EHL-İ SÜNNET VE'L-CEMAAT İTİKATI

Silsile-i Saâdat’ımızın büyüklerinden İmam-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî (k.s.) Hz. de Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’ın en büyük müdafilerindendir. Evlatlarına yazdığı mektuplardan müteşekkil olan “Mektûbât-ı Şerife” isimli eseri, Kur’ân-ı Kerim ve Sahih hadis kitaplarından sonra Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat itikadının en mühim kaynaklarından biridir. İmam-ı Rabbânî (k.s.) Hz. birçok mektupta Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akidesinin ehemmiyetinden bahsetmiş ve bu hususa çok dikkat edilmesi icab ettiğini ifade etmişlerdir. İşte bu mübarek mektuplarından birinde şöyle buyuruyorlar: “Ey saadete muvaffak kılınmış olan evladım. Hepimize lazım olan, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat âlimlerinin, Kitab ve Sünnet’i layık olduğu şekilde anladıktan sonra çıkardıkları hükümlerle itikadımızı tashih etmektir. Ehl-i Sünnet’in büyüklerinin görüşlerine muvafık olmadığı müddetçe hiç birimizin görüşü muteber değildir.” Değerli okurlarım İşte tüm bu âlimlerimiz İslam Ümmeti’ni nice büyük yanlışlıklardan muhafaza etmişler; Rasülüllah (s.a.v.)’in sünnetine ve Sahabe-i Kiram’ın yoluna uygun olan itikadı Müslümanlara öğreterek “Fırka-i Naciye”nin müdafîleri olmuşlardır. Hadis-i Şerifte ifade edilen Fırka-i Naciye yani kurtuluşa ermiş olan topluluk Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Mezhebi’dir. “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat” tabiri “Rasülüllah (s.a.v.)’in sünnetine ve Sahabe-i Kiram’ın yoluna tabi olanlar” manasına gelir. Bu mezhep daima İslam Ümmeti için en büyük birleştirici unsur olmuştur. Dolayısıyla herkesin kafasına göre hüküm verdiği, karışık fikirlerin çoğaldığı bu zamanda, Müslümanlara yapılacak hizmetlerin en mühim unsurlarından biri, onların akidelerini Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat harici bid’at görüşlerden muhafaza etmek, onlara bu nezih mezhebin görüşlerini doğru ve sağlam bir şekilde öğretmektir. Ömrünü Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat İtikadı’nın ve İslamî İlmlerin muhafaza ve neşrine vakfeden Süleyman Hilmi TUNAHAN hazretleri bu husustaki gayret-i diniyyesini şu sözleriyle ifade etmişler ve evlatlarına yol göstermişlerdir: “Ey İslam topluluğu. Biz hayatta olduğumuz müddetçe Rasülüllah (s.a.v.) ve O’nun Ashabına yalan isnad edileceğini, iftira atılacağını mı zannediyorsunuz?” Cenab-ı Hakk bir Ayet-i Kerime’de şöyle buyruyor: “İşte bu, benim dosdoğru olumdur, ona uyunuz. Başka yollara uymayınız. Zira o başka yollar sizi Allah’ın yolundan saptırırlar. Allah size, umulur ki sakınırsınız diye böyle emretti.”