DİN PAZARI

            Ramazanla birlikte beldeler, ilçe ve kentler iftar yemeği vermek için birbiriyle yine yarışır hale geldi. Belediyeler, adeta kim daha fazla insana iftar yemeği vermiş, kimin iftar programı daha zenginmiş, kimin basında reklamı daha fazla yapılmış bunun peşinde. Bu uygulama her ramazanla birlikte şova dönüşüyor. Cadde, sokak ve meydanlar adeta din pazarı. Sanırsınız panayır var, sanırsınız bir sergi var, sanırsınız kitap fuarı açılmış da stantlarda değişik yayınevlerinin kitapları pazarlanıyor. Evet din standı kuruluyor her ramazan ülkemin cadde, sokak ve meydanlarında.             Diyeceksiniz sen buna karşı mısın? Evet karşıyım. Geçmişte insanımız iftar yapmıyor muydu? Daha az mı dindardı? Hangi belediye, hangi kurum veya kuruluş iftar yemeği veriyorsa ve bunu da çıkarı için yapıyorsa ülkeye ve dinimize zarar veriyor demektir. Eğer ramazanda fakir fukaraya yardım yapılmak isteniyorsa bunun da yol ve yöntemleri vardır. O ailelerin evine iftar yemeği veya ramazan paketi bir şekilde gönderilebilir. İzlenimim odur ki gerçek ihtiyaç sahipleri belediyelerce verilen iftar yemeklerinde pek de yer almıyor.             Değerli okuyucular geçen hafta yolum aday öğretmen değerlendirmesi için Ulubey' e düştü (09.06.2016). Okula aracımla ulaşmak çok zor oldu. Okula ulaşımı sağlayan şehir içinin tüm yol, cadde ve sokakları kapatılmış, ilçede sanki sıkıyönetim ilan edilmiş. Saat daha 14:00, iftara altı saatten fazla zaman var. Hummalı bir çalışma, masalar, sandalyeler yollara, caddelere ve Ulubey meydanına yerleştirilmiş ve yerleştirilmeye devam ediyor. Cadde, sokak ve yollar kurdele ile kapatılmış. Sadece anayol açık. Yani Ulubey-Gürgentepe-Ordu hattı. İlgililere soruyorum; " Efendim akşama Ulubey Belediyesi iftar verecek, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Enver YILMAZ da iştirak edecek, siz de misafirimiz olun". Ben okula nasıl ulaşacağımı soruyorum. Aracı uygun bir yere park etmem söyleniyor, veya okula aracın zor gireceği bozuk ve uzak mahalle yoluna girilerek ulaşılabileceği yanıtı alıyorum. Okula vardığımda okul yöneticisine alternatif yolun olup olmadığını soruyorum. Yok diyor. Okula sadece meydandan çıkılır diyor. Siz nasıl evinize gideceksiniz diye sorduğumda;" mecburen akşam saat 20:00'ye kadar bekleyeceğiz ve iftara katılmak zorundayız" Düşünün  öğrencinin biri hasta olsa, mahallede yangın çıksa müdahale etmek bile mümkün değil. Buna benzer görüntüler hiç kuşkusuz sadece Ordu ve ilçelerinde değil, Giresun ve ilçeleri, ülkemizin diğer il ve ilçeleri için de geçerlidir.             Kimsenin orucuna, iftarına, inancına, düşüncesine, cinsiyetine, kimliğine, kişiliğine karışma niyetim yok. Ben inançların, kimilerinin siyasi emellerine alet olmasına, pazarlanmasına, dinin kullanılmasına karşıyım. Ben vatandaşların vergileri ile toplanan paraların sosyal-kültürel fon adı altında belediyeler tarafından hoyratça yemek şirketlerine- organizatörlere akıtılmasına karşıyım. Ben bu paraların okumak isteyip de okuyamayan veya maddi zorluk içinde okuyan yoksul öğrencilere burs vermek yerine iftar yemeği için harcanmasına karşıyım. Ve ülke kan ağlarken bu tür şovların yapılmasına karşıyım. Anlatabildim mi bilmem.