YIKILAN YUVALAR

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.12.2014 - 22:44

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 63

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 63
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3373+ kez okundu.
 

YIKILAN YUVALAR

İnşallah bundan böyle içinde yaşamış olduğumuz toplumun yaşantısını oluşturan sosyal kültürel ve dini değerler ve anlayışlarla ilgili duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, doğruya ve daha güzele ulaşabilmek için bir pencere de biz açalım istiyoruz. Söze de son zamanlarda toplumumuzun en çok konuştuğu konularının başında gelen aileler ve ayrılan çiftlerin sayısının ürküten çokluğu. Son açıklanan rakamlara göre 2013 yılı itibarıyla yüzyirmibeşbin üçyüzbeş çift ayrılmış. Bu şu demek. Gerçekten büyük hayallerle bir araya gelen, ömür boyu mutluluklar hayal eden, bu dünyada Cennet hayatı yaşayacağını düşünen ikiyüz ellialtı bin kişi hayal kırıklığına uğruyor. Hayal kırıklığı da ne ki? Dünyada Cennetini yaşama hayali kurarken, Cehennem hayatı yaşamaya başlıyor. Bu hayal kırıklığına uğrayan insanların yanına onların ana babalarını da koyun. Çocuklarını da hesaba kattığımızda gerçekten yetmiş altı milyonluk nüfusumuzun bir milyonunun hayallerin altüst olduğunu görüyoruz. Bu bir yılda bu kadar. İki yılda, üç yılda, beş yılda… diye ilave ettiğimizde ortaya çıkan rakamların büyüklüğünü bir düşünün. Bu bizim toplumumuz için az bir rakam değil… Hep şunu söylüyoruz ve biliyoruz. Aileler ne kadar sağlamsa ne kadar güçlü ise toplum o kadar sağlam o kadar güçlü. Bütün dünyanın imrendiği bu güçlü aile yapımız ne oldu da hızla çözülmeye doğru gidiyor? Esasında yaratılışı gereği birbirine yaklaşması, bir birini tamamlaması gereken çiftlerin arasına neler girdi, hangi düşünceler, ne gibi anlayışlar bu çiftlerin yüreklerinde başköşede yer aldı da bu insanlar birbirinden öldüresiye nefret etti. Bir yılda eşleri tarafından acımasızca öldürülen ikiyüzelli, üçyüz kadın. Nasıl oldu da Artık bu insanlar bir birini tamamlayan iki yarım yani biri yoksa diğeri de yok anlayışından, birbirinden en uç seviyede nefret etme duygusu ile donanmış ve eşlerini katledebilecek bir anlayış seviyesine düştü. Hani okumuş yazmış insanlarız. Okuryazar olmayanların sıfırlandığı bir toplum. Eğitilmişliğimizi önceki yıllarla kıyasladığımızda rakamların hep yükseldiği istatistikler… Eğitim dediğimizde aklımıza ilk gelen şey insanların etrafındaki diğer insanlarla nasıl mutlu yaşayabilir sorusuna cevap bulabilme ve hayata geçirebilme yeteneği kazandırmak değil mi. İşte bu noktada bizim bir yanlışımız var. Bir yerlerde bir hatamız var. Sanki bir şeyleri atladık. Oysa öyle bir pencereden bakmalıyız ki evlerimiz bizim huzur ve dinlenme yerlerimiz olmalı. Evlerimiz ruhumuzun daraldığı yerler değil, kapıdan içeri girdiğimizde yüzümüzü ve yüreğimizi ısıtan sıcak havayı “dünyaları verseler asla değişmem “ diyebileceğimiz mekanlar olmalı.. Eşlerimiz ve çocuklarımız huzur ve mutluluk kaynağımız olmalı.. Eşimizin yüreği bizim için en samimi duyguların barındığı bir mekan, bizim yüreğimiz de onlar için huzur ve güven dolu bir liman olmalı. ‘Acaba eşimle baş edebilmem için, onu avucumun içine alabilmem için hangi değişik taktiklere başvursam’ uzaklaştırıcı basit planlar yerine, ‘Sen hoşlanıyorsun diye satın aldım’ ya da ‘Sen çok seviyorsun diye senin için yaptım’ anlayışı hissettirilmeli. Yürekler kendi kişiliğini öne çıkaran bencil duygularla değil, birlikte tekleşen “biz” anlatışını öne çıkaran sıcak duygularla dolmalı. Bu yüreklerde oluşan sıcacık duygular hem bu insanları ısıtacak hem çevrelerini ısıtacak, belki de birçokları için gıpta ile izlenen örnek yuvalar olacak. Zaman zaman oluşan küçük küskünlük ve dargınlıklar bile, bu iki insanın bir birlerini anlamalarına ve birbirlerine karşı var olan sevginin gönüllerde kök salmasına vesile olacak. Ve neticede bir yastıkta yaşanan koca bir ömrün sonuna doğru, birisi diğeri için “ Ölüm hak. Korkmuyorum. Ama tek bir şey düşünüyorum. Eğer ben erken ölürsem benden sonra buna kim bakacak. Tek başına nasıl yaşayacak”. Diğerinin de “Esas benden sonra bu kendisine nasıl bakacak.” endişesini gözlerinin büyümesi ile birlikte karşılıklı ifade edildiğini bir düşünün… Evet… Bir pencere açalım dedik. Gelecek sefere önemsemediğimiz önemli noktalar üzerinde duralım diye düşünüyorum inşallah…

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 118

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 118
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 219

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 219
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

İnşallah bundan böyle içinde yaşamış olduğumuz toplumun yaşantısını oluşturan sosyal kültürel ve dini değerler ve anlayışlarla ilgili duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, doğruya ve daha güzele ulaşabilmek için bir pencere de biz açalım istiyoruz. Söze de son zamanlarda toplumumuzun en çok konuştuğu konularının başında gelen aileler ve ayrılan çiftlerin sayısının ürküten çokluğu. Son açıklanan rakamlara göre 2013 yılı itibarıyla yüzyirmibeşbin üçyüzbeş çift ayrılmış. Bu şu demek. Gerçekten büyük hayallerle bir araya gelen, ömür boyu mutluluklar hayal eden, bu dünyada Cennet hayatı yaşayacağını düşünen ikiyüz ellialtı bin kişi hayal kırıklığına uğruyor. Hayal kırıklığı da ne ki? Dünyada Cennetini yaşama hayali kurarken, Cehennem hayatı yaşamaya başlıyor. Bu hayal kırıklığına uğrayan insanların yanına onların ana babalarını da koyun. Çocuklarını da hesaba kattığımızda gerçekten yetmiş altı milyonluk nüfusumuzun bir milyonunun hayallerin altüst olduğunu görüyoruz. Bu bir yılda bu kadar. İki yılda, üç yılda, beş yılda… diye ilave ettiğimizde ortaya çıkan rakamların büyüklüğünü bir düşünün. Bu bizim toplumumuz için az bir rakam değil… Hep şunu söylüyoruz ve biliyoruz. Aileler ne kadar sağlamsa ne kadar güçlü ise toplum o kadar sağlam o kadar güçlü. Bütün dünyanın imrendiği bu güçlü aile yapımız ne oldu da hızla çözülmeye doğru gidiyor? Esasında yaratılışı gereği birbirine yaklaşması, bir birini tamamlaması gereken çiftlerin arasına neler girdi, hangi düşünceler, ne gibi anlayışlar bu çiftlerin yüreklerinde başköşede yer aldı da bu insanlar birbirinden öldüresiye nefret etti. Bir yılda eşleri tarafından acımasızca öldürülen ikiyüzelli, üçyüz kadın. Nasıl oldu da Artık bu insanlar bir birini tamamlayan iki yarım yani biri yoksa diğeri de yok anlayışından, birbirinden en uç seviyede nefret etme duygusu ile donanmış ve eşlerini katledebilecek bir anlayış seviyesine düştü. Hani okumuş yazmış insanlarız. Okuryazar olmayanların sıfırlandığı bir toplum. Eğitilmişliğimizi önceki yıllarla kıyasladığımızda rakamların hep yükseldiği istatistikler… Eğitim dediğimizde aklımıza ilk gelen şey insanların etrafındaki diğer insanlarla nasıl mutlu yaşayabilir sorusuna cevap bulabilme ve hayata geçirebilme yeteneği kazandırmak değil mi. İşte bu noktada bizim bir yanlışımız var. Bir yerlerde bir hatamız var. Sanki bir şeyleri atladık. Oysa öyle bir pencereden bakmalıyız ki evlerimiz bizim huzur ve dinlenme yerlerimiz olmalı. Evlerimiz ruhumuzun daraldığı yerler değil, kapıdan içeri girdiğimizde yüzümüzü ve yüreğimizi ısıtan sıcak havayı “dünyaları verseler asla değişmem “ diyebileceğimiz mekanlar olmalı.. Eşlerimiz ve çocuklarımız huzur ve mutluluk kaynağımız olmalı.. Eşimizin yüreği bizim için en samimi duyguların barındığı bir mekan, bizim yüreğimiz de onlar için huzur ve güven dolu bir liman olmalı. ‘Acaba eşimle baş edebilmem için, onu avucumun içine alabilmem için hangi değişik taktiklere başvursam’ uzaklaştırıcı basit planlar yerine, ‘Sen hoşlanıyorsun diye satın aldım’ ya da ‘Sen çok seviyorsun diye senin için yaptım’ anlayışı hissettirilmeli. Yürekler kendi kişiliğini öne çıkaran bencil duygularla değil, birlikte tekleşen “biz” anlatışını öne çıkaran sıcak duygularla dolmalı. Bu yüreklerde oluşan sıcacık duygular hem bu insanları ısıtacak hem çevrelerini ısıtacak, belki de birçokları için gıpta ile izlenen örnek yuvalar olacak. Zaman zaman oluşan küçük küskünlük ve dargınlıklar bile, bu iki insanın bir birlerini anlamalarına ve birbirlerine karşı var olan sevginin gönüllerde kök salmasına vesile olacak. Ve neticede bir yastıkta yaşanan koca bir ömrün sonuna doğru, birisi diğeri için “ Ölüm hak. Korkmuyorum. Ama tek bir şey düşünüyorum. Eğer ben erken ölürsem benden sonra buna kim bakacak. Tek başına nasıl yaşayacak”. Diğerinin de “Esas benden sonra bu kendisine nasıl bakacak.” endişesini gözlerinin büyümesi ile birlikte karşılıklı ifade edildiğini bir düşünün… Evet… Bir pencere açalım dedik. Gelecek sefere önemsemediğimiz önemli noktalar üzerinde duralım diye düşünüyorum inşallah…
Habere ifade bırak !

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined property: stdClass::$etiketler

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 812

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 812
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 1110

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 1110
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once