GIYBET

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.01.2014 - 23:11, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 4045+ kez okundu.
 

GIYBET

Gıybet eden insan ahlakından taviz vermiş, kul hakkı yüklenmiş ve büyük günah işlemiş olur. Gıybet; zayıf, zelil, manen ve ahlâken aşağı mertebede olan insanların yapabileceği bir davranıştır. Gıybet; kişi, aile, toplum hatta bir milletin bütün mensuplarını rencide edebilir. Bu; kişiler, aileler ve toplumlar arasında huzursuzluk, kırgınlık hatta kavgaya bile sebebiyet verebilir. Bu sebeple yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz gıybet etmeyi şiddetle yasaklamışlar, büyük günah olduğunu bildirmiştir. Gıybet, müminin "fâsık" ve "âsî"  olmasına sebep olur. Gıybeti yapılan kimse hakkını helal etmedikçe kişi gıybetin günahından kurtulamaz. Çünkü gıybet etmek kul hakkı yüklenmektir. Kul hakkını ise Allah bağışlamaz. Bunun yanında söylediği söz, yaptığı fiil ve sergilediği davranış ile her türlü günahı ve kötülüğü işleyen, fert ve topluma zararlı olan, sözgelimi, hırsızlık ve iftira eden, ırz ve namus düşmanlığı yapan bir kimsenin bu ahlak dışı niteliği zararından korunması için bir başkasına söylenebilir. Bu gıybet değildir. Gıybet, söz dışında, yazı ve fiil ile yani el, kol, göz, kaş işaretleri ile de yapılabilir. Gıybeti yapılan kimse, bundan haberdar olmuşsa, ben de onun gıybetini yapayım dememelidir. Bu takdirde kendisi de gıybet eden kişinin konumuna düşmüş, büyük günah işlemiş olur. Öyle ise ne yapması gerekir? Söz konusu edilen gıybet yanlış bilgiden kaynaklanıyorsa, gıybete eden uygun bir üslup ile durumu anlatabilir. Sabırlı olmak, hiç duymamış gibi davranmak en isabetli olanıdır. Gıybeti yapılan kimse gıybet sebebiyle zarara uğramış veya zara uğraması söz konusu ise duruma müdahale edebilir, ilgili mercilere şikâyet edebilir. Bunun yanında gıybeti yapılan kimsenin hiçbir şey söylemeden gıybeti dinlemesi ahlaki bir davranış değildir. Böyle bir durumla karşılaşan kişi, ya sözlü olarak müdahale eder. Bunun doğru olmadığını, gıybet etmenin haram ve büyük günah olduğunu söyler ki bu müminin iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevidir ya da sözlü olarak gıybetin yapılmasına engel olamayacaksa yapılan gıybete ortak olmamak ve gıybet sözlerini dinlememek için gıybet yapılan ortamı terk eder. Gıybet etmenin ayet ve hadislerde dünyada uygulanacak bir müeyyidesi bildirilmemiştir. Ancak tövbe edilmediği veya affedilmediği takdirde ahirette cezasını çeker. Onun için mü’min gıybet etmemelidir. Şayet böyle bir davranışta bulunduysa tövbe etmeli, gıybet ettiği kimseden af ve helallik dilemelidir. Aksi takdirde ahirette "müflis" durumuna düşecek sevaplarından gıybet ettiği kimseye vermek durumunda kalacaktır. Cenab-ı hak hele de bu devirde bizleri bu gibi hastalıklardan muhafaza eylesin.
Gıybet eden insan ahlakından taviz vermiş, kul hakkı yüklenmiş ve büyük günah işlemiş olur. Gıybet; zayıf, zelil, manen ve ahlâken aşağı mertebede olan insanların yapabileceği bir davranıştır. Gıybet; kişi, aile, toplum hatta bir milletin bütün mensuplarını rencide edebilir. Bu; kişiler, aileler ve toplumlar arasında huzursuzluk, kırgınlık hatta kavgaya bile sebebiyet verebilir. Bu sebeple yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz gıybet etmeyi şiddetle yasaklamışlar, büyük günah olduğunu bildirmiştir. Gıybet, müminin "fâsık" ve "âsî"  olmasına sebep olur. Gıybeti yapılan kimse hakkını helal etmedikçe kişi gıybetin günahından kurtulamaz. Çünkü gıybet etmek kul hakkı yüklenmektir. Kul hakkını ise Allah bağışlamaz. Bunun yanında söylediği söz, yaptığı fiil ve sergilediği davranış ile her türlü günahı ve kötülüğü işleyen, fert ve topluma zararlı olan, sözgelimi, hırsızlık ve iftira eden, ırz ve namus düşmanlığı yapan bir kimsenin bu ahlak dışı niteliği zararından korunması için bir başkasına söylenebilir. Bu gıybet değildir. Gıybet, söz dışında, yazı ve fiil ile yani el, kol, göz, kaş işaretleri ile de yapılabilir. Gıybeti yapılan kimse, bundan haberdar olmuşsa, ben de onun gıybetini yapayım dememelidir. Bu takdirde kendisi de gıybet eden kişinin konumuna düşmüş, büyük günah işlemiş olur. Öyle ise ne yapması gerekir? Söz konusu edilen gıybet yanlış bilgiden kaynaklanıyorsa, gıybete eden uygun bir üslup ile durumu anlatabilir. Sabırlı olmak, hiç duymamış gibi davranmak en isabetli olanıdır. Gıybeti yapılan kimse gıybet sebebiyle zarara uğramış veya zara uğraması söz konusu ise duruma müdahale edebilir, ilgili mercilere şikâyet edebilir. Bunun yanında gıybeti yapılan kimsenin hiçbir şey söylemeden gıybeti dinlemesi ahlaki bir davranış değildir. Böyle bir durumla karşılaşan kişi, ya sözlü olarak müdahale eder. Bunun doğru olmadığını, gıybet etmenin haram ve büyük günah olduğunu söyler ki bu müminin iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma görevidir ya da sözlü olarak gıybetin yapılmasına engel olamayacaksa yapılan gıybete ortak olmamak ve gıybet sözlerini dinlememek için gıybet yapılan ortamı terk eder. Gıybet etmenin ayet ve hadislerde dünyada uygulanacak bir müeyyidesi bildirilmemiştir. Ancak tövbe edilmediği veya affedilmediği takdirde ahirette cezasını çeker. Onun için mü’min gıybet etmemelidir. Şayet böyle bir davranışta bulunduysa tövbe etmeli, gıybet ettiği kimseden af ve helallik dilemelidir. Aksi takdirde ahirette "müflis" durumuna düşecek sevaplarından gıybet ettiği kimseye vermek durumunda kalacaktır. Cenab-ı hak hele de bu devirde bizleri bu gibi hastalıklardan muhafaza eylesin.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.