GAZETECİLERE SAHİP ÇIKABİLMEK

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.04.2011 - 00:10, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 2767+ kez okundu.
 

GAZETECİLERE SAHİP ÇIKABİLMEK

Gazetecilik mesleğinin kolay bir uğraşı olmadığını herkes bilir. Toplumun ve insanların, çevrede var olan ya da meydana gelebilecek, gelmiş olaylar hakkında bilgilendirilmesi yolunda basın çalışanlarının (Gazetecilerin) özveri ile hatta canlarını ortaya koyarak verdiği mücadele yabana atılacak kadar basit değildir. Gerek afet ve olağanüstü hallerde, savaşlarda, toplumsal hal ve hareketlerde, haksızlığa uğramış ya da uğratılmış enstantanelerde gazeteci doğruları, ya da yaşananları yorum, görüş ve resimleriyle kamuoyuna yansıtır.Yansıtmak durumundadır. Çünkü, gazetecilik mesleğinin özü de budur.Felsefesi de...Türk toplumu geçmişe oranla, gazetesine, gazetecilere sahip çıkmamaktadır. Çünkü başı dara geldiğinde ilk aradığı, basın kuruluşları ve basın mensuplarıdır. Bugün medyada gündemde olan Genel seçimler değil mi? Şimdi meclise girmek isteyenler, yada iktidarda kalmayı arzu edenler, seslerini duyurmak için basın mensuplarının yanından ayrılmıyor.  Basın olmasa taleplerini kamuoyuna nasıl duyuracaklar? Komşu komşunun külüne muhtaçsa eğer, toplum değerleri ve bireyler, sapla samanı ayırıp, bazı şeyleri yaşatmasını bilmelidir. Kötülemekle, imha etmekle hiçbir yere varılmıyor.Belki muhatap kurum ve kuruluşlar, kamuoyundan bir şeyleri saklamak isterler ya da saklayabilirler, ama gazeteci deneyim ve araştırmalarıyla bunları tespit edip, mutlaka kamuoyuna aktarırlar.Özgür basın, kamuoyundan saklanmak istenilen ve kamuoyuna mal olmuş her olayı mutlaka objektifine alır ve görevini yerine getirir.Son yıllarda, özellikle iş başında bulunan iktidarlar, her nedense basına ve gazetecilere karşı bir tavır içindeler. Bunların başında ilk etapta basın mensuplarının yıpranmaları iptal edildi, hapislere atılmaya başlandı. Elbette suç işleyen herkimse yasa önünde hesap verecek.Bunun içinde gazeteci sıfatını öne çıkarıp medyada gündem yapmaya gerek yok ki. İnsanın bir suç eyleminde mesleği değil kendisi hesap verir. Mesleğimizin bu şekilde yıpratılmasına üzülüyoruz. Dünyada meydana gelen savaşlarda askerler kadar basın mensupları da yaşamlarını yitirmektedir. Sadece 2006 yılında 155 gazeteci görevleri başında hayatını kaybetmiştir. Yazdıkları haber ve yazılar nedeniyle hapise düşen gazeteci yazar sayısı da bir hayli yüksektir. Amaçları "halkın sesi" olan gazeteciler, maalesef gerektiği ölçüde korunmamaktadır. İşlerinden şu ya da bu nedenle anlatılan, iş akitleri feshedilen gazeteciler kaderleriyle baş başa bırakılmışlar, bir başka sosyal güvenceleri olmadığından biçare duruma düşürülmüşlerdir.Türkiye'de en çok mağdur olan maalesef basın emekçisi ve sanatçılardır. Sinema ve tiyatro sanatçılarının da durumu gazetecilerle eş değerdedir.Ulu önder Atatürk'ün "Basın milletin ortak sesidir." sözü gazetecilik mesleğinin altın anahtarıdır. Halkın gözü kulağı, sesi olan, gerçeklerin aynası basın mesleği ve gazetecilere sahip çıkmak, milletçe önemseyebileceğimiz meselelerden biri olmalıdır, diye düşünüyorum.

Gazetecilik mesleğinin kolay bir uğraşı olmadığını herkes bilir. Toplumun ve insanların, çevrede var olan ya da meydana gelebilecek, gelmiş olaylar hakkında bilgilendirilmesi yolunda basın çalışanlarının (Gazetecilerin) özveri ile hatta canlarını ortaya koyarak verdiği mücadele yabana atılacak kadar basit değildir.
Gerek afet ve olağanüstü hallerde, savaşlarda, toplumsal hal ve hareketlerde, haksızlığa uğramış ya da uğratılmış enstantanelerde gazeteci doğruları, ya da yaşananları yorum, görüş ve resimleriyle kamuoyuna yansıtır.
Yansıtmak durumundadır. Çünkü, gazetecilik mesleğinin özü de budur.
Felsefesi de...
Türk toplumu geçmişe oranla, gazetesine, gazetecilere sahip çıkmamaktadır. Çünkü başı dara geldiğinde ilk aradığı, basın kuruluşları ve basın mensuplarıdır.

Bugün medyada gündemde olan Genel seçimler değil mi? Şimdi meclise girmek isteyenler, yada iktidarda kalmayı arzu edenler, seslerini duyurmak için basın mensuplarının yanından ayrılmıyor.

 Basın olmasa taleplerini kamuoyuna nasıl duyuracaklar? Komşu komşunun külüne muhtaçsa eğer, toplum değerleri ve bireyler, sapla samanı ayırıp, bazı şeyleri yaşatmasını bilmelidir.

Kötülemekle, imha etmekle hiçbir yere varılmıyor.
Belki muhatap kurum ve kuruluşlar, kamuoyundan bir şeyleri saklamak isterler ya da saklayabilirler, ama gazeteci deneyim ve araştırmalarıyla bunları tespit edip, mutlaka kamuoyuna aktarırlar.
Özgür basın, kamuoyundan saklanmak istenilen ve kamuoyuna mal olmuş her olayı mutlaka objektifine alır ve görevini yerine getirir.
Son yıllarda, özellikle iş başında bulunan iktidarlar, her nedense basına ve gazetecilere karşı bir tavır içindeler. Bunların başında ilk etapta basın mensuplarının yıpranmaları iptal edildi, hapislere atılmaya başlandı. Elbette suç işleyen herkimse yasa önünde hesap verecek.Bunun içinde gazeteci sıfatını öne çıkarıp medyada gündem yapmaya gerek yok ki. İnsanın bir suç eyleminde mesleği değil kendisi hesap verir. Mesleğimizin bu şekilde yıpratılmasına üzülüyoruz.

Dünyada meydana gelen savaşlarda askerler kadar basın mensupları da yaşamlarını yitirmektedir. Sadece 2006 yılında 155 gazeteci görevleri başında hayatını kaybetmiştir. Yazdıkları haber ve yazılar nedeniyle hapise düşen gazeteci yazar sayısı da bir hayli yüksektir. Amaçları "halkın sesi" olan gazeteciler, maalesef gerektiği ölçüde korunmamaktadır. İşlerinden şu ya da bu nedenle anlatılan, iş akitleri feshedilen gazeteciler kaderleriyle baş başa bırakılmışlar, bir başka sosyal güvenceleri olmadığından biçare duruma düşürülmüşlerdir.
Türkiye'de en çok mağdur olan maalesef basın emekçisi ve sanatçılardır. Sinema ve tiyatro sanatçılarının da durumu gazetecilerle eş değerdedir.
Ulu önder Atatürk'ün "Basın milletin ortak sesidir." sözü gazetecilik mesleğinin altın anahtarıdır. Halkın gözü kulağı, sesi olan, gerçeklerin aynası basın mesleği ve gazetecilere sahip çıkmak, milletçe önemseyebileceğimiz meselelerden biri olmalıdır, diye düşünüyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.