Peki, namazı niçin kılmalıyız?
Bu sorunun cevabı uzun uzun anlatılabilir. Ama burada sadece şu hususu dile getirmekle yetinmek istiyorum. Allah, Bakara suresi 53. ayette bizlere şöyle bir hitapta bulunuyor. Diyor ki; “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allahtan yardım dileyin”.
Buyurun… Eğer bu ayette dile getirildiği şekilde bir namaz kılabilirsek içi boşaltılmamış, aktif, canlı, güncel bir namaz kılmış oluruz. İçerisinde zihnimizi, yüreğimizi, meşgul eden her konuda Allahtan yardım istenilen bir namaz.
Biliyorsunuz namaz, tekbirle başlar selam ile biter. Yani tekbirle namaz arasında yardım dilemek…
Peki, hangi konuda yardım dileyebiliriz? Namazda hangi konuları dile getirebiliriz?
Olaya küçük bir çocuğun dünyasından baktığımızda, anne babasının kendine öğrettiği duayı yapmadan uyumayan çocuk, biraz daha büyüdüğünde resmileşmiş bir dua formatı şeklinde kendisine teklif edilen namaza aynı duygularla yaklaşmıyor. Hatta gittikçe de uzaklaşıyor.
Aslında bir genç yüreğinin derinliklerinde bir ümit olarak saklı bulunan güzel bir gelecek talebini namaz üzerinden niye dile getirmesin ki?
Niçin namazının içinde, kulun Allah’a en yakın olduğu yer olarak bilinen secdesinde Rabbinden ilmini, irfanını artırmasını, kendisine güçlü bir zihinsel kavrayış lütfetmesini istemesin ki?
Niçin bir gencimiz İbrahim (as)ın Kuran’da ayet olarak dile getirilen “göz aydınlığı, mutluluk kaynağı olacak eş ve çocuklar” talebine altını çize çize eşlik etmesin ki? Bu konu, namazda zikredilecek kadar önemli, ciddi bir konu değil mi? Bakın etrafınıza… İnsanlar daha bu dünyada eşleri veya çocukları sayesinde ya Cenneti ya da Cehennemi yaşamıyor, yaşamaya başlamıyorlar mı?
Sahi, neden bir genç namazının secdesinde, tahıyyatında hayatın bilinen veya bilinmeyen nice sıkıntı ve zorluklarını aşabilmesi için odasına çekilip, seccadesinin üzerinden göz yaşı içinde Ondan yardım dilemesin.
Mesela, düşünün… Bir eşsin, eşsiniz… Eşininiz ile aranızdaki ülfetten, muhabbetten endişeniz var. Bazı şeylerin ters gittiğini hissediyorsunuz… Bu hususla ilgili, yani yüreklerinizde bir sevgi, bir muhabbet oluşturmasıyla ilgili namazda, Ona en yakın olduğunuz yer, bahsettiğim gibi yine secde üzerinden yardım istemeyeceksiniz de nerede isteyeceksiniz?
Yine şu soruyu da sormadan geçemeyeceğim. Namazlarınızda bir gündeminiz, namaz gündeminiz olur mu?
Şunu diyebilir miyiz mesela? “Ben bu gün öğle namazında sağlığımla sıhhatimle ilgili ümit ve beklentilerimi dile getireceğim. Sağlıklı, sıhhatli bir yaşantı isteyeceğim.” Ya da “sağlığım, sıhhatim için namazımın secdesinde Onu övüp, yücelttikten sonra isteklerde bulunacağın veya Ona teşekkür edeceğim.”
Yine, “ bu akşam namazındaki gündemim çocuklarım olacak. Onların Salih insanlar olmaları için, içinde yaşamış oldukları toplum için güzellik vesilesi, mutluluk kaynağı insanlar olmalarını isteyeceğim” dediğimiz oldu mu?
“Bu geceki yatsı namazındaki gündemim…” Birlik beraberliğimiz, düşmanlar, açlık tokluk… Konuyu çoğaltabiliriz.
Burada şu soruyu da sormak istiyorum. Tabi ki namaz kılanlara.
Siz namazda Allah’tan ne istiyorsunuz? Yüreğinizde altını çize çize neyi dile getiriyorsunuz? Hani “namazla yardım dileyin” demişti ya rükuda, secdede, tahıyyatta hangi konularda yardım talep ediyorsunuz?
Bu zamana kadar kıldığınız namazda (selamdan sonrayı saymıyorum) Allah’a dile getirdiğiniz ve unutamadığınız bir isteğiniz, talebiniz veya bir konuda teşekkürünüz oldu mu?
Kendinizce verebildiğiniz bir cevap varsa doğru yol üzerindesiniz.
Bu konuyla ilgili son yazımızda buluşmak dileğiyle…