MAHALLİ SEÇİMLER  -4-

Duroğlu, Giresun merkez ilçeye bağlı şirin bir belde. Dört dönem önce belde olmaya hak kazandı. Üç köy beldeye dahil oldu. Bazı mahalleleri de beldeye dahil ettiler. Sanal olarak büyük şehirlerden sanal olarak nüfus taşınarak beldeliği devam ediyor. Çok geniş bir arazi yapısına sahip “Kara Eyüp” (Garip) mahallesine hizmet götürebiliyor mu, bilemiyorum. Guraba mahallesine su temini için hane başı aşırı bir bedel istendiğini, muhtarlar ve ihtiyar heyeti vasıtası ile biliniyor. Belde sınırları içersinde bulunan çevre köylere ulaşım sağlayan yollar (Yenicehisar ve Pınarçukuru köyleri başta olmak üzere) İl Özel İdaresi tarafından yapılmaktadır. Pınarçukuru Köyü sapağından ayrılan, beldeye bağlı Paya Mahallesinin yoluna güzel bakım yapılmış, tebrik ediyorum, alkışlıyorum. Bir kısmını sel alsa da güzel bir çalışma olmuş, Ancak belde sınırları içersinde bulunan, beldeyi Pınarçukuru Köyüne bağlayan yola niçin bakım yapılmıyor. Gez mahallesinde, mezarlığın girişindeki düşük banketler niçin yapılmaz, anlaşılmıyor.    İki büyük araç yan yana geçişmiyor. Bazı dönemlerde başkanların sadece kendi mahallesine yatırım yaptığı gibi yapmayın lütfen. Başkanın bir tanesi ana yola çakıl bulamazken, bahçe yollarına bakım yapıyordu. Kağıt katranlardan eserler gibi. Beldeye bağlı “GEZ MAHALLE” eski bir yerleşim yeri. Çok eski bir Camii var. Sağ olsunlar İl Müftülüğü imam kadrosu verdiler. Hizmet devam ediyor. Cemaat kırsal kesimde camilerde yok denecek kadar az ya, Cuma namazları kılınıyor. Vatandaş bazen vakit namazlarına da camiye gidiyor. Yalnız tuhaf bir durum var. Duroğlu Belediyesi caminin tuvaletini yıkmış. Yenisini yapacağını vaat etmiş. Tutun cemaat tutun kendinizi seçime kadar yapılır. Ya da “Necasetten taharet” i iptal için fetva çıkarttırın. Sevsinler, “hizmet sizden, destek bizden” çıtayı yükseltin lütfen. Çok zengin olan çok akıllı değildir. Hesabını veremeyeceğini talep etmeyen, hesabını veremeyeceğinin üzerinde tasarruf sağlamayan akıllıdır.  Şehit cenazelerine, düğünlere v.b.  giderek büyük adam olunmaz. Akıllı insan kendini övmez. Onları başkaları över. Akıllı ve güçlü insanlar işgal etmiş oldukları makama ve mevkiye güç ve saygınlık kazandırır. Zayıflar ise güç ve saygınlığını işgal etmiş olduğu makamdan ve mevkiden almaya çalışır. Yöneticiler eleştirilere açık olmalıdır. Hesap verebilir olmalıdır. Hata ve kusurlarını görenlere teşekkür edilmelidir. Çünkü insanların çoğu kendi hata ve kusurlarını göremezler. Ancak hata ve kusurlarını görenleri de sevmezler. Belli bir makamı-mevkii işgal edenler örnek olmalıdır. Onu destekleyenler mutlu olmalıdır. Desteğinden dolayı onur duymalıdır. Gerçi “aptallar doğruyu bulmak zorunda değildir. “  Hatta “Aptala aptalsın deyince, aptalın aptallığında bir azalma meydana gelmez.” Dünya’da her zaman aptallar kaybetmişlerdir. Hep keşke demişlerdir. Dün öyle idi, bu gün de böyle, yarın da böyle olacak. Sayın Başbakanımızda öyle diyor. “oy seçmenin namusudur.”   Onurlu ve namuslu insanlar en az onursuz ve namussuzlar kadar güçlü ve cesaretli olmalıdır. Değerli seçmenler kararlarınızı, duygularınızla değil aklınız ile veriniz. Geleceğinize, gelecek kuşağa yatırım yapmış olursunuz. Yoksa geleceğimizi katletmiş olursunuz. Unutmayın hiç yapmamak, bozuk, kötü yapmaktan daha iyidir.  Bozuğu düzeltmek ise yeniyi yapmaktan daha zordur.   Hiç kimse doğruyu söylemekten korkmamalıdır.                BENİM KÖYLÜM Duroğlundan alırdım ben yükümü, Çıkamazdım Atocağının büklümü Ana bizim ala inek yüklümü Bir kaşık ayranda nasip olmadı.   Herkes iyi insan olmak için çaba sarfetmelidir. En azından yönünü, istikametini iyi insan olma yönüne döndürmelidir. Selam ve dua ile