “Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz. Az zamanda kaybedilir.” M. Kemal Atatürk. 1920 İzmir. İnsanların çalışmaya, üretmeye, teknolojiye ayak uydurması gerekliydi. Geniş bir toprak parçası, üzerinde cahil, bilime inanmayan, okuma yazma bilmeyen toplulukla ulus olup, kalkınmak mümkün olamazdı. Cumhuriyeti kurduktan sonra ilk işi eğitim-öğretim seferberliğini başlatmak olmuştur. Ülkenin dört bir yanında köy enstitüleri açılarak yoksul, fakir milletin çocukları okuma yazma öğrenerek öğretmen oldular.        Verimli topraklardan ürettiğimiz endüstri ürünleri işleyerek kalkınmanın yolunu açmalıydık. Sümerbank özel bütçenin temelini oluşturan katma bütçeli idare uygulamasının başladığı 1933 yılı kuruluş ticari nitelikli mal üreten kuruluştur.  Tekstil sayısı ile aynı anda banka kanununda 11-Temmuz -1933 tarihinde Atatürk tarafından Sümerbank ismi verildi. İlk büyük tesis, Eylül 1935 de Kayseri de kuruldu.         Sümerbank holding ( 1933-1935) Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Garip oğlu şirketler topluluğuna kurulması için görev verildi. Sloganı; “ Türkiye’yi Sümerbank’ı çok seviyorum. Atatürk savaştan yeni çıkmış Türk milletini kalkındırmak, geliştirmek amacıyla 1933’te Sümerbank,1935’te Etibank’ı kurdu. Anadolu topraklarında ilk imparatorluğu kuran halk; günümüzde ki adı Hititlerdi.”Hitit” sözcüğü Fransızca da söylendiği biçimiyle dilimize “Eti” olarak geçmiştir. Atatürk geçmiş uygarlığa sahip çıkmak için ismini “Eti Bank” koymuştur.            Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında 1925’te “ Dostluk ve tarafsızlık anlaşması” imzalandı. Anlaşma ile diplomatik temsilciler kurularak, ekonomik ilişkilerimizde gelişti. Ruslar Adana da yöneticileri pamuk üretimine yönlendirdi. Adana da bez fabrikası kurulması için 8,5 milyon liralık kredi verdi. Kayseri de, Nazilli de tekstil fabrikası kurulacak. Bu fabrikalar iç piyasa ihtiyacını ve dış satımını öne çıkaracaktı. Türkiye tekstil yolunda çağdaş adımlarını emin adımlarla atmaya başlamıştı.        Nazilli Sümerbank basma fabrikası devlet eliyle kurulan ilk basma fabrikasıdır. Tarımda verimliliği artırmak, bilimsel projeler oluşturmak için 1925’te Adana’da tohum ıslah komisyonu kuruldu. Amerika’dan kırk çeşit tohum getirildi. Nazilli de pamuk istasyonu kuruldu. Eğitimini Amerika da yapmış, Celal İğriboz Türkiye’ye getirildi. İstasyonda yapılan çalışmalarda yirmi sekiz adet pamuk çeşidi geliştirildi. Eğe bölgesinde pamuk üretimi yapıldı. Nazilli Sümerbank basma fabrikasının temeli atıldı. Bedeli narenciye karşılığı ödenmek üzere Sovyetler Birliğinden kredi, teknik destek alınarak başlandı. Yüz yirmi Sovyet mühendisi, çevre il, ilçelerden gelen dört bine yakın işçilerle geceli gündüzlü çalışılmaya başlandı. On sekiz ay gibi bir sürede makineler çalışır durumda kuruldu. Fabrika beş milyon liraya mal olması planlanırken sekiz milyon liraya mal oldu. Fabrikanın içine marangoz, dökümhane, kaynak, demirhane, teneke işleri yapan bölümlerle, elektrik-su ihtiyacını karşılamak için elektrik, su santralleri kuruldu. Çevreye binlerce ağaç dikildi.  9-Ekim-1937’de fabrikanın açılışına gitmeyi çok arzuluyordu. Atatürk zor yürüyor, koluna Celal Bayar girerek yürüyordu. Ulu önderin açılışını yaptığı son fabrika Sümerbank basma fabrikası... Atatürk; coşku içinde ki halkı müdüriyet binası balkonundan selamladı. Açılış konuşması bittikten sonra erkekli, kadınlı Atatürk’ün önünden geçit töreni tapıldı. Atatürk kırmızı kurdeleyi kesti. Sarı madenden yapılmış” Sümerbank” harfleri ile yapılmış anahtarla fabrikanın kapısını açtı. Atatürk;” İşte bu bir musiki’dir...” dedi.                  Atatürk döneminde demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kâğıt- selüloz fabrikaları yapıldı. 14-Haziran-1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün girişimiyle Türkiye’nin yer altı kaynaklarını işletmek, değerlendirmek sanayinin ihtiyacı olan, endüstriyel hammaddeleri, enerjiyi üretmek için geliştirip kurdu. Sümerbank’ta, Etibank’ta ayrı, ayrı olması gerekliydi. Sümerbank yatırımlar yapmalı, Etibank yatırımları desteklemeliydi.       Bir şehre fabrika kuracaksın, iş-aş vereceksin. Çocuklara kreş, okul açacaksın. Fabrikanın bünyesinde kırk yataklı hastane kuracaksın. Çalışanlarına konut, yeni teknolojiyi anlatıp üreteni bilgilendireceksin. O yokluk döneminde bunun adına gelişme, kalkınma denirdi.         1987 yılında Sümerbank’ın özelleştirilmesi kararı alındı. Sümerbank Kamu Ortaklığı İdaresi’ne devredildi. 1988’de Sümerbank şirketler topluluğu kuruldu. 24 Ekim 1995’te Garip oğlu Şirketler topluluğuna 103,4 milyon dolara satılarak özelleştirildi. Sümerbank 21 –Aralık-1992’de TMSF’ YE devredildi. Daha sonra 9- Ağustos- 2001 tarihinde oyak grubuna satıldı.         “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.” Atatürk           Türk milletinin tüm fertleri mutlaka Sümerbank ürünlerini kullanmıştır. Çizgili pijamasından, klüze önlük olarak tabir edilen ilkokul önlüklerinin kumaşları, deri ayakkabıları, takım elbiselikleri, gömlekleri, kemerleri... Giyimde aklınıza ne gelirse Sümerbank’ta bulunurdu.  Arza Akan, dünya güzeli olduğunda üzerinde Sümerbank’ın ürettiği elbise bulunmaktaydı.         Atatürk’ün ve arkadaşlarının bin bir emekle kurduğu bu sanayilere neden sahip çıkıp geliştirmedik. Atatürk’ün savaştan çıkmış bir milleti kalkındırıp, gelişmesi için kurduğu fabrikalar, sanayi kuruluşları önce özelleştirilip, sonra kapatıldı. Sizce neden? Kapatma yerine çağın teknolojilerini kullanıp geliştirsek olmaz mıydı? Günümüzün modası özelleştirip, kapatacaksın, dış ülkelerden ürün alacaksın. Pahalı olsun yerli Türk ürünü olsun. “Yerli malı yurdun malı her Türk onu kullanmalı.”
Ekleme Tarihi: 09 Haziran 2022 - Perşembe
Süleyman ERKAN

SÜMER BANK- ETİ BANK

Kurtuluş savaşından hemen sonra ülkemizi kurtaran kahraman, ekonomimizi de taçlandırmalıydı. “Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz. Az zamanda kaybedilir.” M. Kemal Atatürk. 1920 İzmir. İnsanların çalışmaya, üretmeye, teknolojiye ayak uydurması gerekliydi. Geniş bir toprak parçası, üzerinde cahil, bilime inanmayan, okuma yazma bilmeyen toplulukla ulus olup, kalkınmak mümkün olamazdı. Cumhuriyeti kurduktan sonra ilk işi eğitim-öğretim seferberliğini başlatmak olmuştur. Ülkenin dört bir yanında köy enstitüleri açılarak yoksul, fakir milletin çocukları okuma yazma öğrenerek öğretmen oldular.

       Verimli topraklardan ürettiğimiz endüstri ürünleri işleyerek kalkınmanın yolunu açmalıydık. Sümerbank özel bütçenin temelini oluşturan katma bütçeli idare uygulamasının başladığı 1933 yılı kuruluş ticari nitelikli mal üreten kuruluştur.  Tekstil sayısı ile aynı anda banka kanununda 11-Temmuz -1933 tarihinde Atatürk tarafından Sümerbank ismi verildi. İlk büyük tesis, Eylül 1935 de Kayseri de kuruldu.

        Sümerbank holding ( 1933-1935) Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Garip oğlu şirketler topluluğuna kurulması için görev verildi. Sloganı; “ Türkiye’yi Sümerbank’ı çok seviyorum. Atatürk savaştan yeni çıkmış Türk milletini kalkındırmak, geliştirmek amacıyla 1933’te Sümerbank,1935’te Etibank’ı kurdu. Anadolu topraklarında ilk imparatorluğu kuran halk; günümüzde ki adı Hititlerdi.”Hitit” sözcüğü Fransızca da söylendiği biçimiyle dilimize “Eti” olarak geçmiştir. Atatürk geçmiş uygarlığa sahip çıkmak için ismini “Eti Bank” koymuştur.

           Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında 1925’te “ Dostluk ve tarafsızlık anlaşması” imzalandı. Anlaşma ile diplomatik temsilciler kurularak, ekonomik ilişkilerimizde gelişti. Ruslar Adana da yöneticileri pamuk üretimine yönlendirdi. Adana da bez fabrikası kurulması için 8,5 milyon liralık kredi verdi. Kayseri de, Nazilli de tekstil fabrikası kurulacak. Bu fabrikalar iç piyasa ihtiyacını ve dış satımını öne çıkaracaktı. Türkiye tekstil yolunda çağdaş adımlarını emin adımlarla atmaya başlamıştı.

       Nazilli Sümerbank basma fabrikası devlet eliyle kurulan ilk basma fabrikasıdır. Tarımda verimliliği artırmak, bilimsel projeler oluşturmak için 1925’te Adana’da tohum ıslah komisyonu kuruldu. Amerika’dan kırk çeşit tohum getirildi. Nazilli de pamuk istasyonu kuruldu. Eğitimini Amerika da yapmış, Celal İğriboz Türkiye’ye getirildi. İstasyonda yapılan çalışmalarda yirmi sekiz adet pamuk çeşidi geliştirildi. Eğe bölgesinde pamuk üretimi yapıldı. Nazilli Sümerbank basma fabrikasının temeli atıldı. Bedeli narenciye karşılığı ödenmek üzere Sovyetler Birliğinden kredi, teknik destek alınarak başlandı. Yüz yirmi Sovyet mühendisi, çevre il, ilçelerden gelen dört bine yakın işçilerle geceli gündüzlü çalışılmaya başlandı. On sekiz ay gibi bir sürede makineler çalışır durumda kuruldu. Fabrika beş milyon liraya mal olması planlanırken sekiz milyon liraya mal oldu. Fabrikanın içine marangoz, dökümhane, kaynak, demirhane, teneke işleri yapan bölümlerle, elektrik-su ihtiyacını karşılamak için elektrik, su santralleri kuruldu. Çevreye binlerce ağaç dikildi.  9-Ekim-1937’de fabrikanın açılışına gitmeyi çok arzuluyordu. Atatürk zor yürüyor, koluna Celal Bayar girerek yürüyordu. Ulu önderin açılışını yaptığı son fabrika Sümerbank basma fabrikası... Atatürk; coşku içinde ki halkı müdüriyet binası balkonundan selamladı. Açılış konuşması bittikten sonra erkekli, kadınlı Atatürk’ün önünden geçit töreni tapıldı. Atatürk kırmızı kurdeleyi kesti. Sarı madenden yapılmış” Sümerbank” harfleri ile yapılmış anahtarla fabrikanın kapısını açtı. Atatürk;” İşte bu bir musiki’dir...” dedi.

         

       Atatürk döneminde demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kâğıt- selüloz fabrikaları yapıldı. 14-Haziran-1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün girişimiyle Türkiye’nin yer altı kaynaklarını işletmek, değerlendirmek sanayinin ihtiyacı olan, endüstriyel hammaddeleri, enerjiyi üretmek için geliştirip kurdu. Sümerbank’ta, Etibank’ta ayrı, ayrı olması gerekliydi. Sümerbank yatırımlar yapmalı, Etibank yatırımları desteklemeliydi.

      Bir şehre fabrika kuracaksın, iş-aş vereceksin. Çocuklara kreş, okul açacaksın. Fabrikanın bünyesinde kırk yataklı hastane kuracaksın. Çalışanlarına konut, yeni teknolojiyi anlatıp üreteni bilgilendireceksin. O yokluk döneminde bunun adına gelişme, kalkınma denirdi.

        1987 yılında Sümerbank’ın özelleştirilmesi kararı alındı. Sümerbank Kamu Ortaklığı İdaresi’ne devredildi. 1988’de Sümerbank şirketler topluluğu kuruldu. 24 Ekim 1995’te Garip oğlu Şirketler topluluğuna 103,4 milyon dolara satılarak özelleştirildi. Sümerbank 21 –Aralık-1992’de TMSF’ YE devredildi. Daha sonra 9- Ağustos- 2001 tarihinde oyak grubuna satıldı.

        “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.” Atatürk

          Türk milletinin tüm fertleri mutlaka Sümerbank ürünlerini kullanmıştır. Çizgili pijamasından, klüze önlük olarak tabir edilen ilkokul önlüklerinin kumaşları, deri ayakkabıları, takım elbiselikleri, gömlekleri, kemerleri... Giyimde aklınıza ne gelirse Sümerbank’ta bulunurdu.  Arza Akan, dünya güzeli olduğunda üzerinde Sümerbank’ın ürettiği elbise bulunmaktaydı.

        Atatürk’ün ve arkadaşlarının bin bir emekle kurduğu bu sanayilere neden sahip çıkıp geliştirmedik. Atatürk’ün savaştan çıkmış bir milleti kalkındırıp, gelişmesi için kurduğu fabrikalar, sanayi kuruluşları önce özelleştirilip, sonra kapatıldı. Sizce neden? Kapatma yerine çağın teknolojilerini kullanıp geliştirsek olmaz mıydı? Günümüzün modası özelleştirip, kapatacaksın, dış ülkelerden ürün alacaksın. Pahalı olsun yerli Türk ürünü olsun. “Yerli malı yurdun malı her Türk onu kullanmalı.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

22
Ekim
27
Eylül
07
Haziran
30
Mayıs
23
Nisan
18
Nisan
06
Mart
04
Mart
13
Şubat
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.