BİRLİK VE BERABERLİK

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.06.2013 - 18:50, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3842+ kez okundu.
 

BİRLİK VE BERABERLİK

Dinimiz birlik ve beraberliği emretmiş, tefrikayı haram kılmıştır. İhtilaf ve çekişme ayrılığı, dağılmayı ve esarete, felakete ve izmihlale düşmeyi hazırlar. Birlik ve beraberlik, şuuru olanların şiarıdır. Aklıselim sahiplerinin takip edecekleri yol budur. Dini, kitabı, kıblesi ve gayesi bir; peygamberi aynı, Allah'ı bir olan İ slam yolcuları için çekişme, didişme Kur'an'ın ruhuna aykırıdır.   İbretle bir Kur'an oku Diyor ki: "La teferreku"   Azami müşterekte birleşmesi kabil iken asgarisinde bile anlaşamayan, şirazesi dağılmış kitap formaları gibi perişan olan insanlar, ancak düşmanlarının galibiyetine zemin hazırlamış olurlar. Tefrikanın peşinden koşarken hürriyetini kaybetmiş milletler, diğer insanlar için ibret dersi olmalıdır. Onların batış ve felaketinden ibret almayanlar, gelecekteki nesillere ibret olurlar. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: "siz kendilerine apaçık deliller, ayetler geldikten sonra parçalanıp ayrılanlar, ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte onlar (ın hali): en büyük azap onlarındır." Cemaat ruhunun bozulması o milletin kuvvet ve haşmetinin kaybolmasına sebep olur. Gemileri bağlayan halat, gevşeyecek, dağılacak olursa sağlamlığını, benliğini ve kuvvetini kaybeder. İnce elyaf değil bir gemiyi bir kediyi bile haptedemez. Halatın sağlamlığı liflerin birbirine sımsıkı sarılmış olmasına bağlıdır. Bir milleti teşkil eden fertler; halat misali sarmaşır, anlaşır ve İslam’ın emrettiği birlik ruhunda kaynaşırsa şerefli bir millet olarak asırlarca payidar olur. Aksi halde zillet ve esaretin mahkûmu olurlar. Bakın bunu Akif’in beyiti ne kadar güzel dile getiriyor: "Girmeden bir millete tefrika, düşman giremez;                Toplu vurdukça gönüller, onu top sindiremez." Değerli okurlarım!   Dinimiz birlik ve beraberlik ruhuna büyük bir ehemmiyet ve değer vermiştir. Birlik olan yerde bolluk, bereket, rahmet ve sevap vardır. Cemaat ile kılınan namazın sevabı tek başına kılınandan 27 derece fazladır. Bunun sebebi topluluktaki rahmet sebebiyledir. Bir kişilik yemeği besmele çekerek, iki kişi yiyecek olsa her ikisi de doyacaktır. Doymadıklarından şikâyet eden insanlara Peygamber Efendimizin cevabı: "ihtimal ki ayrı yiyorsunuzdur" demek olmuştur. Bir tarafta kavmiyet taassubu, diğer tarafta İslamiyet’in tahakkuku birlikte yürüyemez. İki gaye tanıyan kimse, birini diğerinden üstün tutacaktır. Allah'u Teâlâ bir göğüste iki kalp yaratmamıştır. Bir gönülde iki gayenin yaşaması imkânsızdır. İnsan, gayeye ulaşabilmek için ona son derece bağlanmak mecburiyetindedir. Allah'u Teâlâ bir ayeti kerimsinde buyuruyor ki: "hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın." Tefrika; milletleri perişan eden, ocakları söndüren, hür insanları esaret boyunduruğu altına sokan büyük bir felakettir. Ecdadımız bu tehlikeyi sezdikleri için hem tefrikadan kaçmış hem de bizi uyarmışlardır. Karşısında düşman ordularını mağlup eden, kahreden Yavuz'un şu beyiti ne kadar içli ve uyarıcıdır: "milletimde ihtilaf-ü tefrika endişesi, küşe-i kabrimde hatta bi karar eyler beni." Bizim ihtilafa düşmemizden mezardaki ecdadımızın kemikleri sızlar, ruhları rencide olur. Başında akıl cevheri bulunan mü'minler, vatanın selameti ve İslam’ın izzeti için birlik ve beraberliği zaruri görür. Aksi halde ne vatan ne de can kalır. Tarihleri gözden geçirdiğimiz zaman bir bütün olan vatanımızı bölmek isteyenler olmuştur. Devlet-millet olarak bunlara fırsat vermemeliyiz. Bu cennet vatan bir emanettir. Emaneti muhafaza etmek inanan bizlerin vazifesidir. Rabbim bizleri ayırmak isteyenlere fırsat vermesin. Dirliğimizi, birliğimizi bozmasın.   

Dinimiz birlik ve beraberliği emretmiş, tefrikayı haram kılmıştır. İhtilaf ve çekişme ayrılığı, dağılmayı ve esarete, felakete ve izmihlale düşmeyi hazırlar.

Birlik ve beraberlik, şuuru olanların şiarıdır. Aklıselim sahiplerinin takip edecekleri yol budur.

Dini, kitabı, kıblesi ve gayesi bir; peygamberi aynı, Allah'ı bir olan İ

slam yolcuları için çekişme, didişme Kur'an'ın ruhuna aykırıdır.

 

İbretle bir Kur'an oku

Diyor ki: "La teferreku"

 

Azami müşterekte birleşmesi kabil iken asgarisinde bile anlaşamayan, şirazesi dağılmış kitap formaları gibi perişan olan insanlar, ancak düşmanlarının galibiyetine zemin hazırlamış olurlar.

Tefrikanın peşinden koşarken hürriyetini kaybetmiş milletler, diğer insanlar için ibret dersi olmalıdır. Onların batış ve felaketinden ibret almayanlar, gelecekteki nesillere ibret olurlar. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: "siz kendilerine apaçık deliller, ayetler geldikten sonra parçalanıp ayrılanlar, ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte onlar (ın hali): en büyük azap onlarındır."

Cemaat ruhunun bozulması o milletin kuvvet ve haşmetinin kaybolmasına sebep olur. Gemileri bağlayan halat, gevşeyecek, dağılacak olursa sağlamlığını, benliğini ve kuvvetini kaybeder. İnce elyaf değil bir gemiyi bir kediyi bile haptedemez. Halatın sağlamlığı liflerin birbirine sımsıkı sarılmış olmasına bağlıdır.

Bir milleti teşkil eden fertler; halat misali sarmaşır, anlaşır ve İslam’ın emrettiği birlik ruhunda kaynaşırsa şerefli bir millet olarak asırlarca payidar olur. Aksi halde zillet ve esaretin mahkûmu olurlar. Bakın bunu Akif’in beyiti ne kadar güzel dile getiriyor: "Girmeden bir millete tefrika, düşman giremez;

               Toplu vurdukça gönüller, onu top sindiremez."

Değerli okurlarım!

 

Dinimiz birlik ve beraberlik ruhuna büyük bir ehemmiyet ve değer vermiştir. Birlik olan yerde bolluk, bereket, rahmet ve sevap vardır. Cemaat ile kılınan namazın sevabı tek başına kılınandan 27 derece fazladır. Bunun sebebi topluluktaki rahmet sebebiyledir.

Bir kişilik yemeği besmele çekerek, iki kişi yiyecek olsa her ikisi de doyacaktır. Doymadıklarından şikâyet eden insanlara Peygamber Efendimizin cevabı:

"ihtimal ki ayrı yiyorsunuzdur" demek olmuştur.

Bir tarafta kavmiyet taassubu, diğer tarafta İslamiyet’in tahakkuku birlikte yürüyemez. İki gaye tanıyan kimse, birini diğerinden üstün tutacaktır. Allah'u Teâlâ bir göğüste iki kalp yaratmamıştır. Bir gönülde iki gayenin yaşaması imkânsızdır. İnsan, gayeye ulaşabilmek için ona son derece bağlanmak mecburiyetindedir. Allah'u Teâlâ bir ayeti kerimsinde buyuruyor ki:

"hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın."

Tefrika; milletleri perişan eden, ocakları söndüren, hür insanları esaret boyunduruğu altına sokan büyük bir felakettir. Ecdadımız bu tehlikeyi sezdikleri için hem tefrikadan kaçmış hem de bizi uyarmışlardır. Karşısında düşman ordularını mağlup eden, kahreden Yavuz'un şu beyiti ne kadar içli ve uyarıcıdır:

"milletimde ihtilaf-ü tefrika endişesi,

küşe-i kabrimde hatta bi karar eyler beni."

Bizim ihtilafa düşmemizden mezardaki ecdadımızın kemikleri sızlar, ruhları rencide olur. Başında akıl cevheri bulunan mü'minler, vatanın selameti ve İslam’ın izzeti için birlik ve beraberliği zaruri görür. Aksi halde ne vatan ne de can kalır. Tarihleri gözden geçirdiğimiz zaman bir bütün olan vatanımızı bölmek isteyenler olmuştur. Devlet-millet olarak bunlara fırsat vermemeliyiz. Bu cennet vatan bir emanettir. Emaneti muhafaza etmek inanan bizlerin vazifesidir. Rabbim bizleri ayırmak isteyenlere fırsat vermesin. Dirliğimizi, birliğimizi bozmasın.   

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.