Ebeveynlere şunu söylemek istiyorum; öz çocuğunuz bile olsa her istediğini almayın. Aksi takdirde, 18 yaşına kadar her istediği alınan bir çocuğa, hayatı boyunca oturduğu yerden bir şey kazanabileceğini aşılıyorsunuz. Ha, eğer bir işi yapması karşılığında, ödül olarak verirseniz olur. Çünkü o zaman bir şey yapmadan o ödüle ulaşamayacağını anlamış olur. Her istediğini aldığınızda sadece onu şımartmış olursunuz. Ağlayan bir bebeğin her istediğini yaparsanız, o bebek başka bir gün istediği şey olmadığında ağlayacaktır, dediğini yaptırabilmek için.
Ben kendimde şunu fark ettim ki, ailemden aldığım parayı çarçur ediyordum. Fakat kendi kazandığım parayı aynı şekilde harcayamadım. Neden? Çünkü o parayı kazanmak için vakit ayırmıştım ve öyle basit şeylere para veremiyordum. Kendi kazandığım parayla, önemli bir ihtiyacımı almak çok hoşuma gidiyordu.
Yaklaşık 8-9 ay babamın yanında bir kargo firmasında çalıştım. Geriye dönüp baktığımda, kargoculuk bana çok şey katmış. Çalışmanın zorluğu ve adres bilgisinden ziyade; insanlarla sürekli iç içe olduğum için onlarla muhabbetim olmuştu. Esnafın bir kısmı ile yakın arkadaş oldum. Aynı zamanda çalıştığım yerdeki kişileri de çok seviyordum. Hepsi benden büyüktü hali ile. Fakat normal arkadaşmış gibi samimi bir sohbet ortamı vardı. Açık konuşmak gerekirse, o işte çalışmak beni mutlu ediyordu. Her gün aynı simaları görmek onları tanımama ve onlarla bir muhabbetim olmasına da vesile oldu. Kimlik numarasını ezberlediğim alıcılar dahi vardı. Tam gün çalışıyordum ama işi zevkle yaptığım için zaman çok hızlı geçiyordu. Bir sürü anı biriktirdim. Mesela şöyle size unutamadığım bir ânı söyleyeyim. 4 farklı kargo firması ile aynı daireye aynı anda gitmiştik. Şaka değil gerçek! Alıcı kapıyı açtığında yüz ifadesini görmeliydiniz. Gülmekten gerekli bilgilerini bile verememişti bize.
Sonra o kargo firmasından bir takım sebeplerle ayrıldık. Bir süre vaktim evde boş boş oturarak geçti. Ardından amcamın yanına gelerek ajansta ona yardım etmeye başladım. Daha önceden bulunduğum okulun gazetesini yaptığım için az çok belirli program bilgilerine sahiptim. İlk başlarda amcamı izleyerek daha ince ayrıntıları öğrendim. Sayfa yapmayı vesaire öğrendim. Sonra Erhan Gündoğar hocamın beni teşvik etmesiyle köşe yazıları yazmaya başladım. O konuda da şanslıydım. Daha önceden münazara yarışmalarına katıldığım için okuyucuların dikkatini çekme yöntemlerini biliyordum.
Çalışmanın kattığı şeylere sadece maddi açıdan bakmıyorum ben. Kargoculukta insanlarla yüz yüze olduğum için sürekli bir muhabbetim ve samimiyetim oluyordu. Ajansta da kendimi kariyer olarak biraz üst seviyeye taşıyorum. Ama maddi yönden bakacak olursak; açıkçası kazandığımı harcamaya kıyamıyorum!