MUHARREM AYI

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.10.2014 - 09:22, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 2332+ kez okundu.
 

MUHARREM AYI

          Allah indinde mübarek aylardan biride birçok esrarlı hadise kendisinde vuku bulduğu 25 Ekim Cumartesi günü ifa edeceğimiz muharremi şerif ayıdır. Bu ulvi ay içinde zuhura gelen ulvi hadiseler husule gelen ilahi tecelliler ve Müslümanların yılbaşısı olması hasebiyle de Müslümanlar arasında büyük bir ehemmiyet taşır.        Hicri takvim yılı muharrem ayı ile başlar zilhicce ile son bulur muharrem ayının birinci gününde her birinde besmele çekerek bir defada 1000 ihlası şerif okuyanları Cenab-ı hak lütfuyla keremiyle huzuruna bu âlemden kul borcu olarak göndermez.        Muharrem ayının birinden onuna kadar 10 gün oruç tutmak ve onuncu gün aşure pişirmek faziletli ibadetlerdendir bunu yerine getirenlerin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizle cennete girecekleri ümit edilir. Bu on günlük orucu tutamayanlar mümkünse 8, 9 ve onuncu günleri oruç tutmalıdır. Peygamber Efendimiz bir hadis-i Şeriflerinde “Ramazan ayından sonra oruçların en faziletlisi muharrem ayında tutulan oruçtur farz namazlardan sonra en kıymetli nama gece namazıdır.”         Abdullah ibni abbas (ra)’ın rivayetine göre Resulullah Efendimiz 9. gün seferde bulunuyorlardı. Bu bakımdan yalnız onuncu gün oruç tuttu ve o günün orucunu tutmayı bize de emretti ve sağ olursak gelecek sene 9. günüde tutarız buyurdu. Ertesi yılın muharrem ayı gelmeden Resulullah Efendimiz vefat etti ayrıca bu günlerde fakirlere yoksullara yardımda bulunmak kimsesizleri ve hastaları ziyaret etmek de güzel adetlerdendir         Bu mübarek ayın en fazla itina gösterilen günü aşure günüdür. Aşure kelime manası itibarı ile 10. gün demektir. İşte o gün yani aşure günü oruç tutan kimseye Allah on bin melek sevabı, on bin hac ve umre ile on bin şehit sevabı verir Aşure günü bir yetimin başını okşayan kimsenin ulu Allah yetimin başındaki saçların sayısınca derecesini yükseltir aşure günü bir oruçluya iftar veren kimse Muhammet ümmetinin tümüne iftar vermiş hepsinin karnını doyurmuş gibi olur. Bu sırada sahabiler Resulüllaha Hz Allah’ın aşure gününü diğer günlerden üstün kılmasının sebebini sorduklarında Peygamberimiz sözlerine şöyle devam etti “Evet Allah gökler ile yeryüzünü dağları denizleri levh’i ve kalemi hz Adem’i ve hz Havva’yı aşure günü yarattı.”          Bu sebepten olsa gerek bu ayın onuna tesadüf eden aşure günü birçok tecellilere zarf olmuştur.        Hz Adem’in yaratılması cennete girmesi cennetten çıkarılması sonra tevbesinin kabulu aşura gününe rastlamaktadır         Hz İbrahim’in doğumu halilullah payesine ermesi nemrutun ateşinden kutrulmasıda bu güne tesadüf etmektedir.          Hz İdris’in semaya ref olunması ve Hz. Eyyüb’ün hastalıktan kurtulması Hz. Nuh’un gemisinin cudi dağına oturması ve karaya ayak basması aşure gününe tesadüf etmektedir.          Hz İsa’nın doğumu ve kendisine suikast hazırlayan yahudilerden kurtulup semaya yükseltilmesi bu mübarek güne tesadüf etmektedir.          Hz Musa ve ümmetlerinin firavundan kurtulması ve firavunun suda boğulması          Yunus (as) balığın karnından o günde kurtulması Süleyman (as)’a o günde saltanat verilmesi bu hadiselerden bazılarıdır.          Yine iki cihan serveri Resulullah Efendimiz’in torunu   Hz. Hüseyn’in ve ona tabi  olanlar topyekün hicri 61 yılının 10 muharreminde kerbelada şehit edilmesi bu güne tesadüf etmektedir (radiyallahu anhüm ecmain) Hadiselerin en mühimmi ise fakih ebulleys semerkandi hazretleri ve bir çok alimlerin beyanına göre bundan sonra vuku bulacak olan hadiselerde bu günde olacağı hatta kıyamet hadisesinin dahi o günde meydana geleceği bu beyanlardandır.               Not: Yazımız devam edecektir.
          Allah indinde mübarek aylardan biride birçok esrarlı hadise kendisinde vuku bulduğu 25 Ekim Cumartesi günü ifa edeceğimiz muharremi şerif ayıdır. Bu ulvi ay içinde zuhura gelen ulvi hadiseler husule gelen ilahi tecelliler ve Müslümanların yılbaşısı olması hasebiyle de Müslümanlar arasında büyük bir ehemmiyet taşır.        Hicri takvim yılı muharrem ayı ile başlar zilhicce ile son bulur muharrem ayının birinci gününde her birinde besmele çekerek bir defada 1000 ihlası şerif okuyanları Cenab-ı hak lütfuyla keremiyle huzuruna bu âlemden kul borcu olarak göndermez.        Muharrem ayının birinden onuna kadar 10 gün oruç tutmak ve onuncu gün aşure pişirmek faziletli ibadetlerdendir bunu yerine getirenlerin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizle cennete girecekleri ümit edilir. Bu on günlük orucu tutamayanlar mümkünse 8, 9 ve onuncu günleri oruç tutmalıdır. Peygamber Efendimiz bir hadis-i Şeriflerinde “Ramazan ayından sonra oruçların en faziletlisi muharrem ayında tutulan oruçtur farz namazlardan sonra en kıymetli nama gece namazıdır.”         Abdullah ibni abbas (ra)’ın rivayetine göre Resulullah Efendimiz 9. gün seferde bulunuyorlardı. Bu bakımdan yalnız onuncu gün oruç tuttu ve o günün orucunu tutmayı bize de emretti ve sağ olursak gelecek sene 9. günüde tutarız buyurdu. Ertesi yılın muharrem ayı gelmeden Resulullah Efendimiz vefat etti ayrıca bu günlerde fakirlere yoksullara yardımda bulunmak kimsesizleri ve hastaları ziyaret etmek de güzel adetlerdendir         Bu mübarek ayın en fazla itina gösterilen günü aşure günüdür. Aşure kelime manası itibarı ile 10. gün demektir. İşte o gün yani aşure günü oruç tutan kimseye Allah on bin melek sevabı, on bin hac ve umre ile on bin şehit sevabı verir Aşure günü bir yetimin başını okşayan kimsenin ulu Allah yetimin başındaki saçların sayısınca derecesini yükseltir aşure günü bir oruçluya iftar veren kimse Muhammet ümmetinin tümüne iftar vermiş hepsinin karnını doyurmuş gibi olur. Bu sırada sahabiler Resulüllaha Hz Allah’ın aşure gününü diğer günlerden üstün kılmasının sebebini sorduklarında Peygamberimiz sözlerine şöyle devam etti “Evet Allah gökler ile yeryüzünü dağları denizleri levh’i ve kalemi hz Adem’i ve hz Havva’yı aşure günü yarattı.”          Bu sebepten olsa gerek bu ayın onuna tesadüf eden aşure günü birçok tecellilere zarf olmuştur.        Hz Adem’in yaratılması cennete girmesi cennetten çıkarılması sonra tevbesinin kabulu aşura gününe rastlamaktadır         Hz İbrahim’in doğumu halilullah payesine ermesi nemrutun ateşinden kutrulmasıda bu güne tesadüf etmektedir.          Hz İdris’in semaya ref olunması ve Hz. Eyyüb’ün hastalıktan kurtulması Hz. Nuh’un gemisinin cudi dağına oturması ve karaya ayak basması aşure gününe tesadüf etmektedir.          Hz İsa’nın doğumu ve kendisine suikast hazırlayan yahudilerden kurtulup semaya yükseltilmesi bu mübarek güne tesadüf etmektedir.          Hz Musa ve ümmetlerinin firavundan kurtulması ve firavunun suda boğulması          Yunus (as) balığın karnından o günde kurtulması Süleyman (as)’a o günde saltanat verilmesi bu hadiselerden bazılarıdır.          Yine iki cihan serveri Resulullah Efendimiz’in torunu   Hz. Hüseyn’in ve ona tabi  olanlar topyekün hicri 61 yılının 10 muharreminde kerbelada şehit edilmesi bu güne tesadüf etmektedir (radiyallahu anhüm ecmain) Hadiselerin en mühimmi ise fakih ebulleys semerkandi hazretleri ve bir çok alimlerin beyanına göre bundan sonra vuku bulacak olan hadiselerde bu günde olacağı hatta kıyamet hadisesinin dahi o günde meydana geleceği bu beyanlardandır.               Not: Yazımız devam edecektir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.