BİR ZAMANLAR TÜRKİYE - 2

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.04.2014 - 22:41, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 2924+ kez okundu.
 

BİR ZAMANLAR TÜRKİYE - 2

Meğerse neler değişmiş ülkemizde, neleri unutmuşuz zamanla... AÇIK BİSKÜVİLER:Mahalle bakkallarında şimdiki gibi paketlenmiş bisküviler yoktu ya da lüks sınıfına giren birkaç marka da pahalı olduğundan pek tutulmazdı. Hemen her bakkal dükkânının giriş kapısının yanında ortalama 30X30X30 ebatlarında teneke bisküvi kutuları düzenli bir şekilde üst üste oturtulmuş halde dururdu. Bunların ön kısmında camlı bir kapakları olurdu. Kapak, içindeki bisküvilerin bayatlamaması için sürekli kapalı olur, camın içinde hangi tür bisküvi olduğu görülürdü. Bu kutular, içindekilerin herhangi bir kazaya kurban gitmemesi için zeminden 30 derece kadar yukarı bakacak şekilde meyilli konulurdu. İstenen tür bisküvi, bakkal tarafından kâğıttan bir kese kâğıdına doldurulup tartılarak müşteriye verilirdi. En bilinen markalar ise; Ülker, Eti ve Besler’di. BİLYALI ARABALAR: Erkek çocukları tarafından yatay bir tahtanın dört kenarına sabitlenmiş metalik motor bilyelerinden oluşan ilkel taşıma araçlarıydılar. Arabanın önündeki iki bilyayı tutan uzun tahta, tam orta noktasından sağa-sola dönebilir şekilde sabitlenir, çocuk da ayaklarını bu tahtanın üzerine koyarak, hem dengesini sağlar, hem de ayaklarını oynatarak arabayı sağa sola çevirebilirdi. Bazen yere yatay konumdaki taşıyıcı tahta gövdenin önüne dikey bir tahta daha monte edilerek, ucuna gidon vazifesi gören bir tahta çakılırdı. Böylece bilyalı araba “L” şekline getirilerek ayakta da kullanılır ve adı da “bilyalı kay-kay” olurdu. İşi abartan bazı çocuklar tahtanın arka kısmına küçük bir kasa çakarlar, üzerini de yastıklarla örterek oturma yerleri yaparlardı. Asfaltta giderken çıldırtıcı bir metalik ses çıkaran bu arabalarla yukarı-aşağı saatlerce kayan mahallenin çocukları, başları şişen kimi ev kadınları tarafından, camlardan üzerlerine kovalarla atılan sularla ıslanırlardı. Kimi zaman ise bilyalardan biri, raptedildiği tahtanın ucundan ayrılıverir ve üzerindeki çocuğun asfalt boyunca sürüklenerek, başta dizleri olmak üzere her yerinin kan-revan içinde kalmasına sebep olurdu.
Meğerse neler değişmiş ülkemizde, neleri unutmuşuz zamanla... AÇIK BİSKÜVİLER:Mahalle bakkallarında şimdiki gibi paketlenmiş bisküviler yoktu ya da lüks sınıfına giren birkaç marka da pahalı olduğundan pek tutulmazdı. Hemen her bakkal dükkânının giriş kapısının yanında ortalama 30X30X30 ebatlarında teneke bisküvi kutuları düzenli bir şekilde üst üste oturtulmuş halde dururdu. Bunların ön kısmında camlı bir kapakları olurdu. Kapak, içindeki bisküvilerin bayatlamaması için sürekli kapalı olur, camın içinde hangi tür bisküvi olduğu görülürdü. Bu kutular, içindekilerin herhangi bir kazaya kurban gitmemesi için zeminden 30 derece kadar yukarı bakacak şekilde meyilli konulurdu. İstenen tür bisküvi, bakkal tarafından kâğıttan bir kese kâğıdına doldurulup tartılarak müşteriye verilirdi. En bilinen markalar ise; Ülker, Eti ve Besler’di. BİLYALI ARABALAR: Erkek çocukları tarafından yatay bir tahtanın dört kenarına sabitlenmiş metalik motor bilyelerinden oluşan ilkel taşıma araçlarıydılar. Arabanın önündeki iki bilyayı tutan uzun tahta, tam orta noktasından sağa-sola dönebilir şekilde sabitlenir, çocuk da ayaklarını bu tahtanın üzerine koyarak, hem dengesini sağlar, hem de ayaklarını oynatarak arabayı sağa sola çevirebilirdi. Bazen yere yatay konumdaki taşıyıcı tahta gövdenin önüne dikey bir tahta daha monte edilerek, ucuna gidon vazifesi gören bir tahta çakılırdı. Böylece bilyalı araba “L” şekline getirilerek ayakta da kullanılır ve adı da “bilyalı kay-kay” olurdu. İşi abartan bazı çocuklar tahtanın arka kısmına küçük bir kasa çakarlar, üzerini de yastıklarla örterek oturma yerleri yaparlardı. Asfaltta giderken çıldırtıcı bir metalik ses çıkaran bu arabalarla yukarı-aşağı saatlerce kayan mahallenin çocukları, başları şişen kimi ev kadınları tarafından, camlardan üzerlerine kovalarla atılan sularla ıslanırlardı. Kimi zaman ise bilyalardan biri, raptedildiği tahtanın ucundan ayrılıverir ve üzerindeki çocuğun asfalt boyunca sürüklenerek, başta dizleri olmak üzere her yerinin kan-revan içinde kalmasına sebep olurdu.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.