Çok geniş kapsamlı bir konu aslında… Kimisi garip, kimisi entel, kimisi girişken, kimisi asosyal… Etrafta ilişki peşinde koşanları daha çok görüyoruz tabii. Sevda duygusunu 2 gün yaşayıp soğuyacağı ilişki için haftalarca uğraşıyorlar. Bunu kimse yadırgayamaz. Kişinin isteği doğrultusunda olabilecek bir şey. İster yapar, ister yapmaz. Buna karışmıyoruz. Genç yaşta geleceğe yönelik kapılar açmaktansa bir ilişkiden diğerine koşmak ne kadar mantıklı? Kimisi sırf ilişkim var demek için, kimisi başkasını kıskandırmak için, kimisi zina için, kimisi gerçekten âşık olduğu için. Son seçenek dışındakilerin geçerli bir sebep olduğu söylenemez. Duygularla oyuncak gibi oynamak ne kadar doğru? Yalnızca fikrimi belirtiyorum, bir kinim falan yok. Dertleri, kıyafetleri ve nefis ihtiyacı ilişkileri olmuş. ‘Bak şu kız daha güzelmiş, buna mı yazılsam’ falan diye aşktan ve sevgiden yoksun tamamen nefis uğruna inşa edilmeye çalışılan ilişkilerle dolu ortalık. Bir de ‘alfalık’ muhabbeti var. Bilmeyenler için anlatayım; birinin kalbini kırıyorlar veya kullanıp bir köşeye atıyorlar. Ha işte bunu yaptığınızda size sosyal medyada ‘alfaaa, alfa mısın be adam’ gibi pohpohlayıcı ifadelerde bulunuluyor. Bunun neresi yüceltici onu da bilmiyorum. Araştırdığım kadarıyla; Yunan alfabesinin ilk harfi ve birkaç ‘Alpha’ ismi geçen film olması dışında başka bir özelliği yok. Önceden görücü usulü vardı, şimdi ‘Snapchat’ var. Önceden beşik kertmesi vardı, şimdi ‘Facebook’ var. Önceden ilk görüşte aşk vardı, şimdi ‘İnstagram’ var. Önceden mektuplaşma vardı, şimdi ‘Twitter’ var. Ha ilk söylediklerim şuan yok mu? Hayır, hâlâ var. Fakat çoğu sahte… Peki, gerçek ilişki var mı? Elbette vardır. Ama siz demek istediğimi anladınız. Değişen duygulardan bahsediyorum. İlişkisi varken aynı anda 4-5 erkekle/kızla da, ileri derece samimiyette konuşmak marifet mi? Size göre olmayabilir ama onlara göre öyle. Her birinden, fiziksel görünüşü için aldığı iltifatlar onu daha da fazla kişiyle konuşmaya teşvik ediyor. Anlamak zor. Kilolu/zayıf, vücudunda kusuru olan/doğuştan engeli olan kişilere, asla sevilemeyeceği duygusu öyle bir empoze edilmiş ki, hiç mi hiç özgüvenleri yok. Herkes kendisine nefis arzusu olsa gerek; Victoria’s Secret mankeni veya Hollywood oyuncusu aradığı için, her gördükleri kişiyi onlarla kıyaslıyorlar. Sonra da ‘bu çirkin, şu kilolu, o zayıf’ gibi, olaydan hiçbir haberi olmayan insanları çekiştiriyorlar. Duygular öldü. Artık para var, karın kası var, saç stili var, ateş pahası kıyafetler var, sportif arabalar var, vücut gösterişi var. Var da var. Her şey var da, duygu yok. Arzular ve istekler, cinsellik ve temastan başka bir şey değil gibi. Herkes için konuşmuyorum. İlla birine bağlı olmak zorunda da değil ki kimse. Hani tüm bu saydıklarımı yapmayan biri de olsa, ilişki zorunluluğu yok. Birisini sevemiyorsa zorlamanın amacı yok. Ama bu garip gençlere anlatamayız. ‘Kıskanma’ diyecekleri de malumdur.