Toplumun üstümüzdeki baskısını kırmamız lazım. “O ne der, bu ne söyler, bunu yaparsam insanlar hangi gözle bakar” diye düşünmekten insanlarımız çıldıracak gibi. Bir iş yapacaksınız diyelim; daha önce hiçbir şekilde o işle alakası olmayan bir adam, bilgi yok fikri var. Boş boş nasihat vermekten başka bir işe yaramıyor konuşması. Yok sen yapamazsın, batarsın, iflas edersin vesaire. Bizim yapacaklarımıza mâni olan da biziz aslında. O konu hakkında bir şey bilmeden konuşan adamlar, bilen birine kıyasla çok daha fazla konuşup, öğüt veriyor. Benim yazılarımın birkaçında bahsettiğim gibi; her şeyi biliyor bizim insanımız. Bir laf var ya hani, “kimsenin bir şey bilmediği yerde en aptalı bile alim olur” salla babam salla nasıl olsa karşıda ki bilmiyor. Buna en basit örnek sokak röportajları. Konsept gereği halktan rastgele insanlara sorular soruluyor. Yahu “bilmiyorum” diyen yok. Çok mu zor “bu konu hakkında bir fikrim/bilgim yok” demek. Bilmeyen herkes sallayıp kendisini de gülünç duruma düşürüyor.
Geçen bir video çıktı karşıma. Bir tane adam, (konu tamamen siyasetten bağımsız, adamın cahilliğini örnek veriyorum) Recep Tayyip Erdoğan’ın atomu parçaladığını ve 100 tane kanıtı olduğunu söylüyor. Bunu vurgulayarak söyledikten sonra “bizim önceden telefonlarımızı dinliyorlardı atomu parçaladıktan sonra dinleyemiyorlar, yukarıya uyduyu kim koydu, Cumhurbaşkanı koydu, artık kimse dinleyemiyor bizim telefonlarımızı” vesaire… Şimdi bunu niye anlattım? Yazımın ilk cümlesine bakın. Bu yaşı biraz fazla olan kişi, gidecek bunu torunlarına, cidden böyleymiş gibi anlatacak. İnsanlarda doğası gereği şöyle bir durum vardır; bir konu hakkında bilgisi olmayan biri, o konu hakkında ilk duyduğuna inanma oranı çok daha fazladır. Şimdi bu çocuk yarın öbür gün okula gittiğinde, öğretmen çocuklar Einstein atomu parçalamıştır dediğinde, çocuk çıkışmaz mı, “ama öğretmenim, dedem/babam/amcam bana Cumhurbaşkanı Erdoğan parçaladı dedi” diye? Bu düşüncesiz, iki kelimeyi defalarca çalışarak bir araya getirebilen, her şeyi kendinin bildiğini sanan, başka fikirleri sesiyle bastıran ve çok kaba bir tabirle düşünme organı yerine oturma organıyla düşünen bu şahıslar yüzündendir belki bu geri kalmışlığımız.
Bir iş veya proje peşinde misiniz? Ya kendinize güveniyorsanız, bir de işi bilen birinden tavsiye aldıysanız daha ne gerek var fazlasına? Bırakın akrabaların ve bilgisiz insanların boş tavsiye ve nasihatlerini. Kendileri çok biliyorsa yapsınlar da görelim madem. Başarısızlık da bir başarıdır bu insanların yaptıklarına kıyasla.
Bunların varoluş amacı heves kırmak; boş konuşmak, bilmeden biliyormuş gibi yapmak, komplike konuşarak, söylediklerini sürekli farklı yerlere bağlayarak bu işten anlıyormuş gibi davranmak bunların yaptıklarından bazıları.