YAPILMAMASI GEREKENİ YAPMAK

Herhalde adettendir bizde yapılmaması lazım olan bir şeyi yapmak. Bugün Bulancak iskelesine uğradım. Girişte bir levha asılı üzerinde:”Dikkat! İskelede çalışma var. Girmek tehlikeli ve yasaktır” yazılı. Kim takar yazıyı, git balık tut, istediğin gibi volta at. Bugün yarın denize girerlerse şaşma! Kaza olduğunda, tedbir alınmıyor diye bas bas bağır. Eeee… Birde bekçi mi koysalardı girişe? Diğer yandan: İçtiğiniz sigaranın izmaritlerini sokağa atmayın denir. Hatta bunun cezası bile var. Kim takar cezayı. Sokaklar sigara izmaritinden geçilmiyor. TV sinemalarında sigaralara gölgeleme uygulanıyor. Ne lüzum var ki. Okul dağılımlarında bile kapılar da içilen sigaranın dumanını bile nefesliyor nerde ise öğrenciler. Bu günlerde deniz mevsimi açılıyor. Bazı yerlerde yine levhalarda göreceğiz. “Deniz’e girmek burada tehlikeli ve yasaktır”. Kim dinler yasağı! Balıklama atlarlar oralara. Sonra… Sonrası malum, boğulmalar; vah, vahlar, ağlayıp, bayılmalar. Tabi iş işten geçtikten sonra… Kaldırımlar yayalar içindir. Kaldırım üzerine hiçbir şey konulmasın der Belediye. Derde kaç kişi dinler. Yine yayalar yola inip yürümek mecburiyetindedir. Daha bunun gibi onlarca örnek yazılabilinir. Fakat yerim müsait değil. Yasak… Yasak… Yasak… Hayır, yasak değil, eğitimsizlik. Atalarımız: “Ağaç yaşken eğilir ” demişlerdir. Biz bu alışkanlıkları küçükken eğiterek vereceğiz. Yasak değil, eğiterek. Eğer yasakla olsa idi, şimdi sigara içenlerin sayısı parmakla gösterilirdi. Aksini iddia eden var mı?