Giresunlu balıkçılar bir bir anlattı! Karadeniz’de neler oluyor?

GÜNDEM 31.08.2023 - 16:19, Güncelleme: 31.08.2023 - 17:07 6563+ kez okundu.
 

Giresunlu balıkçılar bir bir anlattı! Karadeniz’de neler oluyor?

Karadeniz'de, 1 Eylül’de başlayacak av sezonu öncesi son hazırlıklarını tamamlayan balıkçılar, yeni sezondan pek fazla umutlu değil. Giresun Limanı’nda yeni sezon için hazırlıklarını tamamlamaya çalışan balıkçılarla konuşuyoruz. Çok fazla kaygıları var bu yıl. Hes’lerin (Hidroelektrik Santrali) Karadeniz’de çeşitliliği azalttığını ve çevresel etmenlerin (ışıklandırma) balıkları kıyılarımızdan nasıl uzaklaştırdığını anlatıyorlar.
Balıkçılar Giresun Limanı’nda ağlarını bir yandan bakıma alırken diğer yandan da yeni sezonu konuşuyorlar; Mazot’un pahalılığı, avlanmanın maliyeti ve deniz canlılarının popülasyonunda azalış... Bu yıl avlanmadan yana dertliler çünkü balık çeşitliliğinde ciddi bir azalış var. 7 aylık avlanma sezonunun neredeyse 3 aya indiğinden ve geri kalan zamanda ise çalışanlarına karşı verilen sözlerin altında kalmamak için çalıştıklarını ifade ediyorlar. Balıkçı Teknesi sahibi Serdar Kara ile konuşuyoruz. Bu yıl hamsinin bol olmasını beklediklerine işaret eden Serdar Kara, "Hamsi bu sene denizde görünüyor. Palamut yok. Bir sene oluyor bir sene olmuyor. Bu deniz suyuyla ilgili. Bu sene çok yağmur yağdı, soğuk geçti; sonradan ısındı deniz. Geçen sene Türkiye'de avlanan hamsi 200 bin tona yakın. Bu yıl nasıl olur bilemeyiz; Allah Kerim.” diyerek, başlıyor anlatmaya. ‘Deniz kendi yasasını koyuyor’ Doğal dengenin bozulduğuna işaret eden Kara, “Eskiden kıyılarımızda görülen balıklar artık yok. Akarsu kıyılarında balık yok çünkü HES’ler denizleri kuruttu. Balık beslenemeyince kıyılarımızdan kaçtı. İnsanlar denizleri balıkçılar kuruttu zannediyor ama öyle değil. Şehirlerin tüm pisliği denizlere akıyor. Deniz kendi yasasını koyuyor. Bu hep böyledir. Denize ne verirsen onu alırsın. Bu yıl palamut yok çünkü iklim koşullarının değişmesi, hava sıcaklıklarındaki artış buna neden oldu. Palamut ayvarının geçen sene %90’ı tutmuştu; bu yıl %10 bile tutmadı. Bu yıl hamsi bol olur evet ama bu seferde palamut olmayacak, istavrit az... Eylül – Ekim gibi hamsiye başlarız fakat ne kadar sürer bilemeyiz. Ocak ayından sonra balıkçıya verdiğimiz sözü tutmak için çalışıyoruz.”   ‘Zirai ilaçlar sonumuz olacak’ “Balık çiftlikleri yerine midye çiftlikleri kuruluyor. İyi midir, kötü müdür bilemeyiz ama denize karşı yaptığımız bir yanlışlık var o kesin. Balıkçılık artık öyle 7 ay falan değil; 3 ayda sezonu kapatacak hale geliyoruz. Tek suçlu balıkçılar değil. Biz olanı avlıyoruz olmayanı avlayamıyoruz. Ayrıca bize gelene kadar çevresel bir sürü sorun var… Her şeyi denize atıyoruz; çöpümüzü atıyoruz, şehirlerin tüm pisliğini denize akıtıyoruz. Fabrikalar keza tüm pisliğini denize akıtıyor… Fındık bahçelerimize attığımız sırgan ilacı; tüm zirai ilaçlar denize akıyor. Zirai ilaçlar sonumuz olacak. Sorun bizde mi sadece, biz olanı avlayıp vatandaşın önüne sunuyoruz. Tek taraflı bakmamak lazım.”   ‘Giresun’da mezgit balığı bitmez denirdi; göç balığı oldu!’ “Kıyılarımız ışıklandı, artık her yerde ışık var. Sargan, palamut eskiden kıyılara inerdi. Şimdi her yer ışık. 10 Mil açıktan bile kıyılarımızdaki ışıkları görebiliyoruz. Balıklar karanlık yerleri severler. Şimdi her yer ışık oldu. Balık bile ışıktan kaçmaya başladı. Eskiden kıyılarda ‘tirsi’ tutulur; İzmarit balığı olurdu. Şimdi hepsi göç edip gittiler. Numunelik kaldılar. (avuçlarını göstererek tasvir ediyor.) Karadeniz’de ne kaldı diye soruyorsanız; Hamsi, barbun, istavrit, olursa ya palamut ya çinakop. Palamut ’ta çinakop ’da göç balığıdır. Eylül – Ekim ayında ya olur ya olmaz… Eskiden Karadeniz’de; Giresun’da mezgit balığı bitmez denirdi. Yaz kış mezgit balığı olurdu. Şimdi mezgit balığı bile göç hayvanı oldu. Yaz kış olan mezgit balığı artık olmuyor. 15-20 yıldır yok!“   Trol Sorunsalı: ‘Ortasu Trol balıkçılığı göründüğü gibi değil’ Kaptan Serdar Kara, trol balıkçılığını anlatırken biraz dertleniyor. Trol balıkçılığının büyük bir sorun olduğunu, Ortasu ve trol avcılığı’nın göründüğü gibi olmadığını dile getiriyor. “Ortasu trolleri hakkında yanlış bir bilgi var. Ortasu trolleri, en diptende çekiyor balığı, en üsttende, ortadan da… Her yerden balık çekilebiliyor bu trollerle. Bu büyük bir kandırmaca öncelikle; 10 kulaçta ’da yapılan Trol balıkçılığı 30 kulaç’ta da, dipsiz yerde de yapılabiliyor… Normal trol’ün kıyıya mesafesi 3 Mil ’dir. 3 Mil ’den fazla kıyıya yanaşamazlar. Ama Ortasu trolü 2 kulaça da girer 200 kulaça da. Bu büyük bir kandırmaca. Bununla ilgili bir yasa yok. Son 15-20 yıldır trol balığı yaygınlaştığından beri Samsun Kızılırmak’tan ötesine, kıyılarımıza balık gelmiyor!” diyerek serzenişte bulunuyor. Balıkçılar çiftçi olarak gözüküyor, denetimler yeterli seviyede değil Türkiye’de balıkçılık yapmak için, Tarım İl Müdürlüğü’nden edindiğiniz basit bir belge (Sarı Kağıt) ile balıkçılık yapabilirsiniz. Alması çok basit ama yapması çok zor bir iş. Burada özellikle değinmek istediğimiz konu budur. Balıkçılık yasalarının ve sınırlarının yeterince çizilmemiş olması; deniz çeşitliğindeki popülasyonun azalmasının temel sebebidir. Bugün 1 Eylül ve balık sezonu açıldı. Balıkçılar ‘Vira Bismillah’ diyerek uzun süre sonra ağlarını denize attı. Bilinçli avcılık yapılmadığı ve denetimlerin yeterli seviyede gerçekleşmediği sürece, denize atılan her ağda balıkçılar, sorun çekmeye devam edecek.
Karadeniz'de, 1 Eylül’de başlayacak av sezonu öncesi son hazırlıklarını tamamlayan balıkçılar, yeni sezondan pek fazla umutlu değil. Giresun Limanı’nda yeni sezon için hazırlıklarını tamamlamaya çalışan balıkçılarla konuşuyoruz. Çok fazla kaygıları var bu yıl. Hes’lerin (Hidroelektrik Santrali) Karadeniz’de çeşitliliği azalttığını ve çevresel etmenlerin (ışıklandırma) balıkları kıyılarımızdan nasıl uzaklaştırdığını anlatıyorlar.

Balıkçılar Giresun Limanı’nda ağlarını bir yandan bakıma alırken diğer yandan da yeni sezonu konuşuyorlar; Mazot’un pahalılığı, avlanmanın maliyeti ve deniz canlılarının popülasyonunda azalış... Bu yıl avlanmadan yana dertliler çünkü balık çeşitliliğinde ciddi bir azalış var. 7 aylık avlanma sezonunun neredeyse 3 aya indiğinden ve geri kalan zamanda ise çalışanlarına karşı verilen sözlerin altında kalmamak için çalıştıklarını ifade ediyorlar.

Balıkçı Teknesi sahibi Serdar Kara ile konuşuyoruz. Bu yıl hamsinin bol olmasını beklediklerine işaret eden Serdar Kara, "Hamsi bu sene denizde görünüyor. Palamut yok. Bir sene oluyor bir sene olmuyor. Bu deniz suyuyla ilgili. Bu sene çok yağmur yağdı, soğuk geçti; sonradan ısındı deniz. Geçen sene Türkiye'de avlanan hamsi 200 bin tona yakın. Bu yıl nasıl olur bilemeyiz; Allah Kerim.” diyerek, başlıyor anlatmaya.

‘Deniz kendi yasasını koyuyor’

Doğal dengenin bozulduğuna işaret eden Kara, “Eskiden kıyılarımızda görülen balıklar artık yok. Akarsu kıyılarında balık yok çünkü HES’ler denizleri kuruttu. Balık beslenemeyince kıyılarımızdan kaçtı. İnsanlar denizleri balıkçılar kuruttu zannediyor ama öyle değil. Şehirlerin tüm pisliği denizlere akıyor. Deniz kendi yasasını koyuyor. Bu hep böyledir. Denize ne verirsen onu alırsın. Bu yıl palamut yok çünkü iklim koşullarının değişmesi, hava sıcaklıklarındaki artış buna neden oldu.

Palamut ayvarının geçen sene %90’ı tutmuştu; bu yıl %10 bile tutmadı. Bu yıl hamsi bol olur evet ama bu seferde palamut olmayacak, istavrit az... Eylül – Ekim gibi hamsiye başlarız fakat ne kadar sürer bilemeyiz. Ocak ayından sonra balıkçıya verdiğimiz sözü tutmak için çalışıyoruz.”


 

‘Zirai ilaçlar sonumuz olacak’

“Balık çiftlikleri yerine midye çiftlikleri kuruluyor. İyi midir, kötü müdür bilemeyiz ama denize karşı yaptığımız bir yanlışlık var o kesin. Balıkçılık artık öyle 7 ay falan değil; 3 ayda sezonu kapatacak hale geliyoruz. Tek suçlu balıkçılar değil. Biz olanı avlıyoruz olmayanı avlayamıyoruz. Ayrıca bize gelene kadar çevresel bir sürü sorun var… Her şeyi denize atıyoruz; çöpümüzü atıyoruz, şehirlerin tüm pisliğini denize akıtıyoruz. Fabrikalar keza tüm pisliğini denize akıtıyor… Fındık bahçelerimize attığımız sırgan ilacı; tüm zirai ilaçlar denize akıyor. Zirai ilaçlar sonumuz olacak. Sorun bizde mi sadece, biz olanı avlayıp vatandaşın önüne sunuyoruz. Tek taraflı bakmamak lazım.”



 

‘Giresun’da mezgit balığı bitmez denirdi; göç balığı oldu!’

“Kıyılarımız ışıklandı, artık her yerde ışık var. Sargan, palamut eskiden kıyılara inerdi. Şimdi her yer ışık. 10 Mil açıktan bile kıyılarımızdaki ışıkları görebiliyoruz. Balıklar karanlık yerleri severler. Şimdi her yer ışık oldu. Balık bile ışıktan kaçmaya başladı. Eskiden kıyılarda ‘tirsi’ tutulur; İzmarit balığı olurdu. Şimdi hepsi göç edip gittiler. Numunelik kaldılar. (avuçlarını göstererek tasvir ediyor.) Karadeniz’de ne kaldı diye soruyorsanız; Hamsi, barbun, istavrit, olursa ya palamut ya çinakop. Palamut ’ta çinakop ’da göç balığıdır. Eylül – Ekim ayında ya olur ya olmaz… Eskiden Karadeniz’de; Giresun’da mezgit balığı bitmez denirdi. Yaz kış mezgit balığı olurdu. Şimdi mezgit balığı bile göç hayvanı oldu. Yaz kış olan mezgit balığı artık olmuyor. 15-20 yıldır yok!“


 

Trol Sorunsalı: ‘Ortasu Trol balıkçılığı göründüğü gibi değil’

Kaptan Serdar Kara, trol balıkçılığını anlatırken biraz dertleniyor. Trol balıkçılığının büyük bir sorun olduğunu, Ortasu ve trol avcılığı’nın göründüğü gibi olmadığını dile getiriyor. “Ortasu trolleri hakkında yanlış bir bilgi var. Ortasu trolleri, en diptende çekiyor balığı, en üsttende, ortadan da… Her yerden balık çekilebiliyor bu trollerle. Bu büyük bir kandırmaca öncelikle; 10 kulaçta ’da yapılan Trol balıkçılığı 30 kulaç’ta da, dipsiz yerde de yapılabiliyor… Normal trol’ün kıyıya mesafesi 3 Mil ’dir. 3 Mil ’den fazla kıyıya yanaşamazlar. Ama Ortasu trolü 2 kulaça da girer 200 kulaça da. Bu büyük bir kandırmaca. Bununla ilgili bir yasa yok. Son 15-20 yıldır trol balığı yaygınlaştığından beri Samsun Kızılırmak’tan ötesine, kıyılarımıza balık gelmiyor!” diyerek serzenişte bulunuyor.

Balıkçılar çiftçi olarak gözüküyor, denetimler yeterli seviyede değil

Türkiye’de balıkçılık yapmak için, Tarım İl Müdürlüğü’nden edindiğiniz basit bir belge (Sarı Kağıt) ile balıkçılık yapabilirsiniz. Alması çok basit ama yapması çok zor bir iş. Burada özellikle değinmek istediğimiz konu budur. Balıkçılık yasalarının ve sınırlarının yeterince çizilmemiş olması; deniz çeşitliğindeki popülasyonun azalmasının temel sebebidir.

Bugün 1 Eylül ve balık sezonu açıldı. Balıkçılar ‘Vira Bismillah’ diyerek uzun süre sonra ağlarını denize attı. Bilinçli avcılık yapılmadığı ve denetimlerin yeterli seviyede gerçekleşmediği sürece, denize atılan her ağda balıkçılar, sorun çekmeye devam edecek.

Giresun HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.