ALLAH YOLUNDA NEFER OLMAK

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.05.2014 - 22:55, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 5201+ kez okundu.
 

ALLAH YOLUNDA NEFER OLMAK

Tevbe Suresi’nin birçok ayeti Tebük Seferi esnasındaki hadiselerle alakalı olarak nazil olmuştur. Bu surede, o esnasında meydana gelmiş bulunan ve razı olunmayan gizli veya açık haller beyan edilerek, bundan sonra bu gibi hallerden uzak durulması ihtar edilmiş ve umumi bir tevbekârlık teşviki yapılmıştır. Tebük Seferi Hicret’in 9. Yılında vuku buldu. O zaman Huneyn ve Taif Gazalarından yeni dönülmüştü ve vakit yaz aylarıydı. Hava çok sıcak ve sıkıntılıydı. Bununla birlikte Medine’nin meyveleri yetişmiş, gölgelikler güzelleşmişti. Sonra mesafe uzak ve düşman çok fazla idi. Rumlar üzerine gidilecekti. Tüm bunlardan dolayı mutad olduğundan çok daha fazla hazırlık gerekiyordu. Bu gibi sebeplerden dolayı bu sefer insanlara ağır gelmiş ve bu orduya “ceyş-i usret” ismi verilmişti. Mü’minlerden bazılarıyla Bedevi kabileler ve münafıklar ağır hareket edip geri kalmışlardı. Bunun üzerine nazil olan Ayet-i kerimelerde meâlen şöyle buyruluyor: "Ey iman edenler! Size ne oldu ki "Allah yolunda nefer olun" denildiği zaman yere çakılıp kaldınız? (Yani yere meylederek, arzın cazibesine kapılarak, dünya düşüncesine dalarak tembellik gösterdiniz, seferi ağır gördünüz de kederinizden yere yığıla kaldınız.) Ahireti bırakıp dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır. Eğer nefer olmazsanız, Allah sizi elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir ve siz (nefer olmamakla) O Rasülüllah’a zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir." Aziz okurlarım Daha sonra gelen Ayet-i kerimede ise meâlen şöyle buyruluyor: “Siz Peygamber'e yardımcı olmasanız da Allah ona mutlaka yardım edecektir. Nitekim kâfirler, iki kişiden biri olarak onu yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar mağaradaydılar; arkadaşına "Mahzun olma, Allah bizimle beraberdir" diyordu. Derken Allah o arkadaşının üzerine kendi katından sekinetini indirdi, sizin göremediğiniz ordularla onu destekledi ve kâfirlerin kelimesini alçaltı da alçalttı. Allah'ın kelimesi (tevhid) ise en yücedir. Çünkü Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir.” Ayet-i kerimede geçen “Allah bizimle beraberdir” ifadesi şöyle tefsir ediliyor: “Allah’ın yardımı ve muhafazası, her halde ve daima beraberimizde ve yardımcımızdır. Allah, a’iyyetine hiçbir hüzün şaibesi bulaştırmayacak ve nerede olursak olalım bizi koruyacak bir velayeti daime ile muhafızımızdır…
Tevbe Suresi’nin birçok ayeti Tebük Seferi esnasındaki hadiselerle alakalı olarak nazil olmuştur. Bu surede, o esnasında meydana gelmiş bulunan ve razı olunmayan gizli veya açık haller beyan edilerek, bundan sonra bu gibi hallerden uzak durulması ihtar edilmiş ve umumi bir tevbekârlık teşviki yapılmıştır. Tebük Seferi Hicret’in 9. Yılında vuku buldu. O zaman Huneyn ve Taif Gazalarından yeni dönülmüştü ve vakit yaz aylarıydı. Hava çok sıcak ve sıkıntılıydı. Bununla birlikte Medine’nin meyveleri yetişmiş, gölgelikler güzelleşmişti. Sonra mesafe uzak ve düşman çok fazla idi. Rumlar üzerine gidilecekti. Tüm bunlardan dolayı mutad olduğundan çok daha fazla hazırlık gerekiyordu. Bu gibi sebeplerden dolayı bu sefer insanlara ağır gelmiş ve bu orduya “ceyş-i usret” ismi verilmişti. Mü’minlerden bazılarıyla Bedevi kabileler ve münafıklar ağır hareket edip geri kalmışlardı. Bunun üzerine nazil olan Ayet-i kerimelerde meâlen şöyle buyruluyor: "Ey iman edenler! Size ne oldu ki "Allah yolunda nefer olun" denildiği zaman yere çakılıp kaldınız? (Yani yere meylederek, arzın cazibesine kapılarak, dünya düşüncesine dalarak tembellik gösterdiniz, seferi ağır gördünüz de kederinizden yere yığıla kaldınız.) Ahireti bırakıp dünya hayatına mı razı oldunuz? Fakat dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır. Eğer nefer olmazsanız, Allah sizi elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir ve siz (nefer olmamakla) O Rasülüllah’a zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir." Aziz okurlarım Daha sonra gelen Ayet-i kerimede ise meâlen şöyle buyruluyor: “Siz Peygamber'e yardımcı olmasanız da Allah ona mutlaka yardım edecektir. Nitekim kâfirler, iki kişiden biri olarak onu yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar mağaradaydılar; arkadaşına "Mahzun olma, Allah bizimle beraberdir" diyordu. Derken Allah o arkadaşının üzerine kendi katından sekinetini indirdi, sizin göremediğiniz ordularla onu destekledi ve kâfirlerin kelimesini alçaltı da alçalttı. Allah'ın kelimesi (tevhid) ise en yücedir. Çünkü Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir.” Ayet-i kerimede geçen “Allah bizimle beraberdir” ifadesi şöyle tefsir ediliyor: “Allah’ın yardımı ve muhafazası, her halde ve daima beraberimizde ve yardımcımızdır. Allah, a’iyyetine hiçbir hüzün şaibesi bulaştırmayacak ve nerede olursak olalım bizi koruyacak bir velayeti daime ile muhafızımızdır…
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.