ÖĞRENCİ EVLERİ GERÇEĞİ

Önce kitabı kitap gibi okumak gerek. Basit polemiklerin ve kısır döngülerin içinde olmamak gerek. Ancak bir gerçek herkes tarafından bilinsin. Herkes tarafından görünsün. Herkes tarafından iyi okunsun. Hiç birimiz yarın keşke demeyelim. Çünkü bana kalırsa tehlike çok büyük. İnsanlar ihtiyaçlarını makul, mantıklı ve meşru yollardan karşılayamaz ise, kendi yol ve yöntemleri ile ve kendilerine göre meşru yollardan karşılamaya çalışırlar. Önceleri biraz kendilerini baskı altına alırlar. Utanma ve suçluluk duygusu altında kendilerini hissederler. Hatta bir müddet kendilerini haram ve günah manevi değerlerinin altında hissederler. Bir müddet sonra alışılır. Çünkü “İNANDIKLARINI YAŞAMAYANLAR, YAŞADIKLARINA İNANMAYA BAŞLARLAR.” Gençliğinde mini hatta midi etek giymeyen genç bir bayan mini etek giyemez. Kendini çıplak hisseder. Hatta küçük yaştan tesettüre giren bir bayan, baş örtüsünün açılması durumunda kendini ağır bir suç işlemiş gibi hisseder. Baş örtüsü yasağından dolayı okulunu bırakan mesleğini (Avukatlık başta olmak üzere) bırakan hanımların sayısı az değildir. Hükümet öğrenci evlerini denetim altına almak, çözüm değildir. Sadece size karşı  cephenin nefret ve hiddetini artıracaktır. Bu sadece rahmetli Necmettin ERBAKAN hocanın ifadesiyle pahsuman tedbirlerdir. Neden? Çünkü: Bu gün lise öğrencilerinin % 45’i sigara, % 32’si alkol, % 9’u uyuşturucu kullanıyorsa bir yerde yanlış yapıldı demektir. Bunun en büyük sorumlusu siyasilerdir. Kayıtsız şartsız destek verdiğimiz siyasilerdir. Yeni nesil maalesef “ANLIK HAFIZAYA “ sahiptir. Çünkü çıkacakları kızın albenili, cilveli, sınırsız özgürlüğü benimseyen bir olmasını isterler. Ama evlenecekleri kızın ise el değmemiş ve göz değmemiş birisi olmasını isterler. Soruyorum: kardeşim bıraktın mı öyle birini? Sadakat sahibi bir hanım istiyor  bütün beyler. Kardeşim bıraktın mı öyle birini?      Siyasiler biliyormusunuz, üniversiteli kız öğrencilerin hemen,  hemen tamamının alkol almak için yurtlardan hafta sonu evci izni aldıklarını. Felekten bir gün-gece çalmak için parti düzenlediklerini biliyormuzunuz. Kardeşim, bu zihniyeti fanusa koysanız, yapacağını yapar. Çokta müdahil olursanız, muhalefet size “halkın uçkuru ile uğraşma” der. Hiç unutmuyorum DTCF de 1977 yılında okuyan bir arkadaşım var idi. Fakülteyi bir ders, bir hoca yüzünden 8 (sekiz) senede zor bitirmişti. Bayan hoca arkadaşıma kızı ile çıkmasını önermişti. Aldığı cevap ise çok onurlu idi. “Yarın evleneceğim eşimin hakkını kimse ile paylaşmam. Bu bir bakış dahi olsa.” Bu ne asalet, bu ne güzel asalet. Bugün kafayı dağıtıp, daha sonra dağıtmaya devam eden genç kızlar. Sizde cazibe mi kalır. Sizde heyecan mı  kalır. Siz heyecan veremezsiniz ki. Karaya vurmuş balina haline geliyorsunuz. Farkındamısınız. Farkında değil iseniz, lütfen uyanın. Heyecanı ve duyguları tavan yapmış bir eş adayı olun yarınlar için. Çocuklarınıza emzireceğiniz sütün hakkını verin. Minderiniz başkalarının kucağı olmasın. İffet önce size lazımdır.   İhtiyaç duyuyorsanız evlenin. Çok fazla seçici olmayın. Beyler hazır iseniz evlenin. Beklemeyin devlet desteği var. Evlenin balayına gidin. Ben evlenmem alayına giderim dersen. Alayınız batarsınız. Anlayana. Selam ve dua ile.