YILBAŞI NEYİMİZ OLUR?

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 29.12.2014 - 18:19, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 2105+ kez okundu.
 

YILBAŞI NEYİMİZ OLUR?

Yılbaşı neyimiz olur? Ramazan Bayramımız mı? Kandilimiz mi? Kurban Bayramımız mı?                 Biz, Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllarda biliriz… ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı…                 Bu bahsi bu kadarla geçiyor ve Noel Baba dediklerine geliyorum. Memleketimize, herhalde Beyoğlu’ndan giren, Haliç’i atlayarak Fatih’lere, Aksaray’lara sonra Rumeli’ye ve Boğaz’ı aşarak önce Kadıköy’lere, Moda’lara ve sonra Üsküdar’lara ve oradan Anadolu’ya geçen bu bunak, neyimiz olur?  Babamız mı, dedemiz mı yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi?                 İstanbul’un Tepebaşı’ndan Adana’nın Tapabağı'na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir? Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız Rasputin’e benzeyen bu iskambil papazı aramızda nenin nesidir… bunu hiç merak ettiniz mi?                 Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu. O, Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere şimdi beyaz sakalıyla hem de saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.                 O, evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit’tir. Kardeşlerini mukaddes savaş’a hazırlamaktan geliyor. O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, kılığını değiştirmiş ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan çocuklarımızdan başlamıştır. Bu cömertliğin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığın sebebini düşünmediniz mi?                 Bırakın onun hakkından ben gelirim. İşte sakalını çekince gördünüz. Sakalı elimde kaldı ve altından Lücifer (şeytan) çıktı. Bilirsiniz ki, casuslarda kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu mezar beğenmeyen hortlağa mezarını gösterin. Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken çeplerini yoklamayı unutmayınız. Muhakkak, bir şeyinizi (yani imanınızı) çalmıştır. (A.Nihat ASYA)                 İbn-i Ömer (r.a)teşebbüh (benzemek) hakkında şöyle buyururlar: “Bir kimse müşriklerin arzına ev bina edip onların bayramlarına katılmak suretiyle onlara benzerse, o kimse kıyamet günü onlarla beraber haşrolunur”                 İmam-ı Rabbani Hazretleri de: “İki dini tasdik eden dahi şirk ehlinden sayılır. İslam hükümleri ile küfrü bir araya getirmeye teşebbüs eden dahi müşriktir. Hâlbuki küfürden teberri etmek (uzaklaşmak) şirk şaibelerinden sakınmak tevhiddir” buyurarak şöyle devam eder: “Hinduların büyük bildikleri günlere tazim, Yahudilerce bilinen adetlere uymak, küfrü icap ettirir. Nitekim Ehl-i İslam’ın cahilleri, bilhassa kadınlar, küffarın belli günlerindeki küfür merasimini icra etmektedirler. Bunları kendi içinde bayrak kabul edip, kızlarının ve kardeşlerinin evlerine onlar gibi hediyeler yollarlar. Böylelikle o merasime tam manası ile itina ederler”                 İmam-ı Rabbani Müceddid-i Elf-i Sani hazretleri böyle merasimleri icra ile ehl-i küfre benzeyenlerin acıklı sonunu şu ifadeleriyle haber verirler:                 “Bir defasında bir hastanın ziyaretine gittim. Ölümü yaklaşmıştı. Haline teveccü ettiğim zaman gördüm ki kalbi şiddetli zülmet içinde. Her ne kadar bu zulmetin kalkması için teveccüh ettiysem de kalkmadı. Çokça teveccühten sonra bilindi ki, bu zulmetler kendisinde saklı duran küfür sıfatındandır. Bu sıkıntıların menşei dahi küfür ehli ile dost geçinip durmasıdır. Bundan sonra belli oldu ki bu zulmetlerin def’i için tevveccüh yerinde bir iş değildir. Zira onu bu zulmetlerden temizlenmesi cehennem azabına kalmıştır ki küfrün cezası da odur ve bana mâlum oldu ki, onda imandan bir zerre miktarı mevcuttur ve bunun bereketiyle cehennemde ebedi kalmaktan kurtulacaktır” (Mektubat İmam-ı Rabbani) Rabbim cümlemizi yanlışa düşürmesin, yolundan ve Peygamber Efendimizin Sünnetlerinden ayırmasın. (ÂMİN)

Yılbaşı neyimiz olur? Ramazan Bayramımız mı? Kandilimiz mi? Kurban Bayramımız mı?

                Biz, Muharremlerle, Martlarla başlayan yıllarda biliriz… ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı…

                Bu bahsi bu kadarla geçiyor ve Noel Baba dediklerine geliyorum. Memleketimize, herhalde Beyoğlu’ndan giren, Haliç’i atlayarak Fatih’lere, Aksaray’lara sonra Rumeli’ye ve Boğaz’ı aşarak önce Kadıköy’lere, Moda’lara ve sonra Üsküdar’lara ve oradan Anadolu’ya geçen bu bunak, neyimiz olur?  Babamız mı, dedemiz mı yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi?

                İstanbul’un Tepebaşı’ndan Adana’nın Tapabağı'na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir? Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız Rasputin’e benzeyen bu iskambil papazı aramızda nenin nesidir… bunu hiç merak ettiniz mi?

                Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu. O, Haçlı Seferlerinden kalma bir kılınç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere şimdi beyaz sakalıyla hem de saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor.

                O, evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit’tir. Kardeşlerini mukaddes savaş’a hazırlamaktan geliyor. O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, kılığını değiştirmiş ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan çocuklarımızdan başlamıştır. Bu cömertliğin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığın sebebini düşünmediniz mi?

                Bırakın onun hakkından ben gelirim. İşte sakalını çekince gördünüz. Sakalı elimde kaldı ve altından Lücifer (şeytan) çıktı. Bilirsiniz ki, casuslarda kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu mezar beğenmeyen hortlağa mezarını gösterin. Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken çeplerini yoklamayı unutmayınız. Muhakkak, bir şeyinizi (yani imanınızı) çalmıştır. (A.Nihat ASYA)

                İbn-i Ömer (r.a)teşebbüh (benzemek) hakkında şöyle buyururlar: “Bir kimse müşriklerin arzına ev bina edip onların bayramlarına katılmak suretiyle onlara benzerse, o kimse kıyamet günü onlarla beraber haşrolunur”

                İmam-ı Rabbani Hazretleri de: “İki dini tasdik eden dahi şirk ehlinden sayılır. İslam hükümleri ile küfrü bir araya getirmeye teşebbüs eden dahi müşriktir. Hâlbuki küfürden teberri etmek (uzaklaşmak) şirk şaibelerinden sakınmak tevhiddir” buyurarak şöyle devam eder: “Hinduların büyük bildikleri günlere tazim, Yahudilerce bilinen adetlere uymak, küfrü icap ettirir. Nitekim Ehl-i İslam’ın cahilleri, bilhassa kadınlar, küffarın belli günlerindeki küfür merasimini icra etmektedirler. Bunları kendi içinde bayrak kabul edip, kızlarının ve kardeşlerinin evlerine onlar gibi hediyeler yollarlar. Böylelikle o merasime tam manası ile itina ederler”

                İmam-ı Rabbani Müceddid-i Elf-i Sani hazretleri böyle merasimleri icra ile ehl-i küfre benzeyenlerin acıklı sonunu şu ifadeleriyle haber verirler:

                “Bir defasında bir hastanın ziyaretine gittim. Ölümü yaklaşmıştı. Haline teveccü ettiğim zaman gördüm ki kalbi şiddetli zülmet içinde. Her ne kadar bu zulmetin kalkması için teveccüh ettiysem de kalkmadı. Çokça teveccühten sonra bilindi ki, bu zulmetler kendisinde saklı duran küfür sıfatındandır. Bu sıkıntıların menşei dahi küfür ehli ile dost geçinip durmasıdır. Bundan sonra belli oldu ki bu zulmetlerin def’i için tevveccüh yerinde bir iş değildir. Zira onu bu zulmetlerden temizlenmesi cehennem azabına kalmıştır ki küfrün cezası da odur ve bana mâlum oldu ki, onda imandan bir zerre miktarı mevcuttur ve bunun bereketiyle cehennemde ebedi kalmaktan kurtulacaktır” (Mektubat İmam-ı Rabbani) Rabbim cümlemizi yanlışa düşürmesin, yolundan ve Peygamber Efendimizin Sünnetlerinden ayırmasın. (ÂMİN)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.