Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

YOBAZLIK NEDİR VE KİME DENİR?

Son üç yüz yılın en büyük düşünürlerinden kabul edilen Roger Garaudy’nin Yobazlık isimli kitabını bir vesile ile ikinci defa okudum. İlk okuyuşumda altını çizmiş olduğum satırlar zihnimde çok da kalıcı bir etki bırakmamış ama yıllar sonra tekrar okuduğumda zihin dünyamda daha canlı ve daha aktif bir karşılık bulduğunu hissettim.  Ben bugün burada  Garaudy’nin yobazlık kavramını ele alış şeklinden bahsetmek istiyorum. Yobazlık, kişinin kendi inanç, düşünce, yaşayış tarzının mutlak doğru olduğuna inanması ve onu kendi dışındakilere de zorla kabul ettirip dayatmaya çalışması olayıdır.  Biz genellikle Yobaz kelimesini hakaretle soslandırıp din kavramı üzerinde sınırlandırırken  Garaudy bu kavramı daha geniş bir perspektiften ele almış, din ile birlikte tüm düşünce sistemlerini ve ideolojileri de işin içine katmıştır.  Garaudy yobazlık kavramını üç temel unsur üzerine bina etmiştir. Bunlardan birincisi Ezbercilik… Ezbercilik, kişinin kendisine, kendi dışındaki diğer insanlara ve geleceğe aktarılmak üzere bir takım mesajları barındıran kelime ve cümlelerin mesajlarından ziyade sadece lafzıyla ilgilenme olayıdır. Bu ilgileniş şeklinin insanın iç dünyası yani gönül alemi ile bir ilgisi yoktur. İnsanlığın gönül üzerinden kimliğinin, kişiliğinin değiştirilme iddiasını geri plana iter veya yok sayar. Ezberciliğin ilgilendiği alan kelime veya cümlelerin hançerelerden aşağıya inen kısmı olmayıp hançerelerden yukarıda kalan kısmıdır. İkinci temel unsur ise şekilciliktir. Şekilcilik de kişinin yüreğiyle meşgul olması yerine dış dünyasıyla, görüntüsüyle meşgul olması ve bu meşguliyetten yana tavır koyması demektir. Kişinin kendisini gönül üzerinden farklı tanıtması yerine şekil üzerinden farklı tanıtmayı öncelemesidir. Şekilcilik dış dünyadan içe doğru yol alırken bu yolculuk esnasında bir takım sapmalar yaşanabilmektedir. Bu sapmalar sebebiyle gönül ya da yürek ihmal edilmiş olmaktadır.  Üçüncü ve son temel unsuru ise, “en doğrusunu ben bilirim” veya “biz biliriz” anlayışıdır. Bu anlayış insanın önünde geniş bir düşünce ufka açan, “ Onlar ki bütün sözleri dinlerler…  En güzeline tabi olurlar” (Zümer 18) ilahi telkininin üzerine beton dökmek gibidir. Meseleye gönül penceresinden bakmayı sevimsiz bulan bu yaklaşım tarzı, yani “en doğrusunu ben” veya “biz biliriz” yaklaşımı ister uzak geçmişte olsun, ister yakın geçmişte olsun baş vurulan   en öteleyici unsur olmuştur. Bütün peygamberler bu yaklaşım yüzünden aforoz edilip sapkınlıkla suçlanmış, birçokları bu anlayış yüzünden öldürülürken birçokları da ölümden zor kurtulmuş, kurtarılmıştır. Yine bu yaklaşım dünyayı, dünyada olup biten sosyal hadiseleri farklı şekilde yorumlayan, yorumlamak isteyenlerin karşısına en acımasız bir şekilde dikilmiş, olması gereken barış ortamını yok etmiştir.  Bahsedilen bu üç yaklaşım tarzı  gönülsel iletişimin kapılarını kapatıp araya gözle görülmeyen nefret duvarları örerek insanların birbirine yaklaşımını yani barış ortamının oluşmasını engellemektedir. Birileri kendi zihin dünyasında despotça bir yaşam alanı oluştururken kendi dışındakiler için de zulmün hakim olduğu çekilmez bir dünya şekillendirmiş olmaktadır. Oysa Allah'ın fert olarak insana göstermiş olduğu hedef İnsan-ı Kamil, Mükemmel İnsan olma gayreti içinde olması ve toplumsal hedef olarak da İslam yani barış toplumunun oluşturulmasıdır. Bunun yolu da güzelliklerle, yüce ve ulvi değerlerle şekillenmiş olan kalplerden geçer. Bilemiyoruz… Belki de Kur’an’da anlatılan Yusuf kıssasının hikmetlerinden birisi de budur. Yusuf’un yüreğinin güzelliği önce onu yani Yusuf’un kendisini güzelleştirdi. Sonra yolu toplumun en asi, isyankar ve suçlularının bulunduğu mekana düştüğünde oradaki  mahkumları güzelleştirdi. Yetmedi, Yusuf’un yüreğinin güzelliği Mısır saraylarındaki insanları güzelleştirdi. Daha da ileri, güzel yürekli bir Yusuf topyekun Mısır halkının güzelleşmesine vesile oldu…
Ekleme Tarihi: 08 Nisan 2025 - Salı
Vahit KOÇ

YOBAZLIK NEDİR VE KİME DENİR?

Son üç yüz yılın en büyük düşünürlerinden kabul edilen Roger Garaudy’nin Yobazlık isimli kitabını bir vesile ile ikinci defa okudum. İlk okuyuşumda altını çizmiş olduğum satırlar zihnimde çok da kalıcı bir etki bırakmamış ama yıllar sonra tekrar okuduğumda zihin dünyamda daha canlı ve daha aktif bir karşılık bulduğunu hissettim.

 Ben bugün burada  Garaudy’nin yobazlık kavramını ele alış şeklinden bahsetmek istiyorum.

Yobazlık, kişinin kendi inanç, düşünce, yaşayış tarzının mutlak doğru olduğuna inanması ve onu kendi dışındakilere de zorla kabul ettirip dayatmaya çalışması olayıdır.

 Biz genellikle Yobaz kelimesini hakaretle soslandırıp din kavramı üzerinde sınırlandırırken  Garaudy bu kavramı daha geniş bir perspektiften ele almış, din ile birlikte tüm düşünce sistemlerini ve ideolojileri de işin içine katmıştır.

 Garaudy yobazlık kavramını üç temel unsur üzerine bina etmiştir. Bunlardan birincisi Ezbercilik… Ezbercilik, kişinin kendisine, kendi dışındaki diğer insanlara ve geleceğe aktarılmak üzere bir takım mesajları barındıran kelime ve cümlelerin mesajlarından ziyade sadece lafzıyla ilgilenme olayıdır. Bu ilgileniş şeklinin insanın iç dünyası yani gönül alemi ile bir ilgisi yoktur. İnsanlığın gönül üzerinden kimliğinin, kişiliğinin değiştirilme iddiasını geri plana iter veya yok sayar. Ezberciliğin ilgilendiği alan kelime veya cümlelerin hançerelerden aşağıya inen kısmı olmayıp hançerelerden yukarıda kalan kısmıdır.

İkinci temel unsur ise şekilciliktir. Şekilcilik de kişinin yüreğiyle meşgul olması yerine dış dünyasıyla, görüntüsüyle meşgul olması ve bu meşguliyetten yana tavır koyması demektir. Kişinin kendisini gönül üzerinden farklı tanıtması yerine şekil üzerinden farklı tanıtmayı öncelemesidir. Şekilcilik dış dünyadan içe doğru yol alırken bu yolculuk esnasında bir takım sapmalar yaşanabilmektedir. Bu sapmalar sebebiyle gönül ya da yürek ihmal edilmiş olmaktadır.

 Üçüncü ve son temel unsuru ise, “en doğrusunu ben bilirim” veya “biz biliriz” anlayışıdır. Bu anlayış insanın önünde geniş bir düşünce ufka açan, “ Onlar ki bütün sözleri dinlerler…  En güzeline tabi olurlar” (Zümer 18) ilahi telkininin üzerine beton dökmek gibidir. Meseleye gönül penceresinden bakmayı sevimsiz bulan bu yaklaşım tarzı, yani “en doğrusunu ben” veya “biz biliriz” yaklaşımı ister uzak geçmişte olsun, ister yakın geçmişte olsun baş vurulan   en öteleyici unsur olmuştur. Bütün peygamberler bu yaklaşım yüzünden aforoz edilip sapkınlıkla suçlanmış, birçokları bu anlayış yüzünden öldürülürken birçokları da ölümden zor kurtulmuş, kurtarılmıştır. Yine bu yaklaşım dünyayı, dünyada olup biten sosyal hadiseleri farklı şekilde yorumlayan, yorumlamak isteyenlerin karşısına en acımasız bir şekilde dikilmiş, olması gereken barış ortamını yok etmiştir.

 Bahsedilen bu üç yaklaşım tarzı  gönülsel iletişimin kapılarını kapatıp araya gözle görülmeyen nefret duvarları örerek insanların birbirine yaklaşımını yani barış ortamının oluşmasını engellemektedir. Birileri kendi zihin dünyasında despotça bir yaşam alanı oluştururken kendi dışındakiler için de zulmün hakim olduğu çekilmez bir dünya şekillendirmiş olmaktadır. Oysa Allah'ın fert olarak insana göstermiş olduğu hedef İnsan-ı Kamil, Mükemmel İnsan olma gayreti içinde olması ve toplumsal hedef olarak da İslam yani barış toplumunun oluşturulmasıdır. Bunun yolu da güzelliklerle, yüce ve ulvi değerlerle şekillenmiş olan kalplerden geçer.

Bilemiyoruz… Belki de Kur’an’da anlatılan Yusuf kıssasının hikmetlerinden birisi de budur. Yusuf’un yüreğinin güzelliği önce onu yani Yusuf’un kendisini güzelleştirdi. Sonra yolu toplumun en asi, isyankar ve suçlularının bulunduğu mekana düştüğünde oradaki  mahkumları güzelleştirdi. Yetmedi, Yusuf’un yüreğinin güzelliği Mısır saraylarındaki insanları güzelleştirdi. Daha da ileri, güzel yürekli bir Yusuf topyekun Mısır halkının güzelleşmesine vesile oldu…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.