Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

DİN AFYON MUDUR?

19. Yüzyılda yaşamış olan Alman filozof Karl Marx  dini halkların afyonu olarak görmüş ve onun bu tespiti de bir çok çevreler tarafından ilgi görerek dillendirilmiştir. Marx toplumların sosyal yapısıyla ilgilenen bir çok çevrede kabul gören bu yargıya nasıl vardı bilemeyiz ama şu bir gerçek ki dini, dinin hakiki önderleri üzerinden değil de dinin torbacıları üzerinden tanıyarak varmış olmalı. Dinin gerçek önderleri ve dinin torbacıları… Din, -din derken İslam’ı kastediyorum- gerçek önderlerle torbacıları açık etmiştir. Yani dini sırf Allaha has kılanlarla, dini efendileri, patronları için ehlileştirip, onlar için zararsız hale sokma çabası  içinde olanları yaşanmış gerçeklikler üzerinden tüm açıklığı ile gözler önüne sermiştir. Bu karakterleri Kur’an Ta-Ha suresi üzerinden herkesin anlayacağı şekilde ortaya koymuştur.  Bu surede anlatılan olaya baktığımızda Hz Musa dinin gerçek kahramanı, önderi olarak sunulurken Samiri ismindeki şahıs da Karl Marx’sın dini afyon olarak görmesine sebep olan torbacı, uyuşturucu tip misyonuyla karşımıza çıkmaktadır. Hz Musa’ya Allah peygamberlik görevini verince Onu, halkını kölelikten kurtarması için Firavuna gönderdi. O da Allahtan kendisine yardım etmesi için dua ederek ve kardeşini de yanına alarak halkını Firavunun zulmünden, esaretinden,  onları tüm insani değerlerden mahrum etmesinden kurtarmak için yola koyuldu. Ve halkını dönemin insanlığın zulüm önderi Firavunun elinden kurtardı. Ona verilen görev Firavuna karşı çıkıp, onun esareti altındaki halkını, halkları özgürleştirmekti…  Ve o da bunu yaptı… Fakat daha sonra kırk günlüğüne halkının önünden ayrıldı. Üstelik kardeşi Haruna da bu halka göz kulak olması, önderlik yapması için sıkı sıkıya tembih etti. Ama kırk gün sonra döndüğünde bir de baktı ki halkın din anlayışı ters yüz olmuş... Onun ardından yokluğundan istifade eden Samiri ismindeki şahıs din adına liderliği aldı. Halka yöneldi. Kutsal bir heykel yapmak için altın, gümüş ne var, ne yok ortaya koymalarını istedi. Ve onlarda ortaya koydular. Samiri halktan topladığı bu değerli varlıklarla bir buzağı heykeli yaptı. Ve bu heykele dikkatleri kendine çekecek ses çıkarma, böğürme düzeneği kurdu. Bu ses çıkarma durumu onun yani bu buzağı heykelinin ritüelsel saygınlığını artırdı. Halk onu kutsal bir varlık olarak görmeye başladı ve ona yöneldi. Hz Musa’nın halkını döneminin azgını Firavunun tahakkümünden kurtarmak şeklinde ortaya koyduğu duruş, onun yokluğunu fırsat bilen Samiri tarafından ters yüz edilerek bir buzağı heykeli etrafında şekillenir oldu. Ve bu din neredeyse Hz Musa’nın kardeşi  Hz Harun’u öldürme pahasına halk arasında hemen kabul gördü. Bu dinin insanları özgürleştirmek, Firavunun zulmünden kurtarmak diye bir iddiası yoktu. Firavun’u da hedefe koyup onu rahatsız etmiyor, hatta halkları bambaşka bir anlayışa, din anlayışına yönelttiği için Firavunun halk üzerindeki gücünün artmasına vesile oluyordu. Gerçekten Kur’an’ın anlattığı bu olay hakiki dini ve afyon olan dini, yani torbacıların sunduğu dini en açık bir şekilde ortaya koyan bir olay… Eğer bu gün bizim İslam anlayışımızda Nemrut karşısında halkların özgürlüğü adına Hz İbrahim’in duruşundan bir anlayış yoksa… Eğer bizim İslam anlayışımızda Hz Musa’nın Firavun karşısındaki o asil duruşundan bir eser yoksa…  Eğer bu gün bizim din anlayışımızda Hz İsa’nın, mabedin afyonlaştırıcı işbirlikçi din adamlarıyla mücadelesinden bir kırpıntı yoksa…  Ve yine Hz Muhammed’in tüm güçleriyle halkların değerlerine çöken kuruyası Mekke kodamanlarının ellerini kurutma çabası içinde geçen yirmi üç yıllık mücadelesinden bir anlayış yoksa, inanın bu din de bizi afyonlamış ve çağımız Nemrutları, Firavunları, Ebu Leheb ve Ebu Cehilleri tarafından ele geçirilmiş olarak tıpkı Yahudiler ve Hıristiyanlarda olduğu gibi günümüz azgınlarıyla barış ilan etmiş olur. Ve de öyle görünüyor…
Ekleme Tarihi: 30 Temmuz 2024 - Salı
Vahit KOÇ

DİN AFYON MUDUR?

19. Yüzyılda yaşamış olan Alman filozof Karl Marx  dini halkların afyonu olarak görmüş ve onun bu tespiti de bir çok çevreler tarafından ilgi görerek dillendirilmiştir.

Marx toplumların sosyal yapısıyla ilgilenen bir çok çevrede kabul gören bu yargıya nasıl vardı bilemeyiz ama şu bir gerçek ki dini, dinin hakiki önderleri üzerinden değil de dinin torbacıları üzerinden tanıyarak varmış olmalı.

Dinin gerçek önderleri ve dinin torbacıları…

Din, -din derken İslam’ı kastediyorum- gerçek önderlerle torbacıları açık etmiştir. Yani dini sırf Allaha has kılanlarla, dini efendileri, patronları için ehlileştirip, onlar için zararsız hale sokma çabası  içinde olanları yaşanmış gerçeklikler üzerinden tüm açıklığı ile gözler önüne sermiştir.

Bu karakterleri Kur’an Ta-Ha suresi üzerinden herkesin anlayacağı şekilde ortaya koymuştur.  Bu surede anlatılan olaya baktığımızda Hz Musa dinin gerçek kahramanı, önderi olarak sunulurken Samiri ismindeki şahıs da Karl Marx’sın dini afyon olarak görmesine sebep olan torbacı, uyuşturucu tip misyonuyla karşımıza çıkmaktadır.

Hz Musa’ya Allah peygamberlik görevini verince Onu, halkını kölelikten kurtarması için Firavuna gönderdi. O da Allahtan kendisine yardım etmesi için dua ederek ve kardeşini de yanına alarak halkını Firavunun zulmünden, esaretinden,  onları tüm insani değerlerden mahrum etmesinden kurtarmak için yola koyuldu. Ve halkını dönemin insanlığın zulüm önderi Firavunun elinden kurtardı. Ona verilen görev Firavuna karşı çıkıp, onun esareti altındaki halkını, halkları özgürleştirmekti…  Ve o da bunu yaptı…

Fakat daha sonra kırk günlüğüne halkının önünden ayrıldı. Üstelik kardeşi Haruna da bu halka göz kulak olması, önderlik yapması için sıkı sıkıya tembih etti. Ama kırk gün sonra döndüğünde bir de baktı ki halkın din anlayışı ters yüz olmuş...

Onun ardından yokluğundan istifade eden Samiri ismindeki şahıs din adına liderliği aldı. Halka yöneldi. Kutsal bir heykel yapmak için altın, gümüş ne var, ne yok ortaya koymalarını istedi. Ve onlarda ortaya koydular. Samiri halktan topladığı bu değerli varlıklarla bir buzağı heykeli yaptı. Ve bu heykele dikkatleri kendine çekecek ses çıkarma, böğürme düzeneği kurdu. Bu ses çıkarma durumu onun yani bu buzağı heykelinin ritüelsel saygınlığını artırdı. Halk onu kutsal bir varlık olarak görmeye başladı ve ona yöneldi. Hz Musa’nın halkını döneminin azgını Firavunun tahakkümünden kurtarmak şeklinde ortaya koyduğu duruş, onun yokluğunu fırsat bilen Samiri tarafından ters yüz edilerek bir buzağı heykeli etrafında şekillenir oldu.

Ve bu din neredeyse Hz Musa’nın kardeşi  Hz Harun’u öldürme pahasına halk arasında hemen kabul gördü. Bu dinin insanları özgürleştirmek, Firavunun zulmünden kurtarmak diye bir iddiası yoktu. Firavun’u da hedefe koyup onu rahatsız etmiyor, hatta halkları bambaşka bir anlayışa, din anlayışına yönelttiği için Firavunun halk üzerindeki gücünün artmasına vesile oluyordu.

Gerçekten Kur’an’ın anlattığı bu olay hakiki dini ve afyon olan dini, yani torbacıların sunduğu dini en açık bir şekilde ortaya koyan bir olay…

Eğer bu gün bizim İslam anlayışımızda Nemrut karşısında halkların özgürlüğü adına Hz İbrahim’in duruşundan bir anlayış yoksa…

Eğer bizim İslam anlayışımızda Hz Musa’nın Firavun karşısındaki o asil duruşundan bir eser yoksa…

 Eğer bu gün bizim din anlayışımızda Hz İsa’nın, mabedin afyonlaştırıcı işbirlikçi din adamlarıyla mücadelesinden bir kırpıntı yoksa…

 Ve yine Hz Muhammed’in tüm güçleriyle halkların değerlerine çöken kuruyası Mekke kodamanlarının ellerini kurutma çabası içinde geçen yirmi üç yıllık mücadelesinden bir anlayış yoksa, inanın bu din de bizi afyonlamış ve çağımız Nemrutları, Firavunları, Ebu Leheb ve Ebu Cehilleri tarafından ele geçirilmiş olarak tıpkı Yahudiler ve Hıristiyanlarda olduğu gibi günümüz azgınlarıyla barış ilan etmiş olur. Ve de öyle görünüyor…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.