İSTANBUL'UN FETHİ-2

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.05.2011 - 21:56, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3215+ kez okundu.
 

İSTANBUL'UN FETHİ-2

Canlı tarihimizde İstanbul'un fethinin anlamı yok büyüktür. İstanbul'un fethi konusunda SevgiliPeygamberimiz;"İstanbul muhakkak feth edilecektir. Onu feth eden komutan ne güzel komutan; Onu feth eden ordu ne güzel ordudur."[1] buyurmuşlardır.Rasulullah'ın bu müjdesine nail olmak isteyen Müslümanlar, İstanbul'u defalarca kuşattılar. Çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmed komutasındaki Türk Ordusu 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul'u fethetti. Böylece bu şeref aziz milletimize nasip oldu.Fetih günü Fatih Sultan Mehmed, Topkapı'dan şehre girerek, Bizans halkının sığındığı Ayasofya'ya gitti. Orada bulunan dini liderlerden ve insanlardan bazılarının kendilerini yerlere atmış olduğunu görünce onlara: "Kalkın! Ben Sultan Murat Han Oğlu Sultan Mehmed derim ki: Bu günden itibaren canınız ve hürriyetiniz teminatım altındadır." dedi.Bu fetih, o tarihlerde dünyanın bazı bölgelerinde Müslümanların diri diri ateşe atılarak zulme maruz bırakıldığı bir dönemde gerçekleşti. Bu muazzam fethin ertesi Çarşamba günü İstanbul'un her yerinde Fatih Sultan Mehmed'in fermanları okundu. Şehrin içinde saklanan halkın, hiçbir şeyden çekinmeksizin ve cesaretle ortaya çıkmaları istendi. Canlarının, mallarının, ırzlarının, korunacağı, din ve mezheb hürriyetleri ile milli örf ve adetlerinin tamamen Türk kanunlarının teminatı altında bulunduğu ilan edildi.Dini liderlerini seçmelerine izin verildi.Fatih'in bu fermanına o kadar sadakat gösterildi ki, güzel yurdumuzda diğer ırk ve din mensupları, hiçbir rahatsızlık duymadan yaşayageldiler. Bütün bunlar necip milletimizin her türlü inanca ve ırka gösterdiği hoşgörüyü aksettiren tarihi belgelerdir.Yüce milletimiz hiçbir zaman zulme tevessül etmemiştir. Milliyeti ve inancı ne olursa olsun hiçbir insana kötü muamele yapmamıştır. Her türlü inanca hoşgörü göstermiştir.Tarihimizdeki bütün fetihler, haksızlıkların yok edilmesi ve zulmün sona erdirilmesi için yapılmıştır.İstanbul'un fethinden sonra da, orada yaşayan Hıristiyanlar o zamana kadar görmedikleri adalet, eşitlik ve huzura kavuşmuşlardır.Şanlı ecdadımızın canları ve kanları pahasına fethederek bizlere emanet bıraktıkları güzel İstanbul'u ve aziz Anadolumuzu, atalarımızın mukaddes emaneti bilip, canımız gibi koruyalım, Onlara layık bir nesil olabilmek için daha çok çalışıp ülkemizi imar edelim. Her köşesini cennetten bir parça bilip, en güzel şekilde koruyalım. Her karış toprağı şehit kanıyla yoğrulmuş bu kutsal topraklarda, birlik ve dirlik içinde yaşayalım.  

Canlı tarihimizde İstanbul'un fethinin anlamı yok büyüktür. İstanbul'un fethi konusunda Sevgili
Peygamberimiz;

"İstanbul muhakkak feth edilecektir. Onu feth eden komutan ne güzel komutan; Onu feth eden ordu ne güzel ordudur."
[1] buyurmuşlardır.

Rasulullah'ın bu müjdesine nail olmak isteyen Müslümanlar, İstanbul'u defalarca kuşattılar. Çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmed komutasındaki Türk Ordusu 29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul'u fethetti. Böylece bu şeref aziz milletimize nasip oldu.

Fetih günü Fatih Sultan Mehmed, Topkapı'dan şehre girerek, Bizans halkının sığındığı Ayasofya'ya gitti. Orada bulunan dini liderlerden ve insanlardan bazılarının kendilerini yerlere atmış olduğunu görünce onlara: "Kalkın! Ben Sultan Murat Han Oğlu Sultan Mehmed derim ki: Bu günden itibaren canınız ve hürriyetiniz teminatım altındadır." dedi.


Bu fetih, o tarihlerde dünyanın bazı bölgelerinde Müslümanların diri diri ateşe atılarak zulme maruz bırakıldığı bir dönemde gerçekleşti. Bu muazzam fethin ertesi Çarşamba günü İstanbul'un her yerinde Fatih Sultan Mehmed'in fermanları okundu. Şehrin içinde saklanan halkın, hiçbir şeyden çekinmeksizin ve cesaretle ortaya çıkmaları istendi. Canlarının, mallarının, ırzlarının, korunacağı, din ve mezheb hürriyetleri ile milli örf ve adetlerinin tamamen Türk kanunlarının teminatı altında bulunduğu ilan edildi.
Dini liderlerini seçmelerine izin verildi.



Fatih'in bu fermanına o kadar sadakat gösterildi ki, güzel yurdumuzda diğer ırk ve din mensupları, hiçbir rahatsızlık duymadan yaşayageldiler. Bütün bunlar necip milletimizin her türlü inanca ve ırka gösterdiği hoşgörüyü aksettiren tarihi belgelerdir.

Yüce milletimiz hiçbir zaman zulme tevessül etmemiştir. Milliyeti ve inancı ne olursa olsun hiçbir insana kötü muamele yapmamıştır. Her türlü inanca hoşgörü göstermiştir.
Tarihimizdeki bütün fetihler, haksızlıkların yok edilmesi ve zulmün sona erdirilmesi için yapılmıştır.

İstanbul'un fethinden sonra da, orada yaşayan Hıristiyanlar o zamana kadar görmedikleri adalet, eşitlik ve huzura kavuşmuşlardır.



Şanlı ecdadımızın canları ve kanları pahasına fethederek bizlere emanet bıraktıkları güzel İstanbul'u ve aziz Anadolumuzu, atalarımızın mukaddes emaneti bilip, canımız gibi koruyalım, Onlara layık bir nesil olabilmek için daha çok çalışıp ülkemizi imar edelim. Her köşesini cennetten bir parça bilip, en güzel şekilde koruyalım. Her karış toprağı şehit kanıyla yoğrulmuş bu kutsal topraklarda, birlik ve dirlik içinde yaşayalım.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.