SEÇİLMİŞLERİ SEÇMEK

  İşte yeni yıllar geçti… Bir seçim daha geldi kapıya dayandı… Her seçim arifesinde olduğu gibi, bu seçimden öncede caddeler hareketlenecek, meydanlar dolacak. Gidilmeyen köylere gidilecek, ulaşılmayan yerlere ulaşmaya çalışılacak… Dört, beş yıl sonrada olsa unutulanlar hatırlanacak, o hatırlayanlarca öpülmeyen eller öpülecek. Neden hep seçim yaklaşırken hatırlanıyor bu unutulanlar diye hiç sormayın. Çünkü bu geleneğimiz haline gelmiştir. Yıllardır bu böyle gelmiş böyle gider. Bu zamana kadar hangi vekilimizi seçip Ankara’ya gönderdikten sonra her yıl gelip halimizi sorduğunu duyduk? Neden gelsinler ki, onları biz seçmiyoruz ki, biz seçilenleri seçiyoruz… Öyle olunca da bizi hatırlamaları dört beş yılda bir oluyor diyor vatandaş. Vatandaş da haklı, seçilen vekiller de haklı. Çünkü… Bir seçimde harcanan para ile nerde ise en az bir villa alınabiliniyor. Öyle olunca da seçilip kapağı Ankara’ya atan hali ile önce kendini düşünüyor. Tabii ki bu söylediklerim her seçilen vekil için değil. Hepsininde hakkını yemeyelim. Aralarında vatanı, milleti hatta ili, ilçesi ve de köyü için öyle çalışanlar var ki, işte bize böyle vekil lazım diyor seçmenler. Zaten çalışmayanlarda seçimden seçime eleniyor. Onlarda anlıyor neden elendiklerini ama iş işten geçiyor. Evet… Seçim yaklaştı. Meydanlar dolacak, bol keseden vaatler yapılacak. Dinleyenlerde kimisi: “At… aga, at…”diyecek. Kimside “yapar bu adam dediklerini” diyecek. İşte mesele burada, yapar diyeni ileride mahcup etmemek. Varsa kendine güvenen çıksın meydana, atsın atabildiği kadar… Şu anda herkes ilimizde partilerin çıkaracağı milletvekili sayısını tartışıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Hiç birinin dediği birbirini tutmuyor. Tutmaz tabii ki. Hele adaylar meydanlara insin o zaman netleşir netice. Bekleyelim, görünen köyün kılavuzunu…