HAYA VE İFFETLİ OLMAK

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.02.2013 - 00:15, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 4203+ kez okundu.
 

HAYA VE İFFETLİ OLMAK

                Utanma, çekinme, vazgeçme, tövbe etme gibi manalara gelen hayâ kelimesi, ahlaki terim anlamında da nefsin çirkin davranışlarından rahatsız olup onlardan kaçınmasıdır. Bir diğer ifade ile kötü bir işin yapılmasından ya da iyi bir işin terk edilmesinden dolayı insanın yüzünü kızartan sıkıntı olarak da açıklanabilir. İffet ise; haramdan uzak durmak, helal ve güzel olmayan söz ve davranışlardan sakınmaktır. Bu duygu ve davranışlar İslam’ın, insanlığa imanın da bir parçasıdır. Zira Peygamberimiz (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Her dinin bir ahlakı vardır. İslam’ın ahlakı da hayâdır.”                 Mü’min’in hayâ sahibi olması gerektiğini belirten sevgili Peygamberimiz bir başka hadis-i şeriflerinde “İman yetmiş küsur şubesidir. En üstünü Allah’tan başka bir ilah bulunmadığına iman etmek, en alt derecesi de insanlara zarar verecek şeyleri yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imandan bir şubedir.” Buyurmuştur. Bu konu dini kaynaklarımızda; “Allah’a karşı hayâ, kulun O’nun emir ve yasaklarına uyması, insanlara karşı haya, onlara eziyet etmemesi, yanlarında çirkin işler yapmaması ve kötü söz söylemekten kaçınması, kişinin kendisine karşı hayası ise edepli olması” şeklinde tanımlanmasıdır.                 Siz değerli okurlarım                 İyi ve kötüyü ayırt etmede hayâ ve iffet duygusu son derece önemlidir. Nitekim Peygamberimizin “Utanmıyorsan dilediğini yap” cümlesinin geçmiş peygamberlerden beri söylenegeldiğini ifade etmektedir. Allahü Tealâ da “Kim de Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve kendini nefsani arzulardan alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun varacağı yerdir.” buyurularak edep ve hayâ sahibi insanları cennetle müjdelemektedir.                 İnsanın en güzel ahlaki hasletlerinden olan iffet hakkında Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphesiz Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.” Peygamber Efendimiz de “Kim bana dilini ve iffetini koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” buyurmaktadır.                 Satırlarıma son verirken bu konuyu en veciz şekilde anlatan bir hadis-i şerif ile bitiriyorum. Sahabe-i kiram’dan Abdullah b. Mesud anlatıyor. Resulüllah (s.a.v), “Allah’tan hakkıyla haya edin.” Buyurdular. Biz de, “Ey Allah’ın Rasulü, elhamdülillah, biz Allah’tan hayâ ediyoruz.” dedik. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v) şu açıklamayı yaptı. “Söylemek istediğim bu değil. Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, başı ve onun taşıdıklarını, karnı ve onun ihtiva ettiklerini kontrol altında tutmak, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim ahreti dilerse dünya hayatının zihnetini terk eder. Kim bu söylenenlerini yerine getirirse, Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş olur. Rabbim bizleri hayâsızlıktan muhafaza buyursun.   
                Utanma, çekinme, vazgeçme, tövbe etme gibi manalara gelen hayâ kelimesi, ahlaki terim anlamında da nefsin çirkin davranışlarından rahatsız olup onlardan kaçınmasıdır. Bir diğer ifade ile kötü bir işin yapılmasından ya da iyi bir işin terk edilmesinden dolayı insanın yüzünü kızartan sıkıntı olarak da açıklanabilir. İffet ise; haramdan uzak durmak, helal ve güzel olmayan söz ve davranışlardan sakınmaktır. Bu duygu ve davranışlar İslam’ın, insanlığa imanın da bir parçasıdır. Zira Peygamberimiz (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Her dinin bir ahlakı vardır. İslam’ın ahlakı da hayâdır.”                 Mü’min’in hayâ sahibi olması gerektiğini belirten sevgili Peygamberimiz bir başka hadis-i şeriflerinde “İman yetmiş küsur şubesidir. En üstünü Allah’tan başka bir ilah bulunmadığına iman etmek, en alt derecesi de insanlara zarar verecek şeyleri yoldan kaldırmaktır. Hayâ da imandan bir şubedir.” Buyurmuştur. Bu konu dini kaynaklarımızda; “Allah’a karşı hayâ, kulun O’nun emir ve yasaklarına uyması, insanlara karşı haya, onlara eziyet etmemesi, yanlarında çirkin işler yapmaması ve kötü söz söylemekten kaçınması, kişinin kendisine karşı hayası ise edepli olması” şeklinde tanımlanmasıdır.                 Siz değerli okurlarım                 İyi ve kötüyü ayırt etmede hayâ ve iffet duygusu son derece önemlidir. Nitekim Peygamberimizin “Utanmıyorsan dilediğini yap” cümlesinin geçmiş peygamberlerden beri söylenegeldiğini ifade etmektedir. Allahü Tealâ da “Kim de Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve kendini nefsani arzulardan alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun varacağı yerdir.” buyurularak edep ve hayâ sahibi insanları cennetle müjdelemektedir.                 İnsanın en güzel ahlaki hasletlerinden olan iffet hakkında Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphesiz Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.” Peygamber Efendimiz de “Kim bana dilini ve iffetini koruma sözü verirse, ben de ona cennet sözü veririm.” buyurmaktadır.                 Satırlarıma son verirken bu konuyu en veciz şekilde anlatan bir hadis-i şerif ile bitiriyorum. Sahabe-i kiram’dan Abdullah b. Mesud anlatıyor. Resulüllah (s.a.v), “Allah’tan hakkıyla haya edin.” Buyurdular. Biz de, “Ey Allah’ın Rasulü, elhamdülillah, biz Allah’tan hayâ ediyoruz.” dedik. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v) şu açıklamayı yaptı. “Söylemek istediğim bu değil. Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, başı ve onun taşıdıklarını, karnı ve onun ihtiva ettiklerini kontrol altında tutmak, ölümü ve toprakta çürümeyi hatırlamandır. Kim ahreti dilerse dünya hayatının zihnetini terk eder. Kim bu söylenenlerini yerine getirirse, Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş olur. Rabbim bizleri hayâsızlıktan muhafaza buyursun.   
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.