NEZAKET - 2
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
14.12.2015 - 18:08, Güncelleme:
30.10.2020 - 19:15 2185+ kez okundu.
NEZAKET - 2
Gelecek yaşam hayatımızda
muvaffakiyetimizi belirleyecek olan en mühim hususlardan birisi de kendinize ve
çevrenize karşı gösterdiğiniz sevgi, hürmet ve nezaketiniz olacaktır. İnsanlardan
bazıları herkes tarafından çok sevilip, değer görüp muvaffak olurken, aynı
vazifeyi ifa eden bazıları ise daha az sevilmekte, değer görmemekte, yetenekli
olmasına rağmen muvaffak olamamaktadır.
Nezaket kurallarına uymak Müslümanlığın
icaplarındandır. İnsanlar adab-ı muaşeret kaidelerine uymayanları; cahil,
bencil, kaba, saygısız diye isimlendirir ve kınarlar. Nezaket kaidelerine uyan
kişileri ise; terbiyeli saygılı, nazik, kibar, İstanbul beyefendisi şeklinde
isimlendirirler. Amelde eksiği olanların kurtuluşları mümkün olmakla beraber
edepte eksiği olanların, amellerinin iptal edileceği hakikati, görgü ve nezaket
adabının içtima-i ehemmiyetine ilaveten, dini yönden de ne kadar ehemmiyetli
olduğunu ifade eder.
Aziz
okurlarım
Memalik-i
Osmaniye’de gezerek, şahit olduklarını anlatan bir ecnebi (yabancı) şunları
söylüyor:
“Osmanlı memleketlerinde halkın üstleri
başları ne kadar temizdir. Hal ve tavırlarında ne büyük bir asalet ve
yüzlerinin çizgilerinde ne tatlı bir sükûnet ve nezaket vardır. Konuştukları
dil de, ne kadar tatlı ve ahenklidir.!”
“… Sohbet edenlerin ifadeleri veciz ve telaffuzları
da pek temizdir. Tebessümlerinde incelik ve el hareketlerinde ayrı bir zarafet
ve sadelik vardır. Ecnebileri (yabancıları) en çok hayrette bırakan taraf,
hepsi birden konuşmayıp, yalnız birinin söz söylemesidir. Konuşan, genellikle
sözünü pek kısa tutar, Dinleyen de, söz bitene kadar güzel bir dikkat
halindedir. Birbirlerine karşı fikirlerini hürmetle müdâfaa ederler. Söylenen
sözlerde herhangi bir fenalık, koyuculuk, iftira gibi kötülükler ve edebemugâyirlâubâli
muhtelif lakırdılar yoktur. Yaşlı ve büyüklere karşı hürmetle onların hakkına
riayet, hayâl edilemeyecek bir nezaket içindedir.
Diyebilirim ki Osmanlılar’ın ahlaki
hususiyetleri, insanı adeta büyüler. Yürüyüşlerinin serbestlik ve ihtişâmı,
misafir kabullerindeki güler yüzlülükleri ve nihayet selamlığa girip çıkarken
riayet ettikleri teşrifatınzarafeti karşısında hayran olmamak elde değildir.”
Kardeşlerim! Bizlerde
ecdadımızın yolundan gittiğimize göre onların ahlakını takınmamız gerekmez mi?
Bir beyitle yazıma son vereyim.
“Edep bir tac imiş nur-u Hüda’dan,
Giy ol tacı emin ol her beladan.”
Sitemizdeki haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde izinsiz yayınlanamaz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.