İFTİRA

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.05.2015 - 19:31

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 63

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 63
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3150+ kez okundu.
 

İFTİRA

            Asl-u esasından çevrilmiş, hakikati tahrif edilmiş söz, manasına gelen iftira büyük günahlardandır.             Haklar dört kısımdır. Yalnız Allah hakkı, yalnız kul hakkı. Allah hakkı ile kul hakkı ictima edip, Allah hakkının galip olduğu haklar; Allah hakkı ile kul hakkı içtima edip, kul hakkının galip olduğu haklar. Bir Müslümana iftira etmek, hem Allah’ın, hem de kulun hakkını ihlal etmektir. Fakat Allah hakkı galiptir. Böyle olunca, kul, kendisine iftira edeni affedemez. Affetse dahi dünyada tatbik edilecek olan ceza muhakkak tatbik edilir. Ayet-i Kerimede şöyle buyrulmaktadır:             “Namuslu ve hür kadınlara (zina isnadıyla) iftira atan, sonra da dört şahit getirmeyen kimselerin her birine seksen değnek vurun. Onların ebedi şahitliklerini kabul etmeyin. Onlar fasıkların ta kendileridir. Ancak tevbe edip durumlarını ıslah etmeleri müstesna. Çünkü Allah gafur ve rahimdir.             Ayet-i celilede, iftira eden kimseye dünyada tatbik edilecek cezalar izah edilmektedir ki: 80 değnek vurulması, şahitliğinin bir daha kabul edilmemesi ve isminin fasıklar defterine kaydedilmesi. Fakat tevbe eder de, yaptığı işten pişman olursa “fasık” diye isimlendirilmekten kurtulur.             Bir de ahiretteki cezasına bakalım:  Peygamber Efendimize, Mirac gecesi bir topluluk gösterildi. Her birinin elinde bakır tırnaklar vardı. Yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. “Bunlar, kimlerdir”, diye sorunca, “gıybet ve iftira edenlerdir”, cevabı verildi.[1]             Ehlince malumdur ki, “Beraet-i zimmet asıldır.” Yani kişilerin suç işledikleri delil ile tesbit edilemediği müddetçe, aslolan, suçsuzluklarıdır. İşlemediği bir suç ile kişileri töhmet altında bırakmak, müslümana yakışmaz. Hakiki mümin, elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kişidir. Ayet-i Kerimesinde Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, işlemedikleri bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir. Diğer bir ayet-i kerimesinde de: “Kim kasıtlı veya kasıtsız bir günah işler ve sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak ki büyük iftira ve apaçık bir günah işlemiş olur. Peygamber Efendimiz ( SAV) hazretleri de: “Kim bir Müslümana kötülenmesini dileyerek, bir iftira atarsa, Allah onu, kıyamet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde (günahlarından temizlenip) çıkıncaya kadar hapseder.”               Aziz okurlarım!               Mantık kitaplarımız da şöyle bir kaide mevcuttur: “Ama’” lafzının iltizami manası “Basar”dır. “Ama” kör kimse; basar ise, gören kişi demektir. Nasıl olur da, bir lafzın manası, ona taban tabana zıt olan bir mana olur, diye sual tevcih edilirse, cevap gayet kolaydır. Körlük mefhumunun olabilmesi için, evvela görme mefhumun olması icabeder. Gece diye bir şey olmadan gündüzden bahsetmek mümkün değildir. İşte insanlar da böyledir. İyisi de vardır, kötüsü de. Eğer kötüler olmasaydı, iyilerin kıymeti bilinemezdi. Hakkı- hakikati görmekten aciz kimseler olmasaydı, ehl-i basiretin değeri anlaşılamazdı. Bu, günümüz için böyle olduğu gibi, devr-i saadette de böyle idi. Ahir zaman Peygamberini görme ve onun sohbetini dinleme şerefine nail olduğu halde, içindeki inkâr ateşinin sönmediği, yüzlerce münafık mevcut idi.  İslam cemiyetini parçalamak için ellerinden geleni yapmaktan hiç çekinmiyorlardı. Bir defasında Peygamber Efendimizin, aile mahremiyetini hedef alarak, İslam birliğini bozma gayesiyle, aleyhte propaganda ve karalama hareketi başlattılar. Hz. Aişe vaidemizin iffetiyle alakalı dedikodu çıkarıp, Allah  Rasülünü, Hz. Aişe’yi ve bütün müminleri üzüntüye boğdular. Günlerce gözyaşı dökerek, Allah-ü Tealaya iltica eden Hz. Aişe ve bütün müminler,  nazil olan şu ayet-i celileler ile Cenab-ı Hakk’a sevinç gözyaşlarıyla hamdettiler.             Haberiniz olsun ki, iftira ile gelenler, içinizden bir topluluktur. (Ey o iftiraya maruz kalanlar) bu iftirayı sizin için bir şer sanmayın. Belki o sizin için hayırlıdır. (Büyük sevap ve dereceye sebeptir.) O güruhtan her birinin kazandığı vebal kendisine aittir. O topluluk içinde, bu iftirayı kasıtlı olarak atıp, büyümesini arzu eden kimse için, büyük bir azab vardır. Ne vardı,  onu işittiğiniz vakit erkek ve kadın müminler, kendi kendilerine hüsnüzan etselerdi de, bu açık bir iftiradır deselerdi!...  Onu işittiğiniz vakit, bunu söylemek bize gerekmez, haşa bu  büyük bir bühtandır deseydiniz ya! Böyle bir şeye ebeda dönmeyesiniz, eğer mümin iseniz, işte  Allah size va’z veriyor. Ve sizin için ayetleri beyan buyuruyor ki, Allah alimdir, hakimdir.[2]                                                              

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 118

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 118
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 219

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 219
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

            Asl-u esasından çevrilmiş, hakikati tahrif edilmiş söz, manasına gelen iftira büyük günahlardandır.             Haklar dört kısımdır. Yalnız Allah hakkı, yalnız kul hakkı. Allah hakkı ile kul hakkı ictima edip, Allah hakkının galip olduğu haklar; Allah hakkı ile kul hakkı içtima edip, kul hakkının galip olduğu haklar. Bir Müslümana iftira etmek, hem Allah’ın, hem de kulun hakkını ihlal etmektir. Fakat Allah hakkı galiptir. Böyle olunca, kul, kendisine iftira edeni affedemez. Affetse dahi dünyada tatbik edilecek olan ceza muhakkak tatbik edilir. Ayet-i Kerimede şöyle buyrulmaktadır:             “Namuslu ve hür kadınlara (zina isnadıyla) iftira atan, sonra da dört şahit getirmeyen kimselerin her birine seksen değnek vurun. Onların ebedi şahitliklerini kabul etmeyin. Onlar fasıkların ta kendileridir. Ancak tevbe edip durumlarını ıslah etmeleri müstesna. Çünkü Allah gafur ve rahimdir.             Ayet-i celilede, iftira eden kimseye dünyada tatbik edilecek cezalar izah edilmektedir ki: 80 değnek vurulması, şahitliğinin bir daha kabul edilmemesi ve isminin fasıklar defterine kaydedilmesi. Fakat tevbe eder de, yaptığı işten pişman olursa “fasık” diye isimlendirilmekten kurtulur.             Bir de ahiretteki cezasına bakalım:  Peygamber Efendimize, Mirac gecesi bir topluluk gösterildi. Her birinin elinde bakır tırnaklar vardı. Yüzlerini ve göğüslerini tırmalıyorlardı. “Bunlar, kimlerdir”, diye sorunca, “gıybet ve iftira edenlerdir”, cevabı verildi.[1]             Ehlince malumdur ki, “Beraet-i zimmet asıldır.” Yani kişilerin suç işledikleri delil ile tesbit edilemediği müddetçe, aslolan, suçsuzluklarıdır. İşlemediği bir suç ile kişileri töhmet altında bırakmak, müslümana yakışmaz. Hakiki mümin, elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kişidir. Ayet-i Kerimesinde Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, işlemedikleri bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir. Diğer bir ayet-i kerimesinde de: “Kim kasıtlı veya kasıtsız bir günah işler ve sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak ki büyük iftira ve apaçık bir günah işlemiş olur. Peygamber Efendimiz ( SAV) hazretleri de: “Kim bir Müslümana kötülenmesini dileyerek, bir iftira atarsa, Allah onu, kıyamet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde (günahlarından temizlenip) çıkıncaya kadar hapseder.”               Aziz okurlarım!               Mantık kitaplarımız da şöyle bir kaide mevcuttur: “Ama’” lafzının iltizami manası “Basar”dır. “Ama” kör kimse; basar ise, gören kişi demektir. Nasıl olur da, bir lafzın manası, ona taban tabana zıt olan bir mana olur, diye sual tevcih edilirse, cevap gayet kolaydır. Körlük mefhumunun olabilmesi için, evvela görme mefhumun olması icabeder. Gece diye bir şey olmadan gündüzden bahsetmek mümkün değildir. İşte insanlar da böyledir. İyisi de vardır, kötüsü de. Eğer kötüler olmasaydı, iyilerin kıymeti bilinemezdi. Hakkı- hakikati görmekten aciz kimseler olmasaydı, ehl-i basiretin değeri anlaşılamazdı. Bu, günümüz için böyle olduğu gibi, devr-i saadette de böyle idi. Ahir zaman Peygamberini görme ve onun sohbetini dinleme şerefine nail olduğu halde, içindeki inkâr ateşinin sönmediği, yüzlerce münafık mevcut idi.  İslam cemiyetini parçalamak için ellerinden geleni yapmaktan hiç çekinmiyorlardı. Bir defasında Peygamber Efendimizin, aile mahremiyetini hedef alarak, İslam birliğini bozma gayesiyle, aleyhte propaganda ve karalama hareketi başlattılar. Hz. Aişe vaidemizin iffetiyle alakalı dedikodu çıkarıp, Allah  Rasülünü, Hz. Aişe’yi ve bütün müminleri üzüntüye boğdular. Günlerce gözyaşı dökerek, Allah-ü Tealaya iltica eden Hz. Aişe ve bütün müminler,  nazil olan şu ayet-i celileler ile Cenab-ı Hakk’a sevinç gözyaşlarıyla hamdettiler.             Haberiniz olsun ki, iftira ile gelenler, içinizden bir topluluktur. (Ey o iftiraya maruz kalanlar) bu iftirayı sizin için bir şer sanmayın. Belki o sizin için hayırlıdır. (Büyük sevap ve dereceye sebeptir.) O güruhtan her birinin kazandığı vebal kendisine aittir. O topluluk içinde, bu iftirayı kasıtlı olarak atıp, büyümesini arzu eden kimse için, büyük bir azab vardır. Ne vardı,  onu işittiğiniz vakit erkek ve kadın müminler, kendi kendilerine hüsnüzan etselerdi de, bu açık bir iftiradır deselerdi!...  Onu işittiğiniz vakit, bunu söylemek bize gerekmez, haşa bu  büyük bir bühtandır deseydiniz ya! Böyle bir şeye ebeda dönmeyesiniz, eğer mümin iseniz, işte  Allah size va’z veriyor. Ve sizin için ayetleri beyan buyuruyor ki, Allah alimdir, hakimdir.[2]                                                              
Habere ifade bırak !

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined property: stdClass::$etiketler

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 812

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 812
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 1110

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 1110
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once