PROJE OKULLARI NEYE HİZMET EDİYOR?

YAŞAM 03.08.2021 - 16:31, Güncelleme: 03.08.2021 - 16:31 2633+ kez okundu.
 

PROJE OKULLARI NEYE HİZMET EDİYOR?

Türkiye Kamu-Sen Bulancak İlçe Temsilcisi Kemal Kadıoğlu; ‘Son yıllarda eğitim sistemimizde proje okulları adında özerkleştirilmiş okullar oluşturuldu.
Yönetici ve öğretmen ataması doğrudan Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olan bu okullarda Proje okulları eliyle özellikle idarî yönden kadrolaşmaya yönelik işlemler tesis edilmesi düşündürücüdür. 899 okul müdürünün 774’nün aynı sendika üyesi olması, durumu özetlemektedir.  "Proje" eğer okul yönetimlerini bir sendikaya ihale etmekse bunda "başarılı" olduklarını ifade etmeliyiz’ dedi. Kadıoğlu açıklamasının devamında; ‘Tek yanlı ve yönlü bir yaklaşımla, okulların ve eğitimin sorunun çözülemediği orta. Bu tutum aynı zamanda okulların dar bir çerçevede kalmasına yol açmıştır. Kimi okullar doğrudan proje okulu olurken kimi okullarda ortaya karışık durum meydana gelmektedir. Okulları kendi içinde “proje olan/olmayan” diye ayırmak, eğitim sistemimizin yaşadığı ikilemin açık kanıtıdır’. ORTAOKULLARDA PROJE SINIFI Proje okulları yetmiyormuş gibi ortaokullarda da proje sınıfları uygulamasına geçilmiştir.  Bu uygulama da yine eğitimdeki “ayrıştırma”nın derinliğini göstermektedir. Türk millî eğitimi, fırsat eşitliğine atıf yapıp toplum katmanlarını bir potada birleştirilerek kaynaşması amacını taşırken ne yazık ki resmî olarak halkın çocukları Devlet okullarında “iyi-kötü” olarak sınıflandırılmaktadır.   “Fırsat eşitliği” ilkesine aykırı olan bu uygulamada çocuklarımız daha beşinci sınıfta “değersizlik” hissine kapılmaktadır.      Ortaokullarda proje sınıflarında haftalık ders çizelgesinin İngilizce ağırlıklı olması nedeniyle görsel sanatlar-müzik-beden eğitimi derslerinin olmayışından kaynaklı öğrencilerin sosyal etkinliklerden mahrum kalması söz konudur. Ortaokulun başında öğrencileri sosyal etkinlikten koparıp akademik başarı için yönlendirmek “sınav mantığına odaklı eğitim” tuzağına düşmektir. Halbuki “yapılandırmacı yaklaşım” kurgusu ve “çoklu zeka” kuramının kurtuluş reçetesi olarak sunulduğu günler hiç de uzak değildir. Millî Eğitim Bakanlığının bu tutarsızlıkları milyonlarca çocuğun kaderini doğrudan etkilemektedir. Diğer bir çelişki ise 5. sınıfta iken 12 saate kadar İngilizce eğitimi gören çocuklar, 6. sınıfta tekrar eski düzene dönmektedir. Sadece bir yıl için öğrencileri, oyun çağında resim-müzik-beden eğitimi gibi sosyal, sanatsal ve sportif etkinliklerden alıkoymak çocuğun psikososyal dünyasını da etkileyecek, ilkokuldan yeni ayrılmış oyun çağındaki çocukların psikomotor becerilerinin gelişmesini engelleyecektir. Proje sınıflarında haftalık ders saati çizelgesinin üçte birinin İngilizce öğretimine ayrılmış olması ilk bakışta olumlu gibi durmasına rağmen beşinci sınıfın sonunda öğrencilerin İngilizceyi anlama ve konuşma yeterliliklerinde ilerleme kaydedilememesi proje sınıfı uygulamasının “hangi projenin ürünü” sorusunu akıllara getirmektedir. Öğrenciler “proje sınıfı uygulaması” sonunda İngilizceyi konuşamayacaksa böyle bir ısrara neden devam edilmektedir? Türk millî eğitimini fen lisesinden ortaokula, imam-hatip  lisesinden meslek lisesine kadar pıtırak gibi saran bu proje okulları/sınıfları gençlerimizi nitelikli-niteliksiz olarak ayırmanın vasıtası hâline dönüşmüştür. Türk millî eğitiminin asıl projesi fırsat eşitliğine dayalı olarak gençlerin çağdaş eğitim gereksinimlerini karşılayacak eğitim sistemi ve zevk alarak okuyacakları okullar oluşturmak olmalıdır.
Türkiye Kamu-Sen Bulancak İlçe Temsilcisi Kemal Kadıoğlu; ‘Son yıllarda eğitim sistemimizde proje okulları adında özerkleştirilmiş okullar oluşturuldu.

Yönetici ve öğretmen ataması doğrudan Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olan bu okullarda Proje okulları eliyle özellikle idarî yönden kadrolaşmaya yönelik işlemler tesis edilmesi düşündürücüdür. 899 okul müdürünün 774’nün aynı sendika üyesi olması, durumu özetlemektedir.  "Proje" eğer okul yönetimlerini bir sendikaya ihale etmekse bunda "başarılı" olduklarını ifade etmeliyiz’ dedi.

Kadıoğlu açıklamasının devamında; ‘Tek yanlı ve yönlü bir yaklaşımla, okulların ve eğitimin sorunun çözülemediği orta. Bu tutum aynı zamanda okulların dar bir çerçevede kalmasına yol açmıştır.

Kimi okullar doğrudan proje okulu olurken kimi okullarda ortaya karışık durum meydana gelmektedir. Okulları kendi içinde “proje olan/olmayan” diye ayırmak, eğitim sistemimizin yaşadığı ikilemin açık kanıtıdır’.

ORTAOKULLARDA PROJE SINIFI

Proje okulları yetmiyormuş gibi ortaokullarda da proje sınıfları uygulamasına geçilmiştir.  Bu uygulama da yine eğitimdeki “ayrıştırma”nın derinliğini göstermektedir. Türk millî eğitimi, fırsat eşitliğine atıf yapıp toplum katmanlarını bir potada birleştirilerek kaynaşması amacını taşırken ne yazık ki resmî olarak halkın çocukları Devlet okullarında “iyi-kötü” olarak sınıflandırılmaktadır.   “Fırsat eşitliği” ilkesine aykırı olan bu uygulamada çocuklarımız daha beşinci sınıfta “değersizlik” hissine kapılmaktadır.

     Ortaokullarda proje sınıflarında haftalık ders çizelgesinin İngilizce ağırlıklı olması nedeniyle görsel sanatlar-müzik-beden eğitimi derslerinin olmayışından kaynaklı öğrencilerin sosyal etkinliklerden mahrum kalması söz konudur. Ortaokulun başında öğrencileri sosyal etkinlikten koparıp akademik başarı için yönlendirmek “sınav mantığına odaklı eğitim” tuzağına düşmektir. Halbuki “yapılandırmacı yaklaşım” kurgusu ve “çoklu zeka” kuramının kurtuluş reçetesi olarak sunulduğu günler hiç de uzak değildir. Millî Eğitim Bakanlığının bu tutarsızlıkları milyonlarca çocuğun kaderini doğrudan etkilemektedir.

Diğer bir çelişki ise 5. sınıfta iken 12 saate kadar İngilizce eğitimi gören çocuklar, 6. sınıfta tekrar eski düzene dönmektedir. Sadece bir yıl için öğrencileri, oyun çağında resim-müzik-beden eğitimi gibi sosyal, sanatsal ve sportif etkinliklerden alıkoymak çocuğun psikososyal dünyasını da etkileyecek, ilkokuldan yeni ayrılmış oyun çağındaki çocukların psikomotor becerilerinin gelişmesini engelleyecektir.

Proje sınıflarında haftalık ders saati çizelgesinin üçte birinin İngilizce öğretimine ayrılmış olması ilk bakışta olumlu gibi durmasına rağmen beşinci sınıfın sonunda öğrencilerin İngilizceyi anlama ve konuşma yeterliliklerinde ilerleme kaydedilememesi proje sınıfı uygulamasının “hangi projenin ürünü” sorusunu akıllara getirmektedir. Öğrenciler “proje sınıfı uygulaması” sonunda İngilizceyi konuşamayacaksa böyle bir ısrara neden devam edilmektedir?

Türk millî eğitimini fen lisesinden ortaokula, imam-hatip  lisesinden meslek lisesine kadar pıtırak gibi saran bu proje okulları/sınıfları gençlerimizi nitelikli-niteliksiz olarak ayırmanın vasıtası hâline dönüşmüştür.

Türk millî eğitiminin asıl projesi fırsat eşitliğine dayalı olarak gençlerin çağdaş eğitim gereksinimlerini karşılayacak eğitim sistemi ve zevk alarak okuyacakları okullar oluşturmak olmalıdır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.