HUZUR EVİ İÇİN BİÇİLMİŞ KAFTAN...

           Sevgili okuyucularım… Biliyorsunuz ki Bulancak’ın yıllardan bu yana çözemediği bir sorunu bulunuyor. Bu sorunun adı… Huzur evi… Şehir merkezi 40 bin civarında olan Bulancak’ın gerçekten buna ihtiyacı var. 2007 yılında Lütfü Nesil başkanlığında kurulan derneğe 2.5 dönüm bir arsa da bağışlandı. Fakat o gün bugündür Huzurevi namına hiçbir şey yapılamadı. Ama bugün elimize öyle bir imkan geçti ki değerlendirmemek çok büyük bir yanlış olur… Geçtiğimiz hafta Giresun Valisi Dursun Ali Şahin’in de incelediği bir arsanın mevcut Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin yapılması için alınması gündeme geldi. Okulun mevcut yerinin boşaltılmasıyla birlikte oraya başka bir okulun geleceği söylemlerini duyar gibi oldum. Başka okul gelecekse, okulu boşaltmanın ne anlamı var? Elbette okul yeri her şeyden önemli. Ama huzurevi sorunu da ilçenin büyük bir sorunu hatta ayıbı. Bu yüzden arsanın alınarak okul yapılmasıyla birlikte, Boşalacak olan okula mükemmel bir huzurevi dizayn edilebilir. Görüntüsü, şehirden uzaklığı ve de sakinliği ile birlikte, Neredeyse burası, Huzurevi için biçilmiş kaftan… Yetkililerin bu sese kulak vermesi, İlçenin bu sorununa cevap vermeleri gerekiyor. Değerli okurlar. Hepimiz görüyoruz. İlçe de bakıma muhtaç, Yalnız başına yaşayan bir sürü yaşlılarımız var. Bunların normal insan standartlarında yaşaması, Ve gelecek kuşaklarda da bu tür insanların olacağını düşünürsek, Bu yapılacak olan huzurevi, Bulancak’ın büyük bir sorununu ortadan kaldırmış olur. Bütün Bulancak bu konuya duyarlı olursa, Elbirliğiyle bu iş çözülür… Bugün bu işi çözecek olanlar, Yarın bu memlekette el üstünde tutulur.                 Bence huzurevi projesi,                 İlçemizin geleceğine de ışık tutar… Çünkü geçmişine sahip çıkamazsan, Geleceğine faydalı olamazsın… O eli öpülesi yaşlılarımızı, İnsanların eline bakmaktan kurtarmak, Hem bu dünyada, hem ahirette Rahata kavuşmayı sağlar. Hadi bakalım. Laf bizden çıktı. Şimdi sıra yetkililerde, Bir fikir alışverişi, Bir toplantı, Huzurevimiz gündemde… Kolay gelsin… Düşünülecek fazla bir şey yok…