Geçenlerde ‘Youtube’ denilen platformdan bir video gözüme ilişti. Videoyu izledim ve gerçekten videoda bahsedilen sosyal medya dilenciliğinin her geçen gün arttığı kanaatine vardım. İzlediğim videoda ‘Tiktok’ denilen sosyal paylaşım platformundan bahsediliyordu. Bu platformda başlatılan canlı yayınlar ve o canlı yayınların %90’ında dilenen insanlar… Bu videoyu hazırlayıp Youtube platformuna yükleyen kişi şundan bahsetti; ‘Tiktok’ denen uygulamada insanlar 8-9 saat aralıksız dileniyormuş. Aynı cümleleri kullanarak… İzleyenlerin çoğu bant yayın sanıyor lakin şahıs gerçekten saatlerce aynı cümleleri kurarak dileniyor. Sokakta dilenen bir dilenci olduğunu düşünün. Zabıta uyarısını yapar. Fakat sosyal medyada öyle bir şey yok. Aksine pohpohlama var. Platformun kendisi bile bir çözüm üretmiyor bu duruma. Bu bahsettiğim dilencilik konusu sadece bir platform için de geçerli değil. Çoğu uygulamada bunu görebilirsiniz. İnsanların inandığı değerleri ve değer verdiği şeyleri kullanarak kendilerini acındırıyorlar. İnsanlar da bunlara prim veriyor. Videoyu Youtube platformunda yayınlayan kişi ise şunları söylüyor; ‘bunları o kadar çok bildirip, raporlamama rağmen hiçbir sonuç alamıyorum’. İhtiyacı olmayan insanların gerçekten saatlerce ekran başında tıpkı bir robot gibi aynı cümleleri kurması çok acınası geliyor bana. Bu olayın önünü alamayacaklar gibi. Bu dilenciler insanların duygularını sömürerek veya sömürmeye çalışarak para kazanmaya çalışıyorlar. Hâlbuki platformun amacı bu değil. İyi bir içeriğin olur, videonu çekersin, kaliteni beğenenler, sana yayında bağış niteliğinde para atar. Ama bunlar öyle değil ki. Bunlarda ne emek var, ne çaba var, ne istek var. Sadece dileniyorlar. İşleri güçleri sömürü… İnsanların önce duygularını sonra paralarını sömürüyorlar veya sömürmeyi deniyorlar. Çeşitli yalanlar uydurarak, resmen yalvarıyorlar. Bu canlı yayın dilencilerinin yanı sıra yorumlarda dilenen çok kişi var. Kendi kullandığı kartın IBAN numarasını atarak harçlık istiyor. Çoğu öğrenci olduğunu iddia ediyor. Olabilirler de… Ona bir lafım yok. Fakat çeşitli yalanlar, bahaneler ve acındırma yöntemleri ile insanların iyi niyetini sömürme istekleri tükenmiyor. İlk başta bahsettiğim ‘Tiktok’ platformunda her gün düzenli olarak canlı yayın açan insanlar var. 7/24 canlı yayında olan bile varmış sırf fazla para alabilmek için. Emeğiyle içerik üretip kurgulayanlara sözüm yok. Para için duruşundan, onurundan vazgeçen insanlardan bahsediyorum. Çok para kazandırıyor diyebilirsiniz. Evet kazandırıyor. Bu yüzden vazgeçiyorlar ya işte. Oturduğun yerden günde en az 500-1000 arası kazanmak varken neden çalışasın ki değil mi? Onlar da öyle düşünüyor olacak ki, saatlerce ekran başında insanlara yalvarıp para isteyebiliyorlar. ‘Tiktok’ denilen uygulama telefonumda bulunuyor. Bu yürürken ağır çekime girme videoları, aşk videoları gibi videoları değil de, gerçekten hoşuma giden içerikleri takip ediyorum. Futbol, parapsikoloji, astronomi, oyunlar vesaire. Ben bu içerikleri takip edip izlerken karşıma bir anda bu dilenen kişilerin yayınları çıkıveriyor. Bu uygulamayı çekilmez bir hale sokanda bu şahıslar zaten.