FARZ NAMAZLARI,...
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
06.05.2016 - 08:49
A PHP Error was encountered
Severity: Notice
Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object
Filename: tema3/haber.php
Line Number: 63
Backtrace:
Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 63
Fonksiyon: _error_handler
Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view
Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once
, Güncelleme:
30.10.2020 - 19:15
3007+ kez okundu.
FARZ NAMAZLARI,...
FARZ
NAMAZLARI CEMAATLE KILMAK ve
İÇTİMA-İ
HAYATIN AHENGİNİ TEMİN ETMEK
İdeâl bir cemiyet
teşkil etmeyi gâye edinen İslam dini, Müslümanlara toplu halde yaşamalarını ve
cemaat ruhunu korumalarını emretmiş; dünya ve ahiret çalışmalarında topluca
hareket etmenin mes’ut neticelerini, elle tutulurcasına göstermiştir.
Cemaatle
kılınan namaz, nurlu ve şuurlu bir topluluğun doğmasına ve gelişip inkişaf
etmesine hizmet eder.
Cemaatle
eda olunacak namaz, kişinin nefse esaretten kurtulmasına, disiplinli ve
muntazam bir hayatı alışkanlık haline getirmesine amil olur. “Cemaatle
kılınacak namaz, tek başına kılınan namazdan 27 derece üstündür.”
Beş
vakit namaz ile cuma ve bayram namazlarının cemaatle eda olunması, islami
birlik ve beraberliğin en canlı ve çarpıcı örneği, müslüman milletin
düşmanlarına karşı en sarsıcı bir ültimatomudur.
Cenab-ı
Hak bir ayeti kerimede buyuruyor ki: “Namazlara ve orta namaza (vakitlerinde
rükünleri ve şartlarıyla) devam edin. (Allah’ın davetine) tam huşu ve taatle
durun”
Müslümanlar,
farz namazların edası sebebiyle, bir araya geldiklerinde birbirlerini tanıyıp
görüşürler, din kardeşinin keder ve sevincine ortak ve milletimizin yararına
olacak işlerde bir birinin teşvikçisi olurlar.
Cemaate
devam, hamura katılan maya gibi, ibadetin ecrinin katmerleşmesine sebep olur.
Bu ince hikmete işaret eden Peygamber Efendimiz, “Kim yatsı namazını cemaatle
kılarsa sanki gecenin yarısını ibadet için ayakta geçirmiş gibidir. Kim de
sabah namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin tamamında namaz kılmış gibidir”
buyurmaktadır.
Ahiretin
tarlası bulunan dünya hayatında yapılan her iyi iş, ebedi alemin azığı, ışığı
ve sermayesi olacak; cennetlere ve oradaki nimetlere erişmeye vesile teşkil
edecektir. Bu ciheti Rasülüekrem efendimizin hadisi şerifleri ile perçinlemek
isteriz: “Karanlıkta mescitlere gidenleri, kıyamet gününde tam bir nur ile
müjdele.” “Kim mescide cemaatle namaz kılmak için gider gelirse, her gidiş ve
gelişinde, Allah onun cennetteki konağını hazırlar.”
Cemaatle
namaz kılmayı ihmal edeni yeren ve yere geçiren Hadisi Şerifler, Allah
Rasülünün sünnetleri ile amil ve kamil olmak isteyenleri ürpertecek ve derin
derin düşündürecek ifadeler taşırmaktadır. Onlardan bir kaçını muhterem
cemaatımızınıttılağına arz etmeyi dini bir vecibe kabul etmekteyiz. “Topluluklar,
ya cemaatı terk etmeye son verirler yahut Allah onların kalplerinin üzerini
mühürler de; sonra gafillerden olurlar.” “Münafıklar üzerine sabah ve yatsı
namazlarını cemaatle kılmaktan daha ağır hiç bir namaz yoktur.”
Değerli
okurlarım,
Hanefi ve Maliki
mezheplerine göre, cemaatle namaz kılmak
sünneti müekkededir. Diğer mezhep imamlarından bunun farz olduğu görüşünde
olanlar da vardır. Bu hükümler dikkate alınınca, cemaati terk eden kimseler bir
ihmal ve sorumluluk yüklenmiş olur.
Şiddetli
yağmur ve soğuk; malına, canına ve ırzına zarar verme korkusu; gözsüz veya
felçli olmak; ağır bir hastalığa tutulmak veya hasta başında beklemek; gece veya gündüzde esen şiddetli rüzgâr gibi
dinimizin kabul ettiği mazeretlerden biri bulunmadıkça cemaatle namaz kılmayı
ihmal asla caiz değildir. Ashab-ı Kirâm, hasta oldukları zamanlarda bile, iki
kişinin yardımı ile namaza gelirlerdi.
Rasulü
Ekrem (s.a.v), bir gün Ashab-ına şöyle
hitap etmişti.. “Kim müezzini(n sesini) işitirse (kücük) bir özür onun ( imama)tabi’
olmasını engellemesin.” Ashap:
“(Makbul sayılacak)
özür nedir”?dediler,
Rasulüllah (s.a.v):
“(Can, mal ve ırza
zarar vermek) korku (su) ve bir de hastalıktır” buyurdu.
Ömer
Bin el-hattap, bir sabah namazından sonra mescitte Süleyman Bin EbiHasmey-i
görememişti. Hazreti Ömer, mescitten ayrıldıktan sonra çarşıya çıkmıştı.
Süleyman bin Hasme’nin evi, yolun
üzerinde idi. Kapıyı çalıp, bahsi geçen zatın annesi Şifa (r.a)’ya:
“Sabah namazında Süleyman’ı
(mescitte) göremedim” dedi. Kadın, “o geceyi ibadetle geçirdi. (Gecenin
sonunda) gözleri ona galebe etti (de cemaate yetişemedi)” dedi. Hazreti
Ömer aldığı bu cevap üzerine şöyle konuştu: “Sabah
namazında cemaatte hazır olmaklığım, (ibadet için) geceyi ayakta geçirmekten
bana daha sevimlidir”