Açıkçası bunu istemiyorum desem yalan olur. Ebeveynler bazen gençlerin ne istediğini anlayamıyor. İşte gençler bunu istiyor ‘keşke Dünya’yı zombiler bassa.’
Şimdi şöyle; genel olarak anladığım kadarıyla, 2000’li yıllardan sonrası aksiyon, hep bir hareketlilik istiyor. Okulda, arkadaşlarımla sohbet ederken bazen şu muhabbet geçiyor; ‘Ulan Dünya’yı zombiler/uzaylılar bassa da, ben de ekibimle Dünya’yı kurtarsam’ gibi başı, sonu aksiyona bağlanan bir cümle. Şahsım adına konuşayım; izlediğim adrenalin dolu filmlerde, gördüğüm birçok sahnede böyle patlamalı, uçmalı, kaçmalı sahneler beni cezbediyor. Konuştuğum, fikir alışverişi yaptığım arkadaşlarım arasında da bu şekilde düşünen çok kişi var.
Şöyle bir konuşma geçti okulda arkadaşımla aramızda, arkadaşım; ‘Cennete gidersem, bir zombi istilası, sağlam bir ekip ve çok sayıda mühimmat isteyeceğim’ tabi bunları konuşurken gülüşüyoruz. Ne kadar ciddi bilinmez. Zombi/uzaylı istilasını da ülkeler çöküş yaşasın diye değil, onlarla savaşmak için istiyorlar.
Bir aktivite planlanıyorsa bu ‘Paintball’ olabilir mesela. Sadece savaş olarak da düşünmeyin. Aksiyon barındıran her şey… “Aqua Park, Paintball, dağda kamp” aklınıza içinde heyecan ve aksiyon barındıran ne gelirse…
Belki de o yüzden o kadar çok oyun oynuyoruzdur. Orada istediğimizi yapabiliyoruz. Haliyle savaş, çatışma, düello, nükleer bombalar, zombiler, uzaylılar, saldırgan virüsler her şey mümkün. Ben de oyun oynamayı seven birisiyim. Savaştı, çatışmaydı, dövüştü benim de hoşuma gidiyor. Tabii oyunlarda bu daha göz boyayıcı olunca içine çekiyor kendini. Aslında bunu bildiğimiz zaman bundan uzaklaşmalıyız. Sınır koymalıyız. Bazen kendimi frenleyemiyorum çünkü gerçekten hareketlendirici bir müzik ve adrenalin dolu bir oyun sahnesi beni iyice kendisine çekiyor. Sürükleyici oyunlar bazen oyuncularını saatlerce ekrana kilitliyor. Ki bu da çok sıkıntılı bir durum… Odaklandığınız zaman göz kırpma aralığınız artar. Bu da gözyaşı salgılanmasını azaltır. Evet, temizleyici görevini gören gözyaşı salgısını…
Yazıda hep bir istiladan bahsediyorum ama değinmek istediğim asıl nokta; aksiyondan, savaştan, kaostan beslenen bir nesil. Tabii herkes adına konuşmuyorum. Açıkçası kaostan beslenmiyorum ama istila olmasını isterdim. Bunu da böyle bir hareketlilik olsun diye yani.
Heyecanı, hareketi dışarıda aramak varken günde 8-12 saat ekrana kitlenerek oyun oynamak sadece hareketten eder. Hareketlilik ararken, hareket edemeyecek hale gelirsiniz. Küreselcilerde bunu istiyor ya zaten. Gençlerin bu isteklerini yerine getirip büyük bir kitleyi himayesi altına almaya çalışacaktır. ‘Dünya’yı zombiler bassın’ diyen birisi, bir günde toplam 7-8 saatten fazla oyuna kitleniyorsa, eğer bir gün Dünya’yı zombiler basarsa, zombi safhasında yer alacak kişidir.