İLİMLE MEŞGUL OLMAK
İLİMLE MEŞGUL OLMAK
İslam Dini ilim öğrenmeye çok büyük
ehemmiyet vermiş, bil-hassa dini ilimlerin tahsili
hususunda müminleri hep teşvik etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)
eshab-ı suffe'yi
yetiştirerek yeni Müslüman olan beldelere gönderdiği İslam Muallimleri
vasıtasıyla, İslami
ilimlerin tervici hususunda ümmetine numune olmuştur. Peygamber
Efendimiz (s.a.v.)'in
varisleri olan hakiki alimler de ehl-i imanın istifadesi için
gecelerini gündüzlerine katarak
gayret göstermiş ve İslami İlimler'in öğrenilmesi, yaşanması ve
başkalarına öğretilmesi
hususunda muazzam çalışmalar yapmışlardır.
Cenab-ı Hak Mücadele Suresi’nde ilim
ehlinin faziletinden şöyle bahsediyor: “Ey
iman edenler, Size, bulunduğunuz toplantılarda "Yer açın" dendiğinde
yer açın ki Allah da size genişlik versin. "Davranıp kalkın"
dendiğinde de kalkın ki Allah içinizden (gerçekten) iman etmiş olanları ve ilim
verilenleri yüksek derecelere çıkarsın. Yapıp ettiklerinizden Allah tamamen
haberdardır”
Ancak burada şuna dikkat etmemiz icab
ediyor. "İlmin hükmü hak olmasıyla, emr-i bil-maruf olmasıyla mukayyettir.
İlmin hakkı, hakikati takip edip ona bağlı olmasında, hakka
isabet etmesinde ve daima Allah rızasını talep edip ahkâm-ı ilahiyyeyi
idrak ve istinbat
etmesindedir. Hâsılı Allah için olmasındadır. Yoksa vakıa mutabık
olmayan, hak esası
üzerinde yürümeyen, Allah'ın hükümlerine muhalif bulunan, Allah'ın
kanunlarına karşı
gelmek isteyen kuruntular ne kadar süslenirse süslensin ilim değildir
ve âlimlerin kıymeti
ilimlerinin kıymetiyle mütenasibtir."
Bu dünyada en büyük şeref ve en büyük
nimet İslamî ilimleri öğrenmek ve
öğretmektir. Zira başka hiçbir ilim, bilim İslami İlimler’den büyük de
değildir ona müsavi de
değildir. Bu hususu Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle ifade
buyurmuşlardır: "Dünya ve
onun içindeki şeyler değersizdir. Sadece Allah'ı zikretmek ve
O'na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten alim ve öğrenen talebe bundan
müstesnadır.”
Aziz
okuyucularım
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadîs-i şerîflerinde
ilimle meşgul olan kimselerin
kazanacakları dereceleri şöyle ifade buyurmuşlardır: "Bir kimse ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse Allâh-ü Teâlâ o kişiye Cennet'in yolunu kolaylaştırır. Muhakkak melekler
yaptığından hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine
kanatların indirirler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki
balıklar dahi âlim kişiye Allah'tan mağfiret dilerler. Âlim’in abid üzerine üstünlüğü, ayın diğer yıldızlar üzerine
üstünlüğü gibidir. Âlimler
Peygamberlerin vârisleridir. Çünkü peygamberler mîras olarak dinar veya
dirhem bırakmadılar. Ancak ilmi mîras bıraktılar. O halde kim onu alırsa çok nasîb almış demektir.”
Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bu
hususla alakalı bir hadis-i şeriflerinde “Azîz
ve Celîl olan Allah’ın rızasını kazanmaya yarayan bir ilmi, sırf dünyalık elde
etmek için öğrenen kimse, kıyamet günü cennetin kokusunu bile alamaz.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.