İnece Fındıkspor

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 29.07.2013 - 23:39, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3279+ kez okundu.
 

İnece Fındıkspor

BU kadar çok spor ile ilgili konu var iken yukarıdaki başlığı neden attığımı sorabilirsiniz. Yerel olan bir konunun ulusal düzeyde yazılmasının anlamı nedir? İlk akla gelen “makul” bir yorum olmayabilir. Dostlarımızın arasında gereksiz bulanların olması mümkündür. Kısaca yukarıdaki başlık tartışmaya açıktır. Sporun teknik yönü ilgim ve ihtisasım dışındadır. Teknik konularda kalem oynatmak haddimi aşmak anlamına gelir. Sporun psikososyal yönü konusunda kalem oynatmayı yeğliyorum. Bu alan beni daha çok ilgilendiriyor sanki. Sporun özellikle futbolun kişileri ve toplumu derinden nasıl etkilediğine küçük yaşlardan itibaren tanık oldum. Mantıkla ve çeşitli vaatlerle ulaşılamayan gençlere futbol sayesinde ulaşılabildiğini gördüm. Olumlu anlamda futbol aracılığı ile çocukların etkilenebileceğini memnuniyetle gözlemledim. Kimseyi kırmadan ve üzmeden gençlerin müspet alışkanlıklar kazanabileceğine olan inancım arttı. Biraz ayrıntıya girelim. Merhum babam Giresun ili Bulancak ilçesi İnece Köyünde kırk (40) yıl din görevlisi (imam) olarak görev yaptı. İmamlık yaptığı merkez Murat Camiinde gençlerin gönlünü kazanmak için birtakım çabalar içine girdi. Çocukların ve gençlerin spora özellikle futbola ilgisini tespit etti. İlk zamanlarda köyde radyo mevcuttu. Camii kahvehanesine bir radyo aldırdı ve gençlerle beraber maç dinlemeye başladılar. Namaz vakti geldiğinde ara veriliyor, hep birlikte camiye gidiliyordu. Bu uygulama uzun süre devam etti, ancak yetmedi. Merhum babam (Balcı Hoca) gençleri ibadete ısındırmak için başka yollar arayışı içine girdi. Bu amaçla köydeki arkadaşlarıyla istişare edip bir kulüp kurmaya karar verdiler. “İnece Fındıkspor” adı verilen kulübün başkanlığına merhem Hasan Balcıoğlu (babam) getirildi. Diğer kurucu üyeler arasında Hüseyin Köse, Halil Kaya Öztaş, Necmettin Şenel gibi kişiler vardı. Hemen hepsi vefat eden bu seçkin insanları rahmetle ve minnetle anıyorum, “makamları cennet olsun” diyorum. İnece Fındıkspor kurulduktan sonra turnuvalara katıldı, Bulancak’ta çeşitli takımlarla maçlar gerçekleştirdi. Bazen yendi bazen yenildi. İşin en ilginç yanı İnece Fındıkspor kendisinin ötesinde alaka gördü, başka köylere örnek gösterildi. Bayramlarda ve çeşitli etkinliklerde kulübümüze maç önerileri getirildi. Yerel medya İnece Fındıkspor’un kurucularından söz etti. Özellikle imam Hasan Balcıoğlu (merhum) herkesin merak ettiği kişi haline geldi. Sezon açılışlarına ve maçlara oyuncularla birlikte gidiyordu, dua ediyordu. Maçlar ilginç ve keyifli bir ortamda cereyan ediyordu. Diğer yandan köyde gençler arasında camiye ve ibadete ilgi dikkate değer ölçüde arttı. Çocuklar ve ergenler spor ile dini eğitimi bir arada götürüyorlardı. Dini konular merakı futbol ile birlikte ileri düzeylere varmıştı. Gençler ve çocuklar Balcı Hoca’yı el üstünde tutuyor, Cuma namazlarını dört gözle bekliyorlardı. Cami deyince hoş ve güzel bir anımı sizlerle paylaşmak isterim. 1977-1978 yılları arasında askerlik görevimi İzmir- Bornova’da yaptım. Ege Üniversitesine bitişik arazideki Hacılarkırı mevkiinde Ulaştırma 3.Şoför Er Eğitim Taburunda Tbp. Astğm. olarak görevde bulundum. Askerlik görevini yaptığım oniki (12) ay zarfında komutanların desteği ile cami inşa etmeye başladık. Her düzeydeki askerin desteği ile cami inşaatını tamamladık. O günkü arkadaşlarım cami yapımı için beni görevlendirdiler. Allah’ın yardımı ve inananların desteği ile amacımıza ulaştık, içinde ibadete başladık. Aradan yıllar geçti, tabur başka yere taşındı. Camiye Bornova müftüsü Muhammet İnceoğlu el attı ve restorasyonunu bitirdi. Camiye Bahadır Mercan isminde faal ve sempatik bir İmam-Hatip atandı. Camiye “Mehmetçik Camii” adı verildi. Cami eskisinden daha canlı hale geldi. 24 HAZİRAN 2013 günü Bornova’ya yeniden gittim, camide ibadetimizi yapma imkanı bulduk. Bornova müftülüğünde din görevlilerine “ MOTİVASYON” konulu konferans verdim. Eski günlerimi, askerlik anılarımı gözlerimin önüne getirdim. Allah’a şükür ederek Bornova’dan ayrıldım. Bu kısa öyküden sonra İnece Fındıkspor’a dönelim. Köyümüzde spor özellikle futbol sevilmeye ilgi görmeye başladı. Komşularımızın ve akrabalarımızın uygarlığa bakışı hızlandı, okumaya değer verme yarışına giriştiler. İnece Fındıkspor’u kuranları ve emek verenleri saygı ile selamlıyorum. Bu deneyimden yola çıkarak arzu ve iddia edebilirim ki, spor özellikle futbol, Uzakdoğu sporları gençlerin olumlu alışkanlıklar elde etmesinde en önemli araçtır. Sağlıklı kuşakların yetişmesinde sporun rolünü göz ardı edemeyiz. Sporun ekonomik, eğlence, toplumsal yönleri ayrı bir yazının ve ihtisasın konusudur. Her türlü bağımlılığın önlenmesinde ve tedavisinde sporun etkisi su götürmez bir gerçektir.Gelişmiş ve uygar toplumlar sporu teşvik ediyorlar, herkesin bireysel idman yapmasını istiyorlar. Futbol artık ulusların ortak dili haline gelmiştir. Futbol dostluğun simgesi olma yolundadır. Her ne kadar olumsuz ve moral bozucu hava olsa da spordan umudumuzu kesmemeliyiz. Gençlerimizi, çocuklarımızı spor yapmaya teşvik etmeliyiz. Ülkemizin en ıssız köşelerine, kılcal damarlarına uzanmalıyız. Bunun için öğretmenlerle, din görevlileriyle, medya ile işbirliğini yapmalıyız. Son söz: “Sportif etkinliklere herkesin katılımı için özel çaba gösterilmelidir.”    
BU kadar çok spor ile ilgili konu var iken yukarıdaki başlığı neden attığımı sorabilirsiniz. Yerel olan bir konunun ulusal düzeyde yazılmasının anlamı nedir? İlk akla gelen “makul” bir yorum olmayabilir. Dostlarımızın arasında gereksiz bulanların olması mümkündür. Kısaca yukarıdaki başlık tartışmaya açıktır. Sporun teknik yönü ilgim ve ihtisasım dışındadır. Teknik konularda kalem oynatmak haddimi aşmak anlamına gelir. Sporun psikososyal yönü konusunda kalem oynatmayı yeğliyorum. Bu alan beni daha çok ilgilendiriyor sanki. Sporun özellikle futbolun kişileri ve toplumu derinden nasıl etkilediğine küçük yaşlardan itibaren tanık oldum. Mantıkla ve çeşitli vaatlerle ulaşılamayan gençlere futbol sayesinde ulaşılabildiğini gördüm. Olumlu anlamda futbol aracılığı ile çocukların etkilenebileceğini memnuniyetle gözlemledim. Kimseyi kırmadan ve üzmeden gençlerin müspet alışkanlıklar kazanabileceğine olan inancım arttı. Biraz ayrıntıya girelim. Merhum babam Giresun ili Bulancak ilçesi İnece Köyünde kırk (40) yıl din görevlisi (imam) olarak görev yaptı. İmamlık yaptığı merkez Murat Camiinde gençlerin gönlünü kazanmak için birtakım çabalar içine girdi. Çocukların ve gençlerin spora özellikle futbola ilgisini tespit etti. İlk zamanlarda köyde radyo mevcuttu. Camii kahvehanesine bir radyo aldırdı ve gençlerle beraber maç dinlemeye başladılar. Namaz vakti geldiğinde ara veriliyor, hep birlikte camiye gidiliyordu. Bu uygulama uzun süre devam etti, ancak yetmedi. Merhum babam (Balcı Hoca) gençleri ibadete ısındırmak için başka yollar arayışı içine girdi. Bu amaçla köydeki arkadaşlarıyla istişare edip bir kulüp kurmaya karar verdiler. “İnece Fındıkspor” adı verilen kulübün başkanlığına merhem Hasan Balcıoğlu (babam) getirildi. Diğer kurucu üyeler arasında Hüseyin Köse, Halil Kaya Öztaş, Necmettin Şenel gibi kişiler vardı. Hemen hepsi vefat eden bu seçkin insanları rahmetle ve minnetle anıyorum, “makamları cennet olsun” diyorum. İnece Fındıkspor kurulduktan sonra turnuvalara katıldı, Bulancak’ta çeşitli takımlarla maçlar gerçekleştirdi. Bazen yendi bazen yenildi. İşin en ilginç yanı İnece Fındıkspor kendisinin ötesinde alaka gördü, başka köylere örnek gösterildi. Bayramlarda ve çeşitli etkinliklerde kulübümüze maç önerileri getirildi. Yerel medya İnece Fındıkspor’un kurucularından söz etti. Özellikle imam Hasan Balcıoğlu (merhum) herkesin merak ettiği kişi haline geldi. Sezon açılışlarına ve maçlara oyuncularla birlikte gidiyordu, dua ediyordu. Maçlar ilginç ve keyifli bir ortamda cereyan ediyordu. Diğer yandan köyde gençler arasında camiye ve ibadete ilgi dikkate değer ölçüde arttı. Çocuklar ve ergenler spor ile dini eğitimi bir arada götürüyorlardı. Dini konular merakı futbol ile birlikte ileri düzeylere varmıştı. Gençler ve çocuklar Balcı Hoca’yı el üstünde tutuyor, Cuma namazlarını dört gözle bekliyorlardı. Cami deyince hoş ve güzel bir anımı sizlerle paylaşmak isterim. 1977-1978 yılları arasında askerlik görevimi İzmir- Bornova’da yaptım. Ege Üniversitesine bitişik arazideki Hacılarkırı mevkiinde Ulaştırma 3.Şoför Er Eğitim Taburunda Tbp. Astğm. olarak görevde bulundum. Askerlik görevini yaptığım oniki (12) ay zarfında komutanların desteği ile cami inşa etmeye başladık. Her düzeydeki askerin desteği ile cami inşaatını tamamladık. O günkü arkadaşlarım cami yapımı için beni görevlendirdiler. Allah’ın yardımı ve inananların desteği ile amacımıza ulaştık, içinde ibadete başladık. Aradan yıllar geçti, tabur başka yere taşındı. Camiye Bornova müftüsü Muhammet İnceoğlu el attı ve restorasyonunu bitirdi. Camiye Bahadır Mercan isminde faal ve sempatik bir İmam-Hatip atandı. Camiye “Mehmetçik Camii” adı verildi. Cami eskisinden daha canlı hale geldi. 24 HAZİRAN 2013 günü Bornova’ya yeniden gittim, camide ibadetimizi yapma imkanı bulduk. Bornova müftülüğünde din görevlilerine “ MOTİVASYON” konulu konferans verdim. Eski günlerimi, askerlik anılarımı gözlerimin önüne getirdim. Allah’a şükür ederek Bornova’dan ayrıldım. Bu kısa öyküden sonra İnece Fındıkspor’a dönelim. Köyümüzde spor özellikle futbol sevilmeye ilgi görmeye başladı. Komşularımızın ve akrabalarımızın uygarlığa bakışı hızlandı, okumaya değer verme yarışına giriştiler. İnece Fındıkspor’u kuranları ve emek verenleri saygı ile selamlıyorum. Bu deneyimden yola çıkarak arzu ve iddia edebilirim ki, spor özellikle futbol, Uzakdoğu sporları gençlerin olumlu alışkanlıklar elde etmesinde en önemli araçtır. Sağlıklı kuşakların yetişmesinde sporun rolünü göz ardı edemeyiz. Sporun ekonomik, eğlence, toplumsal yönleri ayrı bir yazının ve ihtisasın konusudur. Her türlü bağımlılığın önlenmesinde ve tedavisinde sporun etkisi su götürmez bir gerçektir.Gelişmiş ve uygar toplumlar sporu teşvik ediyorlar, herkesin bireysel idman yapmasını istiyorlar. Futbol artık ulusların ortak dili haline gelmiştir. Futbol dostluğun simgesi olma yolundadır. Her ne kadar olumsuz ve moral bozucu hava olsa da spordan umudumuzu kesmemeliyiz. Gençlerimizi, çocuklarımızı spor yapmaya teşvik etmeliyiz. Ülkemizin en ıssız köşelerine, kılcal damarlarına uzanmalıyız. Bunun için öğretmenlerle, din görevlileriyle, medya ile işbirliğini yapmalıyız. Son söz: “Sportif etkinliklere herkesin katılımı için özel çaba gösterilmelidir.”    
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.