Çoğu zaman kendime soruyorum; ben şuan bunu yapıyorum ama bana faydası ne olacak? Örnek vereyim. Arada sırada, canım sıkılınca telefonda oyun oynarım. Oyunun dozunu bir tık kaçırdığımda, hemen kendi kendime aynı şu sözleri içimden geçiriyorum; ‘bundan 5 sene sonra bu oyunu şuan oynuyor olmamın bana hiçbir faydası olmayacak’ ve bu bana çok büyük bir kayıp gibi geliyor. Bazen telefonu bırakıyorum bazen de alıkoyamıyorum kendimi. Sürekli ileriye dönük bir şeyler yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Belki bunu yaşayan vardır. Kötü bir duygu… Ben ileriyi çok düşünürüm ama ânı yaşamayı da çok severim.
Zamanın kıymetini gerçekten bilmek gerekiyor. Ben şunu anladım; gençken sadece eğlenmek olmuyor. İleriye dönük işler ve projeler de yapmak gerekiyor. Temeli sağlam atmak için gerekli bu. Tabii başınıza talih kuşu konduysa orası başka…
Şimdi telefonla oynamayı bir kenara bırakalım. Ben, günün neredeyse yarısını telefonda, sosyal medyada geçiren insanlara bir anlam yükleyemiyorum. Çok fazla evde oturmayı sevmem. Bildiğiniz gibi bir dergi projesi oluşturdum. Çok detaylı araştırmadım ama araştırmalarıma göre Türkiye’de ilk olacak bir proje olacak. Sadece 18 yaş altının yer aldığı bir dergi. Takdir edersiniz ki bu geleceğe dönük ve yeni kapılar açabilecek bir proje. Bu tarz aktivite ve planlar ile erken yaşta bazı kapıları açtığımı söyleyebilirim. Bunları kendimi övmek için değil, yazdığım konuya örnek olsun diye söylüyorum. Bu yazının üstünden 10 yıl geçtiğinde, bana biri ne yaptın diye sorarsa, ona; ’10 yıl önce şöyle bir oyun oynadım’ demek yerine ’10 yıl önce Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdim’ demek daha onur verici açıkçası. Zamanı olabildiğince iyi değerlendirmek istiyorum.
Üniversite senemdeyim. Üniversite hayalim var elbette. Fakat ne kadar konu anlatımı da izlesem, soru da çözsem, beynim; sınav dışında hayatımın hiçbir yerinde kullanmayacağım x-y integral, logaritma, koordinatı ve benzeri hiçbir içeriği kabul etmiyor. Beynimin bana; ‘bu senin sınavdan başka bir yerde göremeyeceğin bir şey o yüzden ben bunu öğrenmek istemiyorum’ dediğini duyuyorum resmen. Sabah akşam kafasını dersten kaldırmayan tiplerden değilim. Açarım 1 saat konu anlatımı, dinlerim. Benim için yeter. Şu berbat eğitim sisteminde kendime güvensem dahi istediğim bir yeri kazanamayacağım kuşkusu var içimde. Ben de bu yüzden 1 senede ful ders çalışmak yerine başka projelere de yol almayı düşünüyorum. Üniversiteye geçince, lisede öğrendiklerimizi unutacaksak öğretmeyin o zaman arkadaşım! Ben üniversite kazanamazsam kendimi parçalamayacağım. Çünkü parçalayacak kadar zamanımı heba etmeyeceğim. Bana belki “aptal” gözüyle bakıyor olabilirler. Siz veya bir başkası… Hiç önemli değil. Eğer ki bana üniversite kapıları kapanırsa ben o kapıyı daha zorlamam. Başka kapılara giderim. Ha başarırım, başaramam. Orası meçhul… En azından ‘bunu yaptım’ diyebileceğim, kayda değer projeler var.