MÜ'MİNİN İSTİKAMETİ
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
13.05.2016 - 09:17
A PHP Error was encountered
Severity: Notice
Message: Trying to get property 'tamsayfa' of non-object
Filename: tema3/haber.php
Line Number: 63
Backtrace:
Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/views/tema3/haber.php
Satır: 63
Fonksiyon: _error_handler
Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Haber.php
Satır: 157
Fonksiyon: view
Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once
, Güncelleme:
30.10.2020 - 19:15
4252+ kez okundu.
MÜ'MİNİN İSTİKAMETİ
Doğruluk demek olan istikamet: Ehli Sünnete göre Cenab-ı
Hakk’ın Elestü birabbiküm yani Ben sizin rabbiniz değil miyim? Bizlerde
Bela(evet) Sen bizim Rabbimizsin demek suretiyle verdiğimiz sözlerin tamamına
vefa göstererek, İtikatta, amelde, yemede, içmede, halde, sözde ve dini dünyevi
bütün hareketlerde ifrat ve tefritten sakınıp, Nebiler, Sıddıklar, Şehitler ve
Salihlerin yolunda yürümeye itina göstermektir diye tarif edilmiştir.
Cenab-ı Hak hud suresinde Peygamber Efendimize hitaben
“Emrolunduğun gibi dosdoğru olmaya devam et” buyurmaktadır.
Emrolunan sınırlar içerisinde, emrolunan şekilde
dürüst bir yaşayış sürdürmek takdir edileceği gibi büyük bir ciddiyet, hassasiyet
ve gayret ister. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) Sure-i hûd beni
ihtiyarlattı. buyurmuşlardı. Ebu Ali Essenusî (h.z) rüyasında Peygamber
Efendimizi görür ve Ya Rasülellah siz, sure-i hud beni ihtiyarlattı
buyurmuşsunuz? Peygamber Efendimiz Evet buyururlar. Peki Ya Rasülellah, Sizi
ihtiyarlatan bu surede zikr edilen Peygamberlerin kıssaları ve ümmetlerinin
helaki mi? Peygamber Efendimiz Hayır bilakis (Emrolunduğun gibi dosdoğru ol)
emri celilidir. buyurmuşlardır.
Hakk’a vasıl olmak için istikametten başka yol
olmadığı gibi, her husus da kemâli istikamet kadar yüce bir makam ve onun kadar
zor hiçbir emir yoktur. Şunu da ifade
etmek lazımdır ki, bu ayette Peygamber Efendimize beni ihtiyarlattı dedirtecek kadar zor gelen
cihet, emri istikametin asıl kendisine
taalluk eden kısmından ziyade Ümmetine taalluk eden kısmıdır.
Zira ayetin devamında Cenab-ı Hak: “Seninle beraber
tövbe edenlerde yani şirkden tövbe edip de imanda sana iştirak ederek maiyetinde
bulunan, Müslüman olan her kimse de
senin gibi müstekım olsun ve azmayın yani Allah’ın tayin ettiği huduttan çıkmayın-aşırı
gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir. buyurmaktadır.
Ebu Amr Süfyan ibni Abdullah (r.a) şöyle anlatıyor:-Ya
Resülallah! Bana İslam-ı öylesine tanıt ki, onu bir daha başkasına sormaya
ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim.-Rasülullah (s.a.v) -“Allah’a inandım de, sonrada
dosdoğru ol!” buyurdular.
Hz. Allah’a hakkıyla inanan sonrada bu inanca münasip
olarak dosdoğru yaşayan, söz ve hareketinde dürüst davranan, hiçbir zaman
hilekarlığa kaçmayan mü’minleri nail olacakları nimetleri Mevla’mız bir ayeti
kerimesinde şöyle beyan buyuruyor: “Rabbimiz Allah’tır deyip sonrada
dosdoğru yaşayanlara melekler gelerek: Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen
cennetle sevinin. Biz, Dünya hayatında da ahirette de sizlere dostuz. Esirgeyen,
bağışlayan Allah’ın ikramı olarak (cennette) canınızın çektiği ve
dilediğiniz her şey sizindir. derler.”
Zira
başka bir ayeti kerimede de beyan edildiği üzere “Allah’ın dostları için ne
korku nede hüzün vardır”. buyrulmaktadır.
Allah
dostlarından bir zat: “İstikamet; tevhit
demektir. Tevhid’in iki manası vardır: 1-Tevhîdi sûri; Bu İnsanı Galata
Köprüsünden bile geçiremez çünkü o yalnız dildedir. 2-Tevhîdi hakiki ki o kalpte olur. İnsanı hem
dünyada hem ahirette en ulvî makamlara kavuşturur. İşte buna tevhîdi ihlas
derler”. buyurmaktadır.
Değerli
okurlarım!
Doğrulukta kalbin ve dilin dürüstlüğü pek büyük
ehemmiyet arz etmektedir. Hz. Allah’a iman edip dürüstlüğü benimseyen bir kalp,
diğer azalara hükmeder. Dil, kalbin tercümanıdır. Onun doğruluğu ve eğriliği de
diğer âzaların doğruluğu ve eğriliği demektir.
Nitekim bir hadisi şerifte “Her sabah bütün
âzaların dile hitaben; bizim hakkımızda Allah dan kork. Biz sana bağlıyız. Sen
doğru olursan bizde doğru oluruz. Sen eğri olursan bizde eğriliriz.” dedikleri
bildirilmiştir.
Bu, doğru sözlü olmanın ne kadar mühim olduğunu
göstermektedir. Hatta bir başka hadisi şerifte Efendimiz (s.a.v) şöyle
buyurmuşlardır: “Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dili doğru
olmadıkça kalbide doğru olmaz.” O halde özüyle sözüyle dosdoğru olmak icap etmektedir.
İstikamet üzere yaşamak, fevkalade dikkat ve gayret
ister. Yine de tam olarak muvaffak olunamayabilir. Nitekim bir ayeti kerimede
“Hepiniz Allah’a giden doğru yolu tutun. Ondan bağışlanmak dileyin.” Buyrulmaktadır. Buradaki
mağfiret isteme tavsiyesi istikametteki kusurlarla alakalıdır.
Peygamber Efendimiz: “Tam manasıyla başaramazsınız
ya, siz (yinede) dosdoğru olun.”buyurmak suretiyle istikamet üzere
yaşamanın ne kadar zor olduğunu beyan buyurmuş, buna rağmen dürüstlükten asla
vazgeçilmemesi icap ettiğini bildirmiştir. Zira meşhur kaidedir; Tamamı elde edilemeyenin tamamı da terk
edilmez. Çünkü İman ve İstikamet ebedi mutluluktur.