EHL-İ SÜNNET VE'L-CEMAAT İTİKADINA,...

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.05.2015 - 18:44

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 63

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 63
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3202+ kez okundu.
 

EHL-İ SÜNNET VE'L-CEMAAT İTİKADINA,...

  EHL-İ SÜNNET VE’L-CEMAAT İTİKADINA SAHİP OLMANIN EHEMMİYETİ               Din-i Celil-i İslam’ın hükümleri iki ana kola ayrılır: İtikat ve İnanç esasları ile alakalı hükümler; Amel ve ibadete tealluk eden hükümler. “Ve işte sana ilim mebde-i olan bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir, bilmiyordun ve lakin biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz ve emin ol, sen herhalde doğru bir yola çağırıyorsun.” Ayet-i kerimesinde buyrulduğu üzere bu hükümlerin vazıı bizzat Allah ve Rasülüdür. Sonradan kendilerini mevzu edinen ilim dalları tertip edilmiş ve İtikattan bahseden ilme, İlm-i Tevhid ve Sıfât; amel ve ibadetten bahseden ilme ise İlm-i Şerâî ve Ahkam denilmiştir.             Ashab-ı Kiram ve Tâbiin devirlerinde, sohbet-i nebi hürmetiyle, Müslümanların akidelerinin temiz olması, ihtilafların az ve kendisine müracaat olunabilecek kimselerin çokluğu sebebiyle, bu tür ilimlerin tasnif ve tertibine ihtiyaç duyulmamışken; fitnelerin çoğaldığı, bit’atlara meylin arttığı, eimme-i din üzerine zulmün galip geldiği sonraki devirler için ise bu ilimlerin tertip edilmesi ve herkesin anlayabileceği hale getirilmesi zaruri hale gelmiştir. Müslümanlar olarak birinci vazifemiz; neye nasıl inanacağımızı çok iyi bilmek ve Ehl-i sünnet ve cemaat çizgisinden ayrılmaktan şiddetle sakınmaktır. Bu husus ebedî saadetimiz ve necâtımız bakımından çok ehemmiyet arz etmektedir.  İmam-ı Rabbanî hazretleri şöyle buyururlar: “Mükellef olanlara vacip olan ilk zarûri vazife, akidelerini Ehl-i sünnet ve’l-cemaat alimlerinin görüşlerine uygun şekilde tashih etmeleridir.” Ümmet ikiye ayrılır: Ümmet-i davet ve Ümmet-i icabet. Peygamber Efendimiz ve sonrası gelmiş ve gelecek bütün insanlığa ümmet-i davet; bunlar içinde Peygamber Efendimizin, Allah tarafından getirip tebliğ buyurduğu hususlara inanmış müminlere ise ümmet-i icabet denir. Ümmet-i icabet de ehl-i sünnet ve ehl-i biddat olmak üzere başlıca iki kısma ayrılır. Ehl-i sünnet: Rasülüllah ve onun eshabının yoluna sımsıkı sarılan, dînî hükümleri kendi arzularına göre te’vil ve tahriften kaçınan, ehl-i islâm arasına tefrika sokmaktan sakınan, bid’atlerden uzak kimselere denir. Hadis-i şerifte fırka-i nâciye diye işaret edilen de bu cemaattir.             Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Yakında ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Biri müstesna bu fırkaların hepsi Cehenneme gidecektir. “Ya Rasülellah! O bir fırka kimlerdir” denilince: “ Benim ve eshabımın yolu üzerine olanlardır.” buyurdular.             Hadis-i şerifte dikkat edilmesi icap eden bir husus vardır. Bu fırkaların hepsi İslâmî fırkalardır. O halde, “Biri hariç tamamı cehennemdedir” sözünün manası: “itikâdındaki bozukluk sebebiyle cehennem ateşinde temizlendikten sonra, itikadî bozukluğu küfre varmamışsa, cennete girecektir” demektir. Şunu hiç hatırdan çıkarmamak gerekir ki; itikattaki lekeyi, cehennem ateşinden başka hiçbir şey temizleyemez, isterse o kimse abid, zahid olsun... Fırka-i naciye ise, itikadları sebebiyle cehenneme girmeyecektir. Ancak ameldeki noksanlıkları sebebiyle, cehenneme girebilirler.   Kıymetli okurlarım!               Amel ile alakalı dini hükümlerde Müslümanlar, mutlak müctehid, Allah’ın Kitabından ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesinden hüküm çıkarmaya muktedir dört imamdan birine tabi olmuşlardır. Bu dört büyük imam: İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Malik, İmam-ı Şafii, İmam-ı Ahmed bin Hanbel. Hazeratıdır. Her bireri, Selef-i Salihin dediğimiz Eshap ve Tabiin’in yolunda yürümüşler, İslam âleminde zuhur eden muhtelif görüşlere, felsefi nazarîyelere, karşı hakkı ve hakikati müdafaa etmişlerdir. Ehl-i sünnet ve cemaat mezhebinin maksatlı bir şekilde tahrip edilmesine, karalanmasına ve yok edilmesine müteveccih faaliyetlerin hızlandığı şu zamanda, Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve onun Ashabının yolunu müdafaada gösterilecek her türlü gayret, zamanımızın en kıymetli hizmetidir. Burada, ehl-i sünnet ve cemaat itikadı üzere devam edip, bunlar ile alakalı ilimleri tahsil eden, talebe ve muallimlerin ve bunların her türlü hizmetlerini üstlenmiş olan müesseselerin kıymet ve ehemmiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Allah dostlarından bir zat şöyle buyurmuşlardır: “İmam-ı Rabbani yolundayız. O’nun evlatlarıyız. Mesleğimiz, Ehl-i Sünnet yolu ve onu ihyadır” Rabbim ayırmasın…

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 118

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 118
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 219

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 219
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

  EHL-İ SÜNNET VE’L-CEMAAT İTİKADINA SAHİP OLMANIN EHEMMİYETİ               Din-i Celil-i İslam’ın hükümleri iki ana kola ayrılır: İtikat ve İnanç esasları ile alakalı hükümler; Amel ve ibadete tealluk eden hükümler. “Ve işte sana ilim mebde-i olan bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir, bilmiyordun ve lakin biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz ve emin ol, sen herhalde doğru bir yola çağırıyorsun.” Ayet-i kerimesinde buyrulduğu üzere bu hükümlerin vazıı bizzat Allah ve Rasülüdür. Sonradan kendilerini mevzu edinen ilim dalları tertip edilmiş ve İtikattan bahseden ilme, İlm-i Tevhid ve Sıfât; amel ve ibadetten bahseden ilme ise İlm-i Şerâî ve Ahkam denilmiştir.             Ashab-ı Kiram ve Tâbiin devirlerinde, sohbet-i nebi hürmetiyle, Müslümanların akidelerinin temiz olması, ihtilafların az ve kendisine müracaat olunabilecek kimselerin çokluğu sebebiyle, bu tür ilimlerin tasnif ve tertibine ihtiyaç duyulmamışken; fitnelerin çoğaldığı, bit’atlara meylin arttığı, eimme-i din üzerine zulmün galip geldiği sonraki devirler için ise bu ilimlerin tertip edilmesi ve herkesin anlayabileceği hale getirilmesi zaruri hale gelmiştir. Müslümanlar olarak birinci vazifemiz; neye nasıl inanacağımızı çok iyi bilmek ve Ehl-i sünnet ve cemaat çizgisinden ayrılmaktan şiddetle sakınmaktır. Bu husus ebedî saadetimiz ve necâtımız bakımından çok ehemmiyet arz etmektedir.  İmam-ı Rabbanî hazretleri şöyle buyururlar: “Mükellef olanlara vacip olan ilk zarûri vazife, akidelerini Ehl-i sünnet ve’l-cemaat alimlerinin görüşlerine uygun şekilde tashih etmeleridir.” Ümmet ikiye ayrılır: Ümmet-i davet ve Ümmet-i icabet. Peygamber Efendimiz ve sonrası gelmiş ve gelecek bütün insanlığa ümmet-i davet; bunlar içinde Peygamber Efendimizin, Allah tarafından getirip tebliğ buyurduğu hususlara inanmış müminlere ise ümmet-i icabet denir. Ümmet-i icabet de ehl-i sünnet ve ehl-i biddat olmak üzere başlıca iki kısma ayrılır. Ehl-i sünnet: Rasülüllah ve onun eshabının yoluna sımsıkı sarılan, dînî hükümleri kendi arzularına göre te’vil ve tahriften kaçınan, ehl-i islâm arasına tefrika sokmaktan sakınan, bid’atlerden uzak kimselere denir. Hadis-i şerifte fırka-i nâciye diye işaret edilen de bu cemaattir.             Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Yakında ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Biri müstesna bu fırkaların hepsi Cehenneme gidecektir. “Ya Rasülellah! O bir fırka kimlerdir” denilince: “ Benim ve eshabımın yolu üzerine olanlardır.” buyurdular.             Hadis-i şerifte dikkat edilmesi icap eden bir husus vardır. Bu fırkaların hepsi İslâmî fırkalardır. O halde, “Biri hariç tamamı cehennemdedir” sözünün manası: “itikâdındaki bozukluk sebebiyle cehennem ateşinde temizlendikten sonra, itikadî bozukluğu küfre varmamışsa, cennete girecektir” demektir. Şunu hiç hatırdan çıkarmamak gerekir ki; itikattaki lekeyi, cehennem ateşinden başka hiçbir şey temizleyemez, isterse o kimse abid, zahid olsun... Fırka-i naciye ise, itikadları sebebiyle cehenneme girmeyecektir. Ancak ameldeki noksanlıkları sebebiyle, cehenneme girebilirler.   Kıymetli okurlarım!               Amel ile alakalı dini hükümlerde Müslümanlar, mutlak müctehid, Allah’ın Kitabından ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesinden hüküm çıkarmaya muktedir dört imamdan birine tabi olmuşlardır. Bu dört büyük imam: İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam-ı Malik, İmam-ı Şafii, İmam-ı Ahmed bin Hanbel. Hazeratıdır. Her bireri, Selef-i Salihin dediğimiz Eshap ve Tabiin’in yolunda yürümüşler, İslam âleminde zuhur eden muhtelif görüşlere, felsefi nazarîyelere, karşı hakkı ve hakikati müdafaa etmişlerdir. Ehl-i sünnet ve cemaat mezhebinin maksatlı bir şekilde tahrip edilmesine, karalanmasına ve yok edilmesine müteveccih faaliyetlerin hızlandığı şu zamanda, Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve onun Ashabının yolunu müdafaada gösterilecek her türlü gayret, zamanımızın en kıymetli hizmetidir. Burada, ehl-i sünnet ve cemaat itikadı üzere devam edip, bunlar ile alakalı ilimleri tahsil eden, talebe ve muallimlerin ve bunların her türlü hizmetlerini üstlenmiş olan müesseselerin kıymet ve ehemmiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Allah dostlarından bir zat şöyle buyurmuşlardır: “İmam-ı Rabbani yolundayız. O’nun evlatlarıyız. Mesleğimiz, Ehl-i Sünnet yolu ve onu ihyadır” Rabbim ayırmasın…
Habere ifade bırak !

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined property: stdClass::$etiketler

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 812

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 812
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object

Filename: tema3/haber.php

Line Number: 1110

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 1110
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once