Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

Genetik bozukluğun doğurdukları

Vampirleri hemen herkes duymuştur. Gerek filmlerden gerek anlatılan efsanelerden olsun vampirler karşımıza bir şekilde çıkmıştır. Bunun en bilindik örneği de Dracula’dır. Her neyse… Şimdi 12 ve 13. yy. da ortaya çıkan vampir efsanelerinin belki de bir efsane olmadığından bahsedeceğim. Şimdi anlatacağım hikâye gerçektir, doğrudur orasını bilmiyorum. 1200lü yıllarda bir köyde, gece vakti neredeyse herkes ölüyor ve bu olayı bir din adamı fark ediyor. Daha sonra köyde gördükleri ise şöyle; ölen insanların, boyunlarında damarların olduğu kısımlarda diş izleri ve bazılarının kanı dışarı bile akmamış. Dediğim gibi bu hikâye doğru veya yanlıştır bilmiyorum. Vampirlerin bize anlatılan, filmlerde gösterilen özellikleri ışığa duyarlı olmaları, kan içmeleri, güne ışığına çıkamadığından gece avlanmaları vücutlarının, normal insana göre biraz daha farklı olması vesaire… En bilinen özellikleri bunlar. Şimdi size efsaneleşen vampirlerin gerçek hikayesini anlatacağım. Eritropoetik porfiria hastalığı… Bu hastalık kısaca, bir insanın derisini etkileyip ışığa duyarlı olmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra açıklamada şöyle de bir cümle geçiyor; “Özellikle Eritropoetik porfiriada, yaygın olarak görülen Hemolitik anemi, hastalarda kan içme isteği uyanmasına sebep olur.” Biraz daha okuduğumda şunları da gördüm, çok basit bir güneş ışığına bile maruz kaldığında, derisi çatlamakla kalmıyor, burnu ve parmağı bile kopup düşebiliyormuş. Üstelik bu hastalığa sahip kişilerin dişleri nasıl bir tahmin edin, evet… Bizlere filmlerde gösterilen o sivri vampir dişleri var ya, bu hastalığa sahip olanların neredeyse hepsinde onlardan varmış. Yanlış okumadıysam, eğer anne ve babada bu hastalık var ise, çocuğa da %100 ihtimalle geçiyormuş. Herhangi bir akrabada varsa da yine risk mevcutmuş. En az vampirler kadar bilinen bir başka efsaneleşen varlık da kurt adamlar… Kaba tabiriyle kurt adam sendromu, vücudun her yerinde anormal şekilde kıl büyümesine sebep oluyor. Efsanelerde ise bize kurt adama dönüşüyormuş gibi gösterildi. Sanırım bu da Likantropi Sendromu ile alakalı. Bu sendromda ise kişi, kendisinin bir hayvana dönüştüğünü düşünerek hareket ediyor. Bu sendrom vücudunda kıllanma olmayanda da görülebiliyormuş. Bu son derece nadir bir durummuş ve şizofreni, bipolar bozukluk veya klinik depresyon gibi diğer bazı nörogörüntüleme durumlarının neden olduğu psikotik atakların bir kombinasyonu olarak kabul ediliyormuş. Çoğunlukla kurda dönüştüklerine inanıp, kurt gibi uluma semptomları da görülüyormuş. Hatta bu sendrom etki halindeyken dışarıda yaşama ve kurt gibi beslenme durumları da oluyormuş. Bunu ciddi bir hastalık olarak değerlendiriyorlar. Bahsettiğim iki sendrom birleştiğinde ise kurt adam efsanesi gerçek oluyor diyebiliriz. Hal böyle olunca, insan kendini düşünmekten alıkoyamıyor. Acaba efsane kabul edilen diğer varlıklar arasında da gerçek olanı veya anlattığım gibi hastalık neticesinde ortaya çıkanı var mı? Belki de geçmişte değil ama gelecekte olacaktır, genetik bir hastalık sonucu ortaya çıkan farklı yaratıklar. Tek boynuzlu at, şahmeran, sentor... Belki genetik bozukluk sonucu bunlar olabilir ama tüm genler bozuk yapılandırılmalı ki, milli gururu spor dışındaki hayatıyla, sporun içinde yargılayasın.
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2023 - Salı
Yiğitefe Şahin

Genetik bozukluğun doğurdukları

Vampirleri hemen herkes duymuştur. Gerek filmlerden gerek anlatılan efsanelerden olsun vampirler karşımıza bir şekilde çıkmıştır. Bunun en bilindik örneği de Dracula’dır. Her neyse… Şimdi 12 ve 13. yy. da ortaya çıkan vampir efsanelerinin belki de bir efsane olmadığından bahsedeceğim. Şimdi anlatacağım hikâye gerçektir, doğrudur orasını bilmiyorum. 1200lü yıllarda bir köyde, gece vakti neredeyse herkes ölüyor ve bu olayı bir din adamı fark ediyor. Daha sonra köyde gördükleri ise şöyle; ölen insanların, boyunlarında damarların olduğu kısımlarda diş izleri ve bazılarının kanı dışarı bile akmamış.

Dediğim gibi bu hikâye doğru veya yanlıştır bilmiyorum. Vampirlerin bize anlatılan, filmlerde gösterilen özellikleri ışığa duyarlı olmaları, kan içmeleri, güne ışığına çıkamadığından gece avlanmaları vücutlarının, normal insana göre biraz daha farklı olması vesaire… En bilinen özellikleri bunlar. Şimdi size efsaneleşen vampirlerin gerçek hikayesini anlatacağım.

Eritropoetik porfiria hastalığı… Bu hastalık kısaca, bir insanın derisini etkileyip ışığa duyarlı olmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra açıklamada şöyle de bir cümle geçiyor; “Özellikle Eritropoetik porfiriada, yaygın olarak görülen Hemolitik anemi, hastalarda kan içme isteği uyanmasına sebep olur.”

Biraz daha okuduğumda şunları da gördüm, çok basit bir güneş ışığına bile maruz kaldığında, derisi çatlamakla kalmıyor, burnu ve parmağı bile kopup düşebiliyormuş. Üstelik bu hastalığa sahip kişilerin dişleri nasıl bir tahmin edin, evet… Bizlere filmlerde gösterilen o sivri vampir dişleri var ya, bu hastalığa sahip olanların neredeyse hepsinde onlardan varmış. Yanlış okumadıysam, eğer anne ve babada bu hastalık var ise, çocuğa da %100 ihtimalle geçiyormuş. Herhangi bir akrabada varsa da yine risk mevcutmuş.

En az vampirler kadar bilinen bir başka efsaneleşen varlık da kurt adamlar… Kaba tabiriyle kurt adam sendromu, vücudun her yerinde anormal şekilde kıl büyümesine sebep oluyor. Efsanelerde ise bize kurt adama dönüşüyormuş gibi gösterildi. Sanırım bu da Likantropi Sendromu ile alakalı. Bu sendromda ise kişi, kendisinin bir hayvana dönüştüğünü düşünerek hareket ediyor. Bu sendrom vücudunda kıllanma olmayanda da görülebiliyormuş. Bu son derece nadir bir durummuş ve şizofreni, bipolar bozukluk veya klinik depresyon gibi diğer bazı nörogörüntüleme durumlarının neden olduğu psikotik atakların bir kombinasyonu olarak kabul ediliyormuş. Çoğunlukla kurda dönüştüklerine inanıp, kurt gibi uluma semptomları da görülüyormuş. Hatta bu sendrom etki halindeyken dışarıda yaşama ve kurt gibi beslenme durumları da oluyormuş. Bunu ciddi bir hastalık olarak değerlendiriyorlar. Bahsettiğim iki sendrom birleştiğinde ise kurt adam efsanesi gerçek oluyor diyebiliriz.

Hal böyle olunca, insan kendini düşünmekten alıkoyamıyor. Acaba efsane kabul edilen diğer varlıklar arasında da gerçek olanı veya anlattığım gibi hastalık neticesinde ortaya çıkanı var mı? Belki de geçmişte değil ama gelecekte olacaktır, genetik bir hastalık sonucu ortaya çıkan farklı yaratıklar. Tek boynuzlu at, şahmeran, sentor... Belki genetik bozukluk sonucu bunlar olabilir ama tüm genler bozuk yapılandırılmalı ki, milli gururu spor dışındaki hayatıyla, sporun içinde yargılayasın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.